22 / 12 / 2024

Eyüp Sultan Türbesi restore ediliyor!

Eyüp Sultan Türbesi restore ediliyor!

Ebu Eyyub el-Ensari 'nin mezarının yer  aldığı ve özel günlerde ziyaretçi akınına uğrayan  Eyüp Sultan Türbesi 'nin kapsamlı restorasyonun ardından gelecek yıl ramazan  ayında yeniden ziyarete açılması bekleniyor



                Konuyla ilgili AA muhabirine bilgi veren İstanbul Türbeler Müze Müdürü
 Hayrullah Cengiz, Ebu Eyyub el-Ensari 'nin mezarının İstanbul 'un fethinden sonra
 Fatih Sultan Mehmet 'in hocası Akşemsettin tarafından keşfedildiğini ve üzerine
 türbe yapıldığını söyledi.
                Türbe yaptırıldıktan 5 yıl sonra 1458 yılında Fatih Sultan Mehmet 'in inşa
 ettirdiği Eyüp Sultan Camisi 'nin ibadete açıldığını anlatan Cengiz, türbe ve
 caminin 1766 yılında meydana gelen depremde büyük hasar gördüğünü kaydetti.

                Türbenin 1. Ahmed, 3. Selim ve 2. Mahmud dönemlerinde onarım gördüğünü
 aktaran Cengiz, '1925 'te türbeler, tekkeler ve zaviyeler kapatıldıktan sonra
 Eyüp Sultan Türbesi de kapatılmış ve 1950 'ye kadar kapalı kalmış. 1950 'de
 Bakanlar Kurulu kararı ile açıldıktan sonra hem insanların türbeyi rahat bir
 şekilde ziyaret edebilmeleri için, hem de 25 yıllık bakımsızlığından dolayı
 dönemin hükümeti tarafından kısmı bir restorasyona tabi tutulmuş' diye
 konuştu.

                Cengiz, türbenin yaklaşık 50 yıldır basit onarımlar haricinde ciddi bir
 restorasyona tabi tutulmadığını dile getirerek, 2005 yılında Kültür ve Turizm
 Bakanlığı 'nın izniyle Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi
 arasında yapılan anlaşmayla İstanbul Türbeler Müze Müdürlüğüne ait türbelerin
 restorasyonunun İstanbul Büyükşehir Belediyesince yapılmasının
 kararlaştırıldığını, bu kapsamda Eyüp Sultan Türbesi 'nin projelerinin
 tamamlandığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 'nin de bu projenin ihalesini
 yaptığını kaydetti.

                TÜRBENİN ALTINDA SU KANALLARI TESPİT EDİLDİ
                Türbenin restorasyonuna mayıs ayında başlandığını dile getiren Cengiz,
 konuşmasını şöyle sürdürdü:
                'Bir türbeyi yeniden inşa etmek onu restore etmekten daha kolay.
 Restorasyon hem zahmetli, hem riskli, hem de zor bir olay. Burada da aynı olayla
 karşılaştık. Eskinin bazı bilgilerinden noksandık. Türbenin altında drenajlar,
 kanallar tespit edildi. Bu drenajlar açıldıktan sonra türbenin içindeki nemin
 azaldığını, hatta neredeyse yok olma düzeyine geldiğini gördük. Türbenin içinde
 aynı zamanda bir hava sirkülasyonu başladı ve bu türbeyi çok rahatlattı.'
                Cengiz, geçmişte sandukanın etrafına ince bir beton döküldüğünü
 aktararak, 'Bu ince tabaka söküldü ve altından orijinal yapı, yani tuğla yapı
 çıktı. Bundan sonra yeni bir değerlendirme yapılarak restorasyonu yapılacak ve
 orijinal yapısıyla ortaya çıkacak' diye konuştu.

                Türbenin kubbelerindeki kurşunların değiştirildiğini dile getiren Cengiz,
 konuşmasını şöyle sürdürdü:
                'Bu değiştirme esnasında restorasyon firmasının bize verdiği bilgiye
 göre, kurşunun altında bulunan çamurun altında da ağırlıklı bir kireç tabakası
 bulundu. Buna ilk defa rastlanıldığı için bunun parçaları İstanbul Büyükşehir
 Belediyesinin Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğüne (KUDEB) gönderildi.   Kurşun
 kaplanmadan önce de içinde nelerin olduğu tespit edilerek kireç olgusu tekrar
 oraya yerleştirildi ve üstüne kurşun geçirildi.'
                Cengiz, türbenin içinde tarihi bir kuyunun bulunduğuna işaret ederek,
 'Fazlalaşan kuyu suyu ve iç avludaki yağmur suyunun tahliyesi için bulunan
 tahliye kanalları zamanla dolmuş ve çökmüş. Firmanın yaptığı çalışmayla bunların
 yerleri tespit edildi. Bunların dışarıda bağlantıları vardı. Bu kanalların
 birçoğu tarihi kanal olduğu için yeni yapılan kanalizasyon çalışmalarında genelde
 ihmal edilmiş. Firma yetkilileri ile büyükşehir belediyesi arasında kurulan
 iletişim sonucunda buralarda bir iyileşmeye gidilmesi kararlaştırıldı ve bu yönde
 çalışmalar yapılıyor.'

                RESTORASYONA BEşžİR AĞA TÜRBESİ, CÜZHANE VE SEBİL DE DAHİL EDİLDİ
                Türbenin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülerek daha
 sonra restorasyon çalışmalarına Beşir Ağa Türbesi, cüzhane ve sebilin de dahil
 edildiğini, bu yerlerin projelerinin yapıldığını anlatan Cengiz, bu nedenle
 onarım süresinin öngörülen 6 ayı geçeceğini söyledi.
                Cengiz, türbede çeşitli dönemlere ait çinilerin bulunduğunu belirterek,
 'Bunlar 1950 'li ya da 1960 'lı yıllardaki restorasyon sırasında yanlış
 uygulamalara tabi tutulmuş. Beton kullanılmış, betonun da ortaya çıkardığı bir
 tuzlanma var. Türbe içindeki nem oranının fazla olması çinilerin alt tarafında
 kopmalara neden olmuş. Bunlar yeni sorunlar ortaya çıkardı. Burada ciddi bir çini
 restorasyonuna ihtiyaç duyulduğu anlaşıldı. Firma da bakanlığın ve büyükşehir
 belediyesinin ilgili birimleri ile iletişim içerisinde buraya yeni bir proje
 yapıyor. Gerekli süreç işledikten sonra çinilerin restorasyonuna başlanacak.
 Restorasyon çalışmaları bittikten sonra Eyüp Sultan Türbesi 'nin uzun bir dönem
 restorasyona ihtiyacı olmayacak' şeklinde konuştu.

                Türbenin restorasyon nedeniyle ziyarete kapalı olduğunu hatırlatan
 Cengiz, sandukanın görülebildiği 'niyaz penceresi'ni açık bıraktıklarını,
 ziyaretçilerin de buradan dualarını ettiklerini sözlerine ekledi.

                MİMAR VE RESTORATÖR HİLMİ şžENALP
                Daha önce Hırka-i şžerif 'in sergilendiği bölümün restorasyonunu da yapan
 Hassa Mimarlık şirketinden Yüksek Mimar ve Restoratör M. Hilmi şženalp, Eyüb
 Sultan Türbesi 'ndeki restorasyon çalışmalarının en zorlu bölümünün, türbe
 duvarlarındaki yoğun rutubet nedeniyle çini onarımı olacağını söyledi.
                şženalp, restorasyon çalışmalarına kubbe ve çatılardaki kurşunların
 yenilenmesi, türbe taş duvarlarının ve ahşap kaplamalarının tamirinin de dahil
 olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
                'Türbedeki en mühim işimiz zemin suyu seviyesinin düşürülmesi. Bu
 maksatla türbenin ilk inşası sırasında yapılmış havalandırma kanalları ile
 orijinal drenaj kanallarını bulduk. Bunlar maalesef tamamen kapatılmıştı. Türbe
 restorasyonundan sonra problemin tekrarlanmaması için Büyükşehir Belediye
 Başkanımız Kadir Topbaş 'a Eyüp semtinin, Haliç 'in su seviyesi ile yağmur suyundan
 kaynaklanan genel su problemini aktardık. Onlar da özellikle tarihi cülus yolunda
 olan bu problem için İSKİ 'yi harekete geçirdiler. Bu vesile ile tarihi cülus
 yolunun da ihya edilmesi talimatında bulundular. Su meselesini hallettikten sonra
 çini ile ilgili çalışmalara da başlayacağız. Koruma Kurulu, KUDEB ile Röleve ve
 Anıtlar Müdürlüğü ile temas halinde restorasyonu doğru müdahalelerle kalıcı ve
 uzun ömürlü bir şekilde yapmaya çalışıyoruz.'

                Türbede 50 yıldan fazla bir süreden beri önemli bir onarımın
 yapılmadığını ifade eden şženalp, 'Zaman içinde türbede onarım adı altında bir
 takım yanlış uygulamalar, iyi niyetli, ancak neticesi yapıya zarar veren
 müdahaleler yapılmış. Örneğin türbenin içindeki 500 yıllık orijinal tuğla
 döşemenin üzerine şap dökülmüş. Türbenin iç kodu, ziyaret mahallinde 50
 santimetre yükseltilmiş. Bu yanlış müdahalelerle kapilarite yoluyla zaten yüksek
 olan zemin suyu daha da yükselmiş. Bizim yaptığımız ilk iş onları kaldırmak oldu.
 Binanın adeta nefes aldığı hemen hissedildi' şeklinde konuştu.

                şženalp, restorasyon çalışmalarına mayıs ayında başladıklarını aktararak,
 'Restorasyon işi çok hassas bir konu. Yanlış yapma lüksümüz yok. Buraya
 senelerdir el atılmamış. Su problemi de çıktıktan sonra restorasyon öngörülen
 sürede bitmeyecek. İnşallah gelecek ramazan ayında Eyüp Sultan Türbesi, Beşir Ağa
 Türbesi kısmı, cüzhane ve sebildeki restorasyon çalışmalarının bitmesiyle yeniden
 ziyarete açılacak' diye konuştu.

                EYÜP SULTAN TÜRBESİ
                Duvarlarında Sultan 1. Ahmed Han, Sultan 1. Mahmud ve Sultan 3. Selim Han
 tarafından yazılmış, bu mekanın kutsallığına işaret eden manzum kitabelerin yer
 aldığı Eyüp Sultan Türbesi 'nin içinde ayrıca padişahların bir çoğunun ve ünlü
 hattatların kaleminden çıkmış levhalar bulunuyor.
                Sekizgen planlı kubbeli bir yapıda olan ve kesme küfeki taşından inşa
 edilen türbe, sagir ve kasnaksızdır.
                Her cephesi, altta sivri boşaltma kemerli dikdörtgen biçimli, üstte ise
 sivri kemerli pencerelerle aydınlatılan türbenin içi ve dışı 16. ve 17. yüzyılın
 en güzel çinileriyle süslü.

                Ziyaret salonunda, Hz. Muhammed 'in ayak izinin bulunduğu bir panonun da
 yer aldığı türbede, 1730 Patrona İsyanı 'na kadar muhafaza edilen Sancak-ı şžerif,
 bu olayın ardından asilerin eline geçmemesi için saraya alınarak Hırka-ı Saadet
 Dairesi 'ne konulduğundan burada yalnızca Sancak-ı şžerif 'in kılıfları bulunuyor.
                Sultan 3. Selim Han dönemine ait gümüş şebekenin etrafını çevirdiği
 sandukanın Sultan 2. Mahmud Han tarafından konulan örtüsünün üstündeki simle
 işlenen yazılar Mustafa Rakım Efendi 'nin hattıyla yazıldı.
                Sultan Abdülhamid Han 'ın kapı ve pencere kanatlarını yenilettiği türbeye
 ayrıca tunç kapı kanatları önüne kendi eliyle yaptığı sedef kakmalı parmaklıklı
 kanatlar koydurdu.
              AA


Geri Dön