25 / 12 / 2024

Ermeni mimarlar sergisi tarihçileri 2'ye böldü!

Ermeni mimarlar sergisi tarihçileri 2'ye böldü!

19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında İstanbul'da yaşayan 40 Ermeni mimar tarafından yapılan 100 tarihî binanın fotoğraflarının yer aldığı İstanbul Modern Sanat Müzesi'ndeki "Batılılaşan İstanbul'un Ermeni Mimarları" adlı sergi bir ta



 İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında sergideki Ermeni mimarlar tarafından inşa edildiği belirtilen bazı binaların başka mimarlara ait olduğu iddia ediliyor.

Osmanlı arşivlerinde inşa kayıtlarına ilişkin binlerce belge bulunduğunu, sanat tarihçileri Osmanlıca bilmedikleri için bu belgeleri değerlendiremediğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Selman Can, "Birçoğu Balyan ailesine ait olduğu öne sürülen yapıların gerçek mimarları kayıtlarda farklı. Balyanlar 19. yüzyılın en büyük müteahhit ailesi olarak yaşadı, yaptıkları yapıların da büyük kısmı farklı mimarların eseri." dedi. Can'ın verdiği bilgilere göre Balyan ailesi üyelerine ait olduğu öne sürülen eserlerin arşiv kayıtlarındaki gerçek mimarları şöyle: Sultan 2. Mahmut Türbesi (Mühendis Abdülhalim Efendi), Bayezit Yangın Kulesi (Seyyit Abdülhalim Efendi), Rami Kışlası (Seyyit Abdülhalim Efendi), Ortaköy Camiisi (Seyyit Abdülhalim Efendi), Mecidiye Kışlası (İngiliz William James Smith), Mekteb-i Harbiye (W. James Smith), Yıldız Hamidiye Camiisi (Rum Nikolaki Kalfa), Sarayburnu Antrepoları (Alman August Jasmund), Baltalimanı Sahil Sarayı (İtalyan Gaspare Fossati).

Sanat tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu, bu eserlerin imparatorluk mimarisi olduğunu belirterek, "Bu mimarlar Ermeni, Rum, Laz, Süryani mimarlardır diyerek Osmanlı mimarisindeki eserleri sınırlandırmak, medeniyet olgusunu algılamamış olmaktan kaynaklanır." dedi. Prof. Dr. Selçuk Mülayim, Balyan ailesi üyelerinin bir kısmının müteahhit, bir kısmının kalfa olduğunu belirterek, kimin olursa olsun bu eserlerin Osmanlı kimliğini yansıttığını söyledi. Prof. Dr. Suphi Saatçi de Balyanlar'ın mimarlıktan çok müteahhitlik yaptıklarını kaydederek "Bahsi geçen eserlerin mimarları kendileri değildir. Müteahhit olarak öne çıktılar ve Osmanlı vatandaşı olarak bu topraklara hizmet ettiler. Söz konusu eserlerin gerçek mimarlarının kim olduğu konusu tartışılmalı ve kimse bundan korkmamalı." dedi. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ersoy ise 19. yüzyıl Osmanlı mimarisini veya kültürünü Osmanlı Rum ve Ermenilerinden temizlemeye çalışmanın sağlıksız bir yaklaşım olacağını söyleyerek Balyanlar'ın çoğu binalarında hem müteahhit hem de tasarımcı olarak görev yaptıklarını belirtti.
Zaman

 


Geri Dön