27 / 11 / 2024

Fethiye Kayaköy Ören'deki tarihi mimari yapılar zarar görüyor!

Fethiye Kayaköy Ören'deki tarihi mimari yapılar zarar görüyor!

"Ağaçlar, duran zamanın bir ögesi olan evlerin duvarlarında patlatmalara sebep oluyor. Öncelikle burada doğanın kontrol altına alınması gerekli"




Tarihi milattan önce 3000 yıllarına uzanan ve antik dönemlerde "Karmylassos" olarak bilinen Muğla'nın Fethiye ilçesindeki Kayaköy Ören Yeri'ndeki mimari yapıların, ağaçlar nedeniyle zarar gördüğü bildirildi.Fethiye ilçesine 8 kilometre uzaklıktaki Kayaköy, her biri 50 metrekare büyüklüğünde, manzara ve ışık açısından birbirinin önünü kapatmayan, genellikle alt katları kiler olarak kullanılan, girişte çatıdaki yağmur sularının toplandığı zemin altı sarnıçlarına sahip evlerden oluşuyor


.Tarihi milattan önce 3000 yıllarına uzanan ve antik dönemlerde "Karmylassos" olarak bilinen Kayaköy'e, Osmanlı tarafından verilen haklarla Rumlar yerleşti. Kayaköy, 1923 yılında Yunanistan ile yapılan Türk-Yunan mübadelesinde Rum nüfusunun Yunanistan'a gitmesiyle boşaldı. Evlerin ahşap kısımlarının zamanla çürüyüp yok olmasıyla Kayaköy, "hayalet şehir" olarak anılmaya başlandı.Yüzlerce yıllık ortak geçmişin, kültürel çeşitliliğin ve zenginliğin izlerini taşıyan Kayaköy'ün "Dostluk ve Barış Köyü" olması için 1988 yılında Türkiye Mimarlar Odası ve Türk-Yunan Dostluk Derneği işbirliğiyle proje hazırlandı. Bu çalışmalar sonunda Kayaköy, 1. derece kentsel ve arkeolojik sit alanı ilan edildi.


"AÇIK HAVA MÜZESİ OLMALI"


Uzun yıllar hüznüyle baş başa kalan Kayaköy'deki evlerin içinde ve etrafından çıkan ağaçların ise son dönemde yapıların duvarlarını yıkarak tahrip etmeye başladığı tespit edildi.Mimarlar Odası Fethiye Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Güngör, yaptığı açıklamada, Kayaköy'de mevcut yapıların bir bölümünün hiç dokunulmadan olduğu gibi kalmasını, bir bölümünün ise restore edilip açık hava müzesi olarak düzenlenmesini istediklerini söyledi.Kayaköy'deki bazı binaların restoran, pansiyon gibi değerlendirilebileceğine değinen Güngör, "Böylece yaşamın olduğu yerden terk edilmişliğe doğru bir fikir oluşur. Bunun çevreye çok büyük kültürel zenginlik kazandıracağını düşünüyorum" dedi. Mübadele döneminde Kayaköy'den gitmek zorunda olan birçok Rum olduğuna anlatan Güngör, bu kişilerin anısına binaların bir kısmına hiç dokunulmaması gerektiğini savundu.


"İNCİR AĞAÇLARI ZARAR VERİYOR..."


Mimarlar Odası Fethiye Temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Hilal Polat ise Kayaköy ile ilgili gözlemledikleri en büyük problemin doğanın tahribatı olduğuna dikkati çekti. Özellikle incir ağaçları ve bitkilerin mevcut yapıları olumsuz etkilediğini anlatan Polat, şöyle konuştu: "Ağaçlar, duran zamanın bir ögesi olan evlerin duvar yapılarında patlatmalara sebep olmaktadır. Öncelikle burada doğanın kontrol altına alınması gerekli. Ardından buradaki yaşanmışlığı gözlemleyebilmemiz için bir kısmının restore edilmeden olduğu gibi bırakılması bir kısmının da restore edilerek açık hava müzesi olması gerekli.


Bizler, Kayaköy'ün 'turizm' adı altında otel olmasını doğru bulmuyoruz. Altyapı, elektrik ve su sistemlerinin Kayaköy'e olumlu sonuçlar doğurmayacağını, doğal yapısını da çok ciddi tahrip edeceğini düşünüyoruz."Kayaköy'den alınması gereken mimari dersler olduğuna da dikkati çeken Polat, "Burada birbirinin güneşini engellemeyen saygılı yapılar var. Birbirinin mahremiyetlerine de saygı gösteriyor. Günümüzde gözardı ettiğimiz temel mimari prensiplerin dersinin çıkarılabileceği yapılar da mevcut. Bu nedenle buranın harap olup gitmesi, aktarabileceğimiz nesillere göstererek örnekleyebileceğimiz temel örneklerin gitmesi bizi üzüyor" diye konuştu.


Yeni Asır


Geri Dön