Genel

Eyüp'teki mezar evde deprem nöbeti tutuluyor!

Eyüp'te, İTÜ'nün teknik raporunda yıkılması tavsiye edilen binanın sakinleri, rapora rağmen dairelerinde oturmaya devam ediyor. Tehlikeye rağmen binalarını boşaltmayan bina sakinleri, 'deprem korkusuyla' sabahlara kadar nöbet tutuyor

Eyüp'te, İTÜ'nün teknik raporunda yıkılması tavsiye edilen binanın sakinleri, rapora rağmen dairelerinde oturmaya devam ediyor. Tehlikeye rağmen binalarını boşaltmayan bina sakinleri, 'deprem korkusuyla' sabahlara kadar nöbet tutuklarını söylüyor. Binanın kolonlarında bulunan demirlerin yüzde 75 oranında aşındığı belirtilen raporda, binanın yıkılması ve yerine yenisinin yapılması tavsiye ediliyor.

Van'da meydana gelen 7,2 şiddetindeki depremin ardından yaşanması muhtemel Marmara depremi tekrar gündeme geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanlar başta İstanbul olmak üzere Türkiye'deki çürük ve kaçak yapıların yıkılacağını açıkladı. Bu açıklamaların ardından gözler Türkiye'deki kaçak ve çürük yapılara çevrildi.

İstanbul'da çok sayıda çürük ve kaçak yapının varlığı üniversitelerin raporlarıyla ortaya konuluyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından Eyüp'teki bir apartman için hazırlanan rapor, tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi. Çok sayıda çatlak ve dökülme oluşması üzerine harekete geçen bina sakinleri, İTÜ'den rapor talep etti. İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Betonarme Yapılar Çalışma Grubu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Beyza Taşkın başkanlığında oluşturulan ekip, çalışmalarını tamamlayınca ürkütücü tablo gün yüzüne çıktı. Bina içi ve dışından fotoğrafların da bulunduğu 8 sayfalık raporun sonuç bölümünde çarpıcı ifadeler yer aldı. Yapının tüm katlarından taşıyıcı sistem elemanlarına ait boyuna ve enine donatılarda yoğun düzeyli korozyon (pas) tespit edildiği belirtildi. Raporda, donatı enkesit (demir) kayıplarının yüzde 75 civarında olduğu belirtildi. Raporda ayrıca, can ve mal güvenliği açısından binaların yıkılması ve yerine yenisinin yapılması tavsiye edildi.

Binanın incelemesini Mart ayında yaptığını belirten Yrd. Doç. Dr. Beyza Taşkın, vatandaşın binalarda çatlaklar tespit ettiği için kendilerine başvuruda bulunduğunu söyledi. Binada yaptığı inceleme sonrasında manzaranın o kadar basit ve bina sakinlerinin tespit ettiği çatlaklardan ibaret olmadığını gördüğünü belirten Taşkın, "Binanın bütün katlarına girmeye gayret ettim. Aslında vatandaşların kendilerinin bile fark etmediği bazı çatlakların olduğunu gördüm." dedi.

Bina sakinlerinin izniyle bu çatlakları kırıp açtığını aktaran Taşkın, "Bu işleri çok kolay yaptım. Beton ufalanacak nitelikteydi. Betonun içerisinde kullanılan kumun elenmeden, uygulandığını, içinde deniz kumu olması dolayısıyla midye kabuklarının bile olduğunu tespit ettik. Oldukça kırma taş yönünden zayıf bir betondu." şeklinde konuştu.

Binadaki bütün kolonların demirlerinde ciddi paslanma olduğunu bildiren Taşkın, "Paslanma sadece bodrum ve zemin katlarda, çok iyi bakmadığımız rutubetli yerlerde değil, insanların içinde olduğu, kendi konutlarının, sıcak ve daha bakımlı ortamda taşıyıcı sistem elemanlarında da vardı." ifadesini kullandı.

'BİNADA DEMİR YOK DENECEK KADAR AZ'

Proje bilgilerinden yola çıkarak yaptığı incelemede taşıyıcı sistem elemanlarında yer alan demirin yüzde 75 oranında inceldiğini tespit ettiğini ifade eden Taşkın, şöyle konuştu: " Yani 10 mm olan bir çap nerdeyse 3mm, 2mm'ye inmiş demek istiyorum. Şimdi bu ne demektir, bina zaten eski. Günümüz yönetmelikleriyle hesaplarsanız içindeki donatılar, demirler yetersiz çıkacaktır. Hadi diyelim eski yönetmeliğe göre gereken donatı konmuş olduğunu kabul edersek ama bu demirlerin çapları küçülünce yeterli demir yok. Daha da önemlisi, korozyon (paslanma) dolayısıyla demirlerle beton birbirine artık yapışmıyor. Yani birbirine yük aktarmayı artık ortadan kalkmış durumda. O ortadan kalkınca betonarme diye bir bina artık yok demektir. O bina yığmaya dönmüş bir hal alıyor. En ufak bir sarsıntıda çok ciddi riskler taşıyor."

'BİNALAR DEPREMDE AYAKTA KALAMAZ'

Taşkın, raporunun sonunda yapının ivedilikle ele alınması gerektiği, yapılabiliyorsa güçlendirme yoksa acilen yıkılıp yenisinin yapılması gerektiğini tavsiye ettiğini dile getirdi.

Taşkın, beklenen İstanbul depreminin gerçekleşmesi halinde binaların yıkılma riskinin çok yüksek olduğunu şu sözlerle ifade etti: "Ben jeofizikçi değilim ama jeofizikçi hocalarımızın açıkladığı, bu günlerde oluşma olasılığının yüzde 32 olarak nitelendirildiği depremin olması durumunda ben bu binaların ayakta kalacağına inanmıyorum." Taşkın, raporun hazırlanması döneminde görüştüğü daire sakinlerine risk durumu hakkında uyarıda bulunduğunu belirtti.

Evdeki çatlakların üzerine üniversiteye rapor hazırlattıklarını ve raporu şimdiye kadar bir kez gördüklerini belirten bina sakini Hasan Kulaksız, bina yönetiminin "binayı mühürlettirirsiniz" korkusuyla raporu bir daha kendilerine vermediğini savundu.

Zaman