Genel

Ertuğrul Günay: Topkapı Sarayı eski görkemine kavuşacak

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,  Topkapı Sarayı ile ilgili, 'Bir rota çizdik, bir strateji planımız var ve adım  adım orayı Kanuni Sultan dönemindeki ciddiyetine, görkemine, saygınlığına ve  güzelliğine kavuşturmaya çalışıyoruz' dedi

              Günay, restorasyonu tamamlanan tarihi Ankara Devlet Resim ve Heykel
 Müzesi 'nin açılış töreninin ardından TRT Haber 'in canlı yayın konuğu oldu.

                Bakan Günay, 'restorasyonun ayrıntılarının' sorulması üzerine, aslında
 müzenin daha önce restore edildiğini belirterek, 'Biz yeni başladığımızda 7
 yıldır kapalıydı burası. Bir an önce açılsın düşüncesiyle o restorasyonla yetinip
 açmıştık ancak zaman içinde hiçbir şeyin mükemmel olmadığını gördük ve yenileme
 ihtiyaçları doğdu' diyen Bakan Günay, şöyle devam etti:
                'Güvenlik sistemimiz ve sergi mekanlarımız yeterli değildi. O yüzden
 2010 yılı içinde yani bir yıldan biraz daha kısa sürede, bir kapatma kararı
 verdik. Yeni baştan tavandan-çatıdan zemine kadar yeni teşhir salonları açmaya
 çalışarak ve dış mekanı elden geçirerek, aynı zamanda güvenlik sistemlerini
 yenileyerek gerçekten bir devlet, bir kamu kurumuna yakışır Resim ve Heykel
 Müzesi yapmaya çalıştık. O ciddiyette, o duyarlılıkta bir müze yapmaya
 çalıştık.'

                Bakan Günay, 'güvenlik sistemi ve teşhir salonlarının büyüklüğündeki
 sıkıntının' hatırlatılması üzerine, müzede geçmiş yıllarda sadece üst katlarda
 teşhir olduğunu söyledi.

                Binanın 1926 yapımı olduğunu ancak 1980 'den sonra müzeye dönüştürüldüğünü
 ifade eden Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
                'Sadece üst salon, alt salonda periyodik sergi salonları ve
 kullanılmayan birtakım depo mekanları vardı, bunların hepsini açtık. Tavanlara
 inanılmaz şekilde asma tavan yapılarak alçaltılmıştı. Bunları kaldırdık ve
 orijinal tavanları ortaya çıkardık. Teşhirde kullanılmayan bu depo alanlarını ve
 periyodik sergi alanlarını teşhirin içine aldık. Ana kapıdan girdikten itibaren
 tamamı müze haline geldi yapının. Periyodik sergide bahçeden gelen ayrı bir bölüm
 var. İki ayrı kat var. Orası da yapılıyor şimdi. Geçmiş dönemde 300 'ün altında
 resim ve heykel sergileniyordu. şžu anda 800 'e ulaştı rakam ve üç katına yaklaştı
 neredeyse. Depolarımızda bu zamana kadar unutulmuş, ihmal edilmiş olan eser de
 böylece sergilenme imkanına kavuştu.'

                Bakan Günay, 'Fikret Mualla eserlerine' yönelik soruyu da 'Buraya
 geçmiş yıllarda da en az 25 kez gelmişimdir. Fikret Mualla 4-5 taneydi sergide.
 şžimdi 30 'dan fazla Fikret Mualla sergileniyor. Hani depoda ne varsa hepsini
 ortaya çıkarmış olduk' diye konuştu.

                Ayrıca güvenlik sistemlerinin son derece yetersiz olduğunu, depoların bir
 çelik kafesi, penceresinin bile bulunmadığını, kapı giriş yerinin çok gelişigüzel
 olduğunu dile getiren Günay, bütün bunları şimdi dünyada kullanılan yöntemlerle
 yenilemeye çalıştıklarını bildirdi.

                Günay, 'Bu işi çok fazla kurcalamak istemiyorum. Bir nazar ve bir kaza
  'Allah esirgesin ' olabilir kaygısıyla ama Ankara 'ya, başkente yakışır,
 Türkiye 'ye, içinde yaşadığımız çağa, döneme yakışır bir Resim ve Heykel Müzesi
 olmaya başladı' dedi.

                Müzeye hemen sanatçıların ilgisinin doğduğunu da ifade eden Günay,
 'Değerli bir sanatçımız Sayın Metin Yurdanur, 7 objesini burada sergilenmek
 üzere bize verdi. Bu at heykelleri, aslan heykelleri, barışı simgeleyen kadın
 heykelleri Metin Yurdanur hocamızın. Sanıyorum önümüzdeki dönemlerde benzer
 birtakım sergiler de buraya gelecektir ve koleksiyonumuz gittikçe
 zenginleşecektir' diye konuştu.

                'DEVRİM NİTELİĞİNDE İşžLER YAPTIK'

                Bakan Günay, 'Topkapı Sarayı 'nda çok büyük değişikliklere imza attınız.
 Milli Savunma Bakanlığından depoları devraldınız. Neler yapmayı düşünüyorsunuz
 buralarda' sorusu üzerine, Topkapı Sarayı 'nın geçen dört yıl içinde bu rotaya
 girdiğini belirterek, 'Basında bazı talihsiz haberler çıkıyor tabii 'Koltuk
 oraya götürüldü ' falan diye ama bunlar teferruat. Belki yaptıklarımızdan rahatsız
 olanların konu saptırma çabaları. Biz burada devrim niteliğinde işler yaptık'
 dedi.

                şžimdiye kadar Milli Savunmanın kullandığı dört depoyu Topkapı 'nın teşhir
 mekanları, kültürel sosyal mekanlar haline getirmeye çalıştıklarını bildiren
 Günay, 'Ben şu anda Topkapı 'da neler yapacağımızı çok iyi biliyorum. Bir rota
 çizdik, bir strateji planımız var ve adım adım orayı Kanuni Sultan dönemindeki
 ciddiyetine, görkemine, saygınlığına ve güzelliğine kavuşturmaya çalışıyoruz'
 ifadelerini kullandı.

                Günay, bunun dışında Sultan Abdülhamit 'e uzun süre çalışma mekanı olan
 Yıldız Sarayı 'nın restorasyon işine girdiklerini ifade ederek, burasının terk
 edilmiş, unutulmuş durumda olduğunu, dört yılda en çok uğraşacağı işlerin başında
 burasının geldiğini söyledi.

                Yassıada 'yı bir özgürlükler müzesi ve demokrasi adası haline getirmeye
 çalışmanın, yıllardır talepleri olduğunu anlatan Günay, şöyle konuştu:
                'Seçimin hemen eşiğinde bize bu tahsisi yaptı Sayın Başbakanımız, çok
 teşekkür ediyorum kendisine. Önümüzdeki günlerde ben İstanbul Büyükşehir Belediye
 Başkanı 'nı, İstanbul Valimizi, teknik arkadaşlarımızı alarak Yassıada ve
 Sivriada 'da gerekli incelemeleri yapacağım. Önümüzdeki dönem İstanbul hem yeni
 bir müze hem yeni bir kültür vahası hem demokrasi ve özgürlük kavramıyla kavrayan
 kültür adası, hatta adaları kazanmış olacak.'

                Selimiye 'nin Dünya Miras Listesi 'ne girdiğini, bunun çok heyecan verici
 olduğunu belirten Günay, şunları kaydetti:
                '90 yıl sonra bizim topraklarımızdan alınıp götürülmüş olan Boğazköy
 Sfenksi topraklarımıza dönüyor, Anadolu 'ya dönecek. çorum Müzesi 'nde
 sergilenecek. Divriği Dünya Miras alanının çevresinde yeni kamulaştırma
 projelerini başlattık ve 90 yapının çok önemli bir kısmıyla mutabakata vardık.
 Orada epey bir yapıyı kaldırmıştık. şžimdi Divriği Ulu Cami ve şžifahanesi ile Kale
 arası da kalksın, bütünleştirip Anadolu 'nun bu önemli mücevherini dünyaya
 tanıtmaya çalışacağız ama Diyarbakır 'da, Kars 'ta unuttuğumuz yerler vardır.
 Elbette Hatay 'da, İzmir 'de, Antalya 'da, Türkiye 'nin başka yerlerinde daha çok
 yapacak işimiz var. Geçtiğimiz dört yılın deneyim ve birikiminden yararlanarak
 şimdi daha hızlı çalışma performansı sergileyeceğimizi düşünüyorum.'

                'YENİ KONSEPT, KÜLTÜRLE ZENGİNLEşžTİRİLMİşž TURİZM'

                Bakan Günay, 'Turizmi nasıl değerlendiriyorsunuz, özellikle
 Yunanistan 'daki kriz bize olumlu yansır mı' sorusu üzerine, aslında bütün bu
 anlattıklarının Türkiye turizminin değerini artırdığını söyledi.

                Türkiye 'yi bir kıyı ülkesi olmasının ötesinde tarihi zenginlikleri, sivil
 mimari örnekleri, yemek kültürü, müzik kültürü, sanat derinliği açısından
 tanıtmaya çalıştıklarını dile getiren Günay, böylece Türkiye 'nin yarıştığı
 İtalya, İspanya ve Fransa örneklerini yakalamaya çalıştıklarını bildirdi.

                Bakan Ertuğrul Günay, sözlerini şöyle tamamladı:
                'Turizmdeki yeni konseptimiz de bu. Kültürle zenginleştirilmiş bir
 turizm. Turizm o yüzden iyi gidiyor. İnşallah bugüne kadar iyi geldik, öyle de
 devam edecek. Bu yıl yüzde 10 'ların üzerinde bir sonuçla kapatacağız. Gelirimiz
 de artıyor. Gelirimizin artmasıyla ilgili yeni hesaplama yöntemimiz var, dünyada
 da kullanılan yöntemler. Türkiye için cari açığın kapatılmasında, ödemeler
 dengesinde turizm önemli bir kaynak haline gelmeye başladı ama ben ekonomik
 boyutundan çok turizmin barışçı boyutunu, dünyayı tanıma boyutunu, evrensel
 barışa katkı boyutunu çok önemsiyorum. Biz bu alana yoğunlaşmaya çalışıyoruz.
                Yunanistan, Tunus ve Mısır 'ın yaşadığı krizin bize olumlu katkısı oldu.

 ancak uzun vadede bu bölgede krizin sürmesi durumunda bize zararı olur. O yüzden
 bir an önce Yunanistan 'ın ekonomik durumunun iyileşmesini, Suriye, Mısır ve
 Tunus 'un demokratik koşulları iyileşen bir yaşama ortamına kavuşmasını bütün
 kalbimle diliyorum. çünkü turizmin temel şartı barıştır. Barış olursa turizm
 gelişiyor, barış olursa aslında insanlık gelişiyor. Biz o nedenle bütün
 komşularımıza, kendimize istediğimiz gibi barış istiyoruz.'
AA