Yeni Projeler

Ersin Özince: Konut kredisinde 1. değiliz!

Ersin Özince, son yıllarda gayrimenkul yatırımlarının fazlasıyla yatırım aracı olarak görüldüğüne dikkati çekiyor

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Bugün ülkemizde özel sektörün birçok konuda uluslararası rekabete ayak uydurmasında zorlanmasının arkasında yatan, kanaatimce en önemli neden, sermaye piyasasının yeterince gelişmemesidir" dedi.
      
İş Bankası’nın Sapanca Güral Otel’de düzenlediği "İş’le Buluşmalar Toplantısı"nda konuşan Özince, bankasının faaliyetlerini ve sektörün geldiği konumu değerlendirdi.
        
Yeni ufuk ve yeni bir perspektife en güzel örnek olarak İş Bankası’nın verilebileceğini ifade eden Özince, bankasının ulusal sermaye, ulusal müteşebbis ve ulusal sanayiyi oluşturmak amacıyla 26 Ağustos 1924’te Atatürk tarafından kurulduğunu anlattı.
        
Atatürk’ün Celal Bayar’ı İş Bankası’nı kurmakla görevlendirdiğini hatırlatan Özince, "İş Bankası 1 milyon lira sermaye ile kuruluyor, 1 milyon lira sermayenin 750 bin lirasını tüccar, esnaf ve 30’un üzerinde kurucu ortak taahhüt ediyor. Yani yüzde 75’ini özel şahıslar koyuyor. Bugün İş Bankası’nın konumu malumunuz. Türkiye’nin en zor yıllarında, ulusal kurtuluş savaşından çıktıktan sonra bu ülkenin insanları oturup bir ulusal banka sevdasına giriyorlar. Bu hiç akla gelir mi?" dedi.
        
Atatürk’ün, "Sermayemiz az diye endişe etmeyin, en önemli sermaye zeka, dikkat ve iffettir, bir de metotlu çalışmasını bilmektir" dediğini anımsatan Özince, İş Bankası’nın Türkiye’de müteşebbis sektörünün oluşturulmasında en önemli inisiyatiflerden birisi olduğunu kaydetti.
        
Cumhuriyet kuruluşu olarak niteledikleri bankayı Atatürk’ün belirlediği çizgide tutmaya özen gösterdiklerine işaret eden Özince, "Bugün dünyanın geldiği yer gösteriyor ki bundan daha da uygun model pek yok. Çalışan sahipliği bu tür kamusal görev yapan kuruluşlarda bir yerde işin sigortası gibi oluyor. İş Bankası kurulduğundan bu yana 300’ün üzerinde iştirak kurmuş. Bu 300 iştirakin içinde sinema şirketinden yayıncılık, gemi nakliye şirketinden maden şirketine, tekstil şirketinden şeker şirketine kadar hepsi var" diye konuştu.
        
İş Bankası’nın Türkiye’de özel sektörün ve özel teşebbüsün destekleyicisi ve yaratıcısı olma misyonunu devam ettirdiğini dile getiren Özince, "Bugün ülkemizde özel sektörün birçok konuda uluslararası rekabete ayak uydurmasında zorlanmasının arkasında yatan kanaatimce en önemli neden, sermaye piyasasının yeterince gelişmemesidir. Madem ki ülke ekonomisi bizim endişemiz, sermaye piyasasının mutlaka geliştirilmesi gerektiğini söylemeye devam etmek durumundayız" şeklinde konuştu.
        
Sermaye piyasasının güçlendirilmesi konusunda sadece söylemle yetinmediklerini ifade eden Özince, İş Bankası’nın iştiraki İş Yatırım’ın en iyi yatırım bankası seçildiğini hatırlattı.
        
Özince, Türkiye Sanai Kalkınma Bankası’nın Türkiye’nin ilk özel kalkınma bankası olduğunu, kalkınma bankacılığı anlayışının sona ermesine rağmen, kar beklentisi olmadan bu konudaki çabalarını sürdürdüklerini belirtti.
        
Sermaye piyasasının geliştirilmesi konusunda atılan en somut adımın İstanbul Finans Merkezi olduğuna dikkati çeken Özince, "Bu fikir çok yanlış anlaşıldı. Çoğumuz bunu düşündüğümüzde, ’ya İstanbul’da bir yere bir şey yapacaklar, bir yere binalar dikecekler" denildi. İstanbul Finans Merkezi fikrinden düşünülen tamamen liberal serbest piyasa ekonomisinin doğru düzgün yapılabileceği, dünyanın iyi uygulamalı piyasalarından daha iyi para ve sermaye kurallarına sahip olacak bir ortamdır" dedi.
        
Türkiye’nin serbest piyasada yılların tecrübesini edindiğini ifade eden  Özince, eski demir perde ülkelerine özenilmemesi gerektiğini söyledi.
        
Türkiye’nin sahip olduğu müteşebbis gücünü, serbest piyasa kurallarını koyarak harekete geçirmesi gerektiğini belirten Özince, şöyle konuştu:
        
"Oldukça boyutlu bir ekonomimiz var. Ekonomimizin şu andaki büyüklüğü dahi biz hiç ummazken dünyanın ilk 20’si arasına girdi. Öylesine ummuyoruz ki, piyangodan bize bir şey vurmuş gibi geldi, bana biraz öyle geliyor. Ne yaptık da girdik? Netice itibariyle bizim bunca deneyimi artık kurumlaştırmamız gerekiyor.
 
En önemli sıkıntılarımızdan birisi paylaşımı ve ölçeği büyütmeyi henüz tam başaramadık. Bankacılık açısından bakalım. Bugün bankalarımızın büyük bir bölümü yabancı yatırımcılar tarafından alındı ama ondan önce hemen hepsi şahıs veya aile şirketlerine aitti. Halka açıklık dahi tam bir model olamadı. Bugün Avrupa’da veya gelişmiş ekonomilerde bankaların çoğunun en büyük hissedarının yüzde 20’yi geçen hissesi olduğu vaki değildir."
        
"ŞU ANDA ŞUBE ADEDİMİZ BİN 120’Yİ GEÇTİ"
Son yıllarda gayrimenkul yatırımlarının fazlasıyla yatırım aracı olarak görüldüğüne dikkati çeken Özince, söz konusu durumun dar olan kaynakları bir miktar daha ağırlaştırmasına neden olduğunu düşündüğünü belirtti.
       
İş Bankası’nın kriz döneminde şube sayısını arttırdığına işaret eden Özince, şunları ifade etti:
        
"Önceki sene Türkiye kriz söylemleri içindeyken, biz bine doğru saymıştık, şu anda şube adedimiz bin 120’yi geçti. Karlı olan şubeleri belirli bir sıralamayla açacağız. Şubelerimizin karlılığını iş adamlarımızın ticareti belirliyor. Ümit ediyorum ki iş adamlarımızın işleri daha bol ve bereketli olur. Biz Türkiye’nin en büyük özel bankasıyız, fakat en büyük özel ticari bankasıyız aslında. Kredi kartlarında birinci değiliz, dördüncüyüz, hatta konut kredisinde de şimdi birinci değiliz, onda da üçüncü olabiliriz ama ticari kredide hiç tereddütsüz birinciyiz, yaygın ticari kredide birinciyiz."
        
Saray Halı A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Necati Kurmel ise 20 bin baş büyük hayvan beslediklerini belirterek, Türk halkının yeterince süt tüketmediğini, süt içilmemesi nedeniyle sütün para etmediğini söyledi.
        
Sütün para etmemesi nedeniyle üreticilerin hayvanlarını kestirdiğini ifade eden Kurmel, "İnsanlar ineklerini kestiriyor. İnekleri kesince et kalmıyor. Hükümet diyor ki, ’bir holding, bir tavukçu, bir halıcı, bunlar spekülasyon yapıyor’ diyor. Nasıl tutarsın, hayvan yem yiyor. Nüfus çoğalıyor, hayvan sayısı azalıyor. Pazar öyle duyarlı ki, et fiyatı 17 liraya çıktığı zaman, pazarda canlı hayvanın kilo fiyatı 14 liraya çıkıyor. Kilosu 13 liraya Kars’tan canlı hayvan alıyoruz. Et 12 liraya düştü, canlı hayvanın kilosu da 8 liraya düştü. Şimdi kim zarar etti, yetiştirici" diye konuştu.
AA