Eyüp Sultan Türbesi ne zaman açılacak?
İstanbul'da ramazan ayında vatandaşların en sık ziyaret ettiği mekanların başında gelen Eyüp Sultan Türbesi, yaklaşık 4 yıl süren restorasyonun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımının beklendiği törenle ramazanın ilk cuması açılacak.
İstanbul'da ramazan ayında vatandaşların en sık ziyaret ettiği mekanların başında gelen Eyüp Sultan Türbesi, yaklaşık 4 yıl süren restorasyonun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımının beklendiği törenle ramazanın ilk cuması açılacak.
Hazreti Muhammed'i, Mekke'den Medine'ye hicreti sonrasında evinde 7 ay misafir olarak ağırlayan Hazreti Halid Ebu Eyyüb el-Ensari'nin Türbesi'nde, bazı çinilerin yerinden oynadığı, bazılarının ise yerinde olmadığının tespit edilmesi üzerine 2011 yılının Nisan ayında başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı.
Geçmişte yüzeysel ve yanlış müdahaleler gören türbede, 4 yıl boyunca titiz bir çalışma yürütüldü. Çatıdan zemine kadar hemen her yere sıvanan beton ve çimento harçları tamamen temizlendi. Bina yıllar içinde yapılan ve orijinal durumunu bozan unsurlardan arındırıldı.
Türbe ve ziyaret mahallinde bulunan farklı devirlere ait çinilerin çoğunun duvar üzerine değil ahşap bağdadi sıva üzerine döşendiği, ahşap konstrüksiyonun neredeyse tamamının çürüdüğü ve çinilerinde birçok yerde bağdadi sıvadan ayrıldığı tespit edildi.
Ahşap konstrüksiyon ve bağdadi duvarların tamamının çürüdüğü belirlendi. Bina askıya alınıp tüm konstrüksiyon büyük bir hassasiyetle değiştirildi.
Yeni çinilere tarih atıldı
Türbe içindeki toplam 7 bin 678 çini, tek tek numaralandırılarak tespitleri yapıldıktan sonra söküldü. Sökülen çiniler hassas bir temizlikten geçirildi.
Değişik zamanlardaki tamirlerde çimento harcıyla desen gözetilmeden rastgele döşenen çiniler, dönem ve motif özellikleri dikkate alınarak yeniden döşendi. Kırık çiniler onarıldı.
Türbedeki eksik çiniler aslına uygun motif ve renk özelliğini taşıyacak şekilde yeniden üretildi. Yalnızca uzmanlar tarafından anlaşılabilecek nitelikte olan yeni çinilerin, orijinal olanlarıyla rahat şekilde ayrılması için üzerine ve arkasına tarih atıldı.
Serpuş özel olarak tasarlandı
Sanduka üzerinde bulunan farklı dönemlere ait örtülerin konservasyon çalışmaları da yapıldı. Sanduka etrafındaki gümüş şebekenin bazı kısımlarında kırık, çatlak ve aşırı derecede kir tabakası bulunduğu belirlendi. Gümüş şebekenin "yaşanmışlıkları silmeden" özenli temizliği yapıldı.
Eyyüb el-Ensari'nin sandukasına konulacak serpuş özel olarak olarak hazırlandı. Hazreti Muhammed'in devesi Kusva'nın evinin önünde çökmesiyle İslam Peygamberini konuk etme onuruna erişen Ebu Eyyüb el-Ensari'nin sandukası için, bu olayın anısına deve tüyünden serpuş yapıldı.
İlk kez görülecek kalem işi süslemeler ve kubbedeki gün ışığı fanuslar
Türbenin restorasyon çalışmalarını yürüten Hassa Mimarlık'tan şantiye şefi yardımcısı Emre Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmalar sırasında türbenin sandık odasının girişinin her iki yanında buldukları kalem işi süslemelerin ziyaretçiler tarafından ilk kez görüleceğini bildirdi.
Keşfin son derece heyecan verici olduğunu aktaran Ateş, "Türbeye girerken sağlı ve sollu boşluklar vardı. Bu boşluklar zamanında dolap olarak kapatılmış. Üzeri aynı şekilde harçla, sıvayla kapatılan kısımları da var. Bu kısımlarda Fatih dönemine ait tezyinatlar olduğu tespit edildi. Orijinalliğini koruyorlar. Biz zarar vermeden buna canlılık kazandırdık. Ziyaretçiler ilk kez bunu görme fırsatını bulacaklar" dedi.
Türbenin kubbesinin orijinalinde, sandukanın baş ve ayak uçlarının ışık alması için delikler açıldığını, daha sonraki dönemlerde ise buranın harçla kapatıldığını tespit ettiklerini de kaydeden Ateş, "Biz buraya yeniden cam fanusları koyduk" diye konuştu.
Titiz yürütülen çalışmalar sonucunda ramazanın ilk cuması olan 19 Haziran'da gerçekleştirilecek türbenin açılış törenine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılması bekleniyor.
"Vatandaşlar açılmasını bekliyor"
İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran, Hz. Muhammed'in ordusunda sancaktar olup, İstanbul'un muhasarası sırasında şehit olan Hazreti Ebu Eyyüb el-Ensari'nin mezarının bulunduğu türbenin uzun zamandır restorasyonda olduğunu hatırlattı.
Eyüp Sultan Camisi'nin iç avlusunun önünde yer alan Eyüp Sultan Türbesi'nin 19 Haziran'da ziyarete açılacak olmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Yaran, "İnşallah ramazanın ilk cumasında Eyüp Sultan Türbesi de ziyarete açılacak. Uzun aradan beri restorasyondaydı. Vatandaşlar açılmasını bekliyorlardı. Daha önceden bir kaç kere açılacağı söylendi ama inşallah bu ramazanda açılacak" dedi.
Eyyüp el-Ensari kimdir?
Hazreti Muhammed ile aynı soydan gelen Ebu Eyyüb el-Ensari, Hz. Peygamber ve Müslümanların Mekke'den Medine'ye hicretinden iki yıl kadar önce, miladi 620'de eşi Ümmü Eyyüb ile Medine'de Müslümanlığı ilk kabul edenlerden oldu.
Hazreti Muhammed, Medine'ye hicretinin ardından, kendisini ağırlamak isteyen Medinelileri kırmamak için devesini serbest bıraktı ve devesi kimin evinin önünde çökerse orada konaklayacağını söyledi. Deve Kusva, Eyyüp el-Ensari'nin evinin önünde çöktü. Böylelikle Ebu Eyyüb el-Ensari, 7 ay boyunca Hazreti Muhammed'i ağırlama onuruna erişti.
Hazreti Muhammed, Mescid-i Nebevi'nin ve evinin yapımı bittikten sonra da kendi evine taşındı. Ancak kendisine yaptıkları hizmet sebebiyle Ebu Eyyüb ve eşini hiçbir zaman unutmadı. Ebu Eyyüp el-Ensari, Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katıldı. Hayberin, Mekke'nin ve Taif'in fethinde de bulundu. Bu savaşlar esnasında zaman zaman Hazreti Muhammed'in korumalığını yaptı. İslamın ilk dönemlerinde az sayıdaki okur-yazardan biri olan Ebu Eyyüb, vahiy katiplerindendi.
İlerlemiş yaşına karşın Hazreti Muhammed'in ölümünden sonra da seferlere katılan Ebu Eyyüb el-Ensari, rivayete göre Müslüman Arapların İstanbul kuşatması sırasında hastalanarak vefat etti. Vasiyeti gereği cenazesi, İslam ordularının ulaştığı en son noktaya defnedildi. Ebu Eyyüb el-Ensari'ye ait kabir Bizanslılar döneminde yüzyıllarca varlığını korudu. Zaman zaman ziyaret mahalli olarak kullanıldı. Yanında yağmur duaları yapıldı. Hatta bazı hastalıkların şifası için müracaat edilen bir mekan oldu. Asırlar sonra kabir ortadan kayboldu. Ebu Eyyüp el-Ensari'nin mezarı, Fatih Sultan Mehmed'in hocası Bayrami şeyhlerinden Akşemseddin tarafından ilham yoluyla keşfedildi.
Türbe
Ebu Eyyb el-Ensari'nin kabrinin keşfedilmesinden hemen sonra Fatih Sultan Mehmed, kabrin üzerine bir türbe yapılmasını emretti. Böylece 1453 yılında, bugün ziyaret edilmekte olan türbe inşa edilmiş oldu. Yapılan türbe orijinal haliyle günümüze gelmiştir ve o devre ait bütün mimari özellikleri taşımaktadır. Mimarı belli değildir.
Sekiz köşeli plan üzerine oturtulan türbe binasının tam ortasında, Ebü Eyyüb el-Ensari'nin kabrine ait ahşap sanduka bulunmaktadır. Sandukanın üzeri, güzel yazı örnekleri ile süslü siyah atlastan yapılmış bir örtü ile kaplıdır. Bu örtü, Sultan 2. Mahmud tarafından konmuştur. Sandukanın çevresinde bulunan dökme gümüş şebekeyi Sultan 2. Selim yaptırmıştır.
Gerek sanat ve gerekse değer yönünden önemli bulunan bu gümüş şebeke İkinci Dünya Savaşı yıllarında diğer müze eşyalarıyla birlikte Niğde'ye götürülmüş, savaştan sonra da geri getirilerek yerine konmuştur.
Türbenin asıl girişinde bulunan sedef parmaklık kapı ise Sultan 2. Abdülhamid'in bizzat kendi eliyle yaptığı kıymetli bir eserdir.
Türbenin içinde ve Ebu Eyyub el-Ensari'nin kabrinin ayak ucu tarafında yaklaşık iki metre derinliğinde bir kuyu bulunmaktadır. Daha önce de var olduğu söylenen bu kuyuyu 1607 tarihinde Sultan I. Ahmed yenilemiş ve kullanılır hale getirmiştir.
Kabrin doğu ve kuzeydoğu tarafını, toprak altından derinliği yaklaşık iki metreyi bulan bir dehliz kuşatmaktadır. Sultan II. Mahmud tarafından yaptırıldığı söylenen bu dehlize türbe girişinin sağındaki sebilden girilir ve zemine bir merpenle inilir. Bu dehliz kabir ve türbeyi çevreden gelen sulara ve rutubete karşı korumak için yapılmıştır.
Ebü Eyyüb el-Ensari'ye ait türbenin camiye bakan yüzeyi ve iç kısmı tamamen çinilerle kaplıdır.
İznik, Kütahya ve Avrupa kaynaklı olan bu çiniler 15., 16. ve 17. yüzyıllara aittir. Çiniler türbe için özel olarak yapılmamış, saray deposundan temin edilerek değişik zamanlarda buraya monte edilmiştir.
Eyüp Sultan Türbesi, tahta çıkacak Osmanlı sultanlarının kılıç kuşandıkları ve bir nevi yönetimlerini meşrulaştırdıkları yerdi. Buradaki kılıç kuşanma adeti ilk defa Akşemseddin'nin Fatih Sultan Mehmet Han'a kılıç vermesiyle başlamış, daha sonra Sultan 2. Bayezid ile resmiyet kazanmıştır.
Yeni Şafak