Sektörel

Fatih Öktem: Yalıtım doğayı korumada büyük önem taşıyor

Yalıtım sektörünün lider firması İzocam, yalıtımın  önemini vurgulamaya devam ediyor

Özellikle de doğru yalıtım uygulamaları, iç  mekânlarda korunmak istenen sıcaklığın kalıcı  olmasını sağlıyor. Böylece, ısıtma-soğutma cihazlarının çalışma süresi kısalıyor ve doğal enerji kaynaklarının korunması, daha az salım olması sağlanıyor.
 


İzocam, yalıtımın önemini, ev ve ülke ekonomisi kadar doğa ve çevreye de olumlu katkılarına her fırsatta dikkat çekmeye devam ediyor. 1972 yılından beri Dünya Çevre Günü olarak kutlanan 5 Haziran dolayısıyla bir açıklama yapan İzocam Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem, “Çevre; insan ve tabiat varlıklarının birbirleriyle etkileşim içinde bulunduğu bir sistemdir ve bu sistemi korumak hepimizin görevidir” diyor.


Fatih Öktem yaptığı  açıklamada şunları dile getirdi; “Türkiye, sera gazı salımı hususunda İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne taraf ülkelerden biri olarak yükümlülüklerini yerine getirme gayretindedir. Biz de İzocam olarak bu konudaki sorumluluğumuzu biliyor, enerjinin verimli kullanılması üzerine halkı yalıtımla ilgili bilinçlendirmeye ve teşvik etmeye çalışıyoruz. Sera gazları iklim için çok önemli bir yere sahiptir. Sera gazlarının olmadığı durumlarda yeryüzünde ortalama sıcaklık -20 civarında olur ve canlı hayatı mümkün olmazdı. Burada esas problem olarak görünen insanların diğer faaliyetlerine bağlı olarak sera gazı tesirlerinin artışıdır. 1990–2007 yılları arası insan kaynaklı salımların değişimi (ormansızlaşma ve alanların kullanımındaki değişiklikler kapsam dışı tutularak) ülkemizde % 119,1, Avrupa Komisyonu'nda ise - % 4,3 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemiz için; TS 825'e uygun projelendirilen enerji etkin yenileme ile bu salımı en az 27 milyon ton CO2 eşdeğeri, işitsel konfor ve yangın güvenliğini de sağlayacak Multi Konfor şartlarına uygun enerji etkin yenileme de ise (yaklaşık % 90 tasarruf)  en az 40 milyon ton CO2 eşdeğeri azaltma potansiyeli bulunmaktadır.”


Enerji alanında ise enerji verimliliği ve temiz enerji kaynaklarının kullanımının gerektiğine değinen Fatih Öktem, binaların, enerji verimliliği esasına göre tasarlanmasının ve enerji kayıplarının önlenmesinin düşük karbon ekonomilerini de beraberinde getireceğini dile getiriyor. “Küresel ısınma ile mücadele için bütün bunların yanı sıra karbonu tutan tabii alanlarımızdaki kaybı engellememiz lazım. Bunun yolu da orman alanlarının korunması ve artırılmasından geçmektedir. Yıllık enerji tüketimiyle ilgili verilerde ülkemizde ki yapılarda ortalama 150-200 kWh/m² enerji kullanılırken, TS825* standartına göre yapılan binalarda %60 tasarrufla enerji kullanımı  60-80kWh/m² bulunmaktadır. Örneğin; “Pasif Evler”de ise enerji kullanımı 15 kWh/m² ile sınırlandırılmaktadır. Böylelikle eski veya eksik yalıtımlı yapılara nazaran “Pasif Evler”de ısıtma ihtiyacı %90 azalarak, oldukça yüksek miktarda enerji tasarrufu sağlanmaktadır”