Fiat Türkiye ofisini yeniden açtı!

Ali Pandır, otomotiv sektörünün hem ulusal hem de uluslararası anlamda en deneyimli isimlerinden biri. İş hayatına 1980 yılında Koç Holding’de başlayan Pandır; Tekersan, Koç Ar-Ge ve Otokar’da çalıştıktan sonraki 20 yılda ise General Motors’un Asya - Pasifik’te büyümesinde önemli rol oynadı. Burada 80’e yakın ülkeyi yönetti. Kasım 2006’da ise Tofaş CEO’luğu koltuğuna oturdu.Bu görevini Ocak 2012 tarihine kadar sürdüren Pandır’ın Fiat ile bağları kopmadı. Türkiye’de Koç Grubu ile 40 yılı aşkın süredir ortaklığı bulunan Italyan Fiat Grubu, 2003 yılında işlevsel bulmadığı için kapattığı Türkiye ofisini farklı bir yapıyla yeniden açtı ve kurulan ‘Fiat Danışmanlık ve Temsilcilik Limited’ adı altında şirketin başına da Pandır’ı getirdi.

ŞİRKET YENİ KURULDU

Son dönemde Avrupa pazarındaki yavaşlama nedeniyle Avrupa dışı pazarlara ağırlık veren Fiat’ın Türkiye pazarında ve çevre ülkelerde daha aktif olabilmek amacıyla İstanbul’da böyle bir yapılanmaya gittiğini söyleyen Pandır, “Şirket yeni kuruldu, Ni¬şantaşı’ndaki ofisimize de 15 gün ka¬dar önce taşındık. İstanbul’dan çevre ülkeler için yeni fırsatlar kovalayacağız. Ayrıca 10 yılı aşkın Güneydoğu Asya tecrübemle o pazarlara da yöne¬leceğiz. Bu şirket, Fiat Gru- bu’nun Türkiye’deki iş geliş- tirme ofisi gibi de çalışacak. Elbette uygun iş ve yatırım fırsatı olursa, değerlendireceğiz” diyor.

YENİ İŞ GELİŞTİRECEK

Pandır’ın şimdiki görevi, Fiat ve Chrysler otomobillerini kapsayan şirketler grubu olan Fiat SpA’nın ve CNH tarım ve iş makineleri ile Iveco kam¬yon ve ağır vasıtalarını kapsayan şirket grubu olan Fiat Industrlal şirketlerinin ikisini birden temsil eden Fiat Grubu Türkiye Ülke Başkanlığı.İtalyan Fiat’ın bu kez daha önceki Türkiye organizasyonundan farklı bir oluşuma gittiğini dile getiren Pandır, “Bu kez bir temsilcilik ofisi yerine bir şirket kurulmak istendi ve bir Ltd şirket kuruldu. Adı da ‘danışmanlık’ ol-du. Aslında bu şirket altında bir ticari faaliyetimiz olmayacak” diyor.

11 BİN KİŞİLİK İSTİHDAM

Doğrudan Fiat Grubu’na bağlı faa-liyet gösterecek olan yeni şirketin, Türkiye’deki mevcut Fiat girişim ve ortaklıklarının temsilciliğini yapacağını, aynı zamanda gerekli koordinasyon ve denetim hizmetlerini de gerçekleştireceğini belirten Pandır, “Fiat Grubu’nun Türkiye’de 12 tane şirketi var. Ben onlardan dört tanesinin; Tofaş, Iveco, Türk Traktör ve Magneti Marelli’nin yönetici olmayan yönetim kurulu üyesiyim. Diğerleri zaten onların altında olan şirketler. Tüm şir-ketlerimizde 11 bini aşkın istihdam sağlıyoruz. Toplam kombine ciromuz da 5.5 milyar Euro civarında ve yarısından fazlası ihracat” diye anlatıyor.

DENEYİMİ ROL OYNADI

Bilindiği gibi geçen yıl Fiat- Chrysler birleşmesi oldu. Fiat, Avrupa’ya konsantre olmuş, Çin’de bile yeni yapılanan, Rusya ve Hindistan’da yapılanmaya çalışan bir şirket. Türkiye’de ise Tofaş’ın varlığı söz konusu ama Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’da şirketin hiçbir varlığı yok. Şirketin bu bölgelerde güçlenmesi hedefleniyor. Pandır’ın, GM ve Tofaş tecrübesi ile birlikte söz konusu pazarları çok iyi bilmesi nedeniyle bu göreve getirildiği belirtiliyor.Bir yıl önce şirketin hedef pazar olarak 23 ülke saptadığını ancak son yıllarda yaşanan ekonomik ve siyasi çalkantılar nedeniyle planların askıya alındığını dile getiren Pandır, özellikle de coğrafi, tarihi ve ticareti ilişkiler açısından uygun görülen Mısır’ın mercek altına alındığını fakat suların durulmaması nedeniyle beklemede olduklarını söylüyor.

“KRİZ DÖRT YIL SÜRER”

Pandır, Avrupa’daki krizin kolay kolay biteceğini düşünmüyor. Ekonomik krizin birtakım enjeksiyonlarla az da olsa rahatlayacağını ancak Avrupa’daki otomotiv krizinin dört yıl kadar süreceği görüşünde. O’na göre otomotivde Avrupa’da fazla kapasite var ve bu durum şirketlere büyük zarar veriyor. Fakat Avrupa’daki hükümetlerin ve sendikaların fabrika kapatma ve istihdam düşüşüne karşı olduklar için sorunun çözülemediğini belirten Pandır, şunları anlatıyor: “Amerika fazla kapasite sorununu sancılı da olsa halletti. GM ve Crysler iflas etti. Daha önce 17 - 18 milyon araç üretilip zarar ediliyorken şimdi 13 milyon araç üretiliyor ve herkes kar ediyor Amerika’da. Sektör yükü sırtından atınca sağlıklı yapıya ulaştı. Şöyle bir durum da var: Krizle birlikte fakirleşen insanlar daha az araç alıyor. ABD’de toplu taşıma olmadığı için araç almak zorunluyken. AB'de insanlar takım elbiseleriyle bisiklet kullanarak işlerine gider oldu. Öte yandan Almanya’nın 3-4 otomotiv şirketi pazar payını ve üretimini artırırken Fransız ve İtalyan firmalar gittikçe küçülüyor. Çinlilerin ise daralan iç pazarları nedeniyle Afrika’ya yönelmesi söz konusu.”

FIAT İYİ DURUMDA

Otomotivde krizin yaşandığı şu dönemde, farklı bölgelerde faaliyet gösterip başarılı olanlar ve tek ülkede kalıp zarar eden şirketler var. Fiat, iyi durumda olanlardan. Crysler birleş-mesi nedeniyle Amerika’daki karları da Fiat’ın konsolide sonuçlarına pozitif yansıyor. Türkiye ve Brezilya’da da güçlü konumda olan Fiat’ın İtalya’daki zararını Amerika, Brezilya ve Türkiye ile dengelediğini dile getiren Pandır, şöyle devam ediyor: “Fiat- Chrysler CEO'muz Sergio Marchionne’nin ‘Kriz süresince yatırım yapmam, nakitte kalırım ve fırtına bitince harekete geçerim’ şeklinde bir stratejisi var. İyi nakit rezervine sahibiz ve yatırım için bekliyoruz.”

“EKSEN KAYDIRMAK KOLAY DEĞİL”

Türkiye'nin ağustos ayı ihracat rakamları otomotiv endüstrisinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16’lık bir düşüş yaşadığını gösteriyor. 2011 Ağustosta 1 milyar 288 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörün bu yılın ağustos ayında 1 milyar 72 milyon dolar olarak gerçekleştiği görülüyor. Bu düşüşün her yaz yaşandığını ve doğal olduğunu dile getiren Pandır, “Otomotiv her ağustosta tatildedir zaten. Otomotivde eksen kaydırma dediğimiz şey kolay değil. Avrupa’da daralan pazarı başka yerde ikame ettirmek çok zor. Ama tabii ki çabalar var. Özellikle yan sanayinin büyük çabası var. Onların farklı pazarlara yönelmesi otomotive göre daha kolay. Yana sanayi ihracatı 10 milyar dolara yaklaştı. Neredeyse otomotiv ile yan sanayi birbirine denk gelmeye başladı. 0 bakımdan düşüş çok büyük'anlamda hissedilmiyor” diye ekliyor.

Ekonomist Dergisi