Genel

Frost&Sullivan: Ortadoğu, yeşil binaları keşfediyor!

Frost & Sullivan'ın analizine göre Ortadoğu ülkelerinde birkaç yıl içinde enerji verimliliği sağlamaya yönelik performans bazlı inşaat sözleşmesi pazarında ciddi bir büyüme bekleniyor...

Dünyanın önde gelen Growth Consultancy & Research (Büyüme Danışmanlığı ve Araştırma) kuruluşlarından Frost & Sullivan'ın analizine göre enerjinin verimli ve tasarruflu tüketimi alanında Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin 'Performans Bazlı İnşaat Sözleşmeleri Pazarı'nın önümüzdeki beş yıl içinde gözle görülür bir şekilde büyümesi bekleniyor. Enerji tüketimde görülen maliyet artışı sorununun tüketicileri enerjiyi verimli ve tasarruflu kullanıma yönelteceği yaklaşımı, 'yeşil yapı' pazarının bölge ülkelerinde büyüyeceğini ortaya koyuyor. Frost & Sullivan'a göre bölgede pazarın 2009 yılında 78.8 milyon dolar olan cirosunun 2014 yılında 96.4 milyon dolara ulaşacağı ve yıllık bileşik büyüme oranının yüzde 4.1'e çıkacağı öngörülüyor.

Elektrik sübvansiyonuna karşı enerji tasarrufu

Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinde elektrik sübvanse ediliyor olmasına rağmen son kullanıcılar enerji tarifelerinde devam eden yükselişten ve enerji rezervlerinin gittikçe tükenmesinde endişe duyuyorlar. Performans Bazlı İnşaat Sözleşmsi ise enerji tasarrufunu garanti etmesi açısından en iyi yol gibi gözüküyor. Her ne kadar henüz emekleme aşamasında olup çok az sayıda katılımcıya sahip olsa da emlak pazarında yaşanan patlama pazarın gelişmesini desteklemeye devam ediyor. Frost & Sullivan yapı teknoloji araştırma analistlerine göre enerji tasarrufu ihtiyacı, sürdürülebilir çevre bilincinin gelişmesi, elektrik tarifelerinde görülen yükseliş trendi ve karbon izi ölçüm sonuçlarına paralel olarak, Körfez İşbirliği Konseyi'nin destek verdiği enerji verimliliği sağlayan Performans Bazlı İnşaat Sözleşmes  pazarına önümüzdeki beş yılda güçlü bir büyüme itkisi sağlayacak.

Enerji hizmet şirketleri için büyük bir pazar

Frost & Sullivan'ın analizi, devam eden ekonomik iyileşme paralelinde inşaat projelerinin çoğalmakta olduğunu ve bunun sonucunda ticari ve endüstriyel sektörlerinden performans bazlı inşaat sözleşmelerine karşı talebin artacağını ortaya koyuyor. Performans Sözleşmesi ise enerji hizmet şirketlerinin en temel ticari girişimi olarak enerjiyi muhafaza etmek ve sürdürülebilirliğine imkan sağlamak için cazip yollar sunuyor. Buna bağlı olarak enerji muhafazası alanında teknolojilerin geliştirilmesinin Performans Sözleşmesi'ne yönelik talebi artıracağı ümit ediliyor.

Öte yandan, Frost & Sullivan'ın yapı teknoloji araştırma analistlerine göre sübvanse edilen elektrik, kullanıcıların enerji tasarrufunu gözardı etmelerine neden oluyor. Enerji tarife oranlarında son beş yılda hane halkı olmayan kullanıcı açısından yüzde 10'luk marjinal bir artış olsa da, son kullanıcılar enerji verimlilik yatırımında tereddütlü gözüküyor. Buna rağmen ABD, Avrupa Birliği ve Asya-Pasifik ülkeleri pazarlarında yaşanan başarı öyküleri, son kullanıcılar nezdinde güven verici bir gelişme olarak nitelendiriliyor. Enerji tasarruf ölçümlerinin sürdürülebilirliği ise küresel karbon salınımının azaltılması açısından merkezi bir konu olarak önemini her geçen gün daha da hissettiriyor.

İş fırsatları geniş

Frost & Sullivan'a göre yatırım firmaları ve bankalar, enerji verimlilik projelerini geniş iş fırsatlarına dönüştürme imkanına sahip bulunuyor. Otomasyon ve yönetim sistemleri şirketleri, tekliflerinin bir parçası olarak sundukları performans sözleşmeleri hizmetlerinin kurulmasında aktif hale geliyorlar. Dolayısıyla performans sözleşmeleri enerji verimlilik ekipmanları ile tedariğinde paket hizmet haline getirilebilir, buna bağlı olarak otomasyon ve yönetim sistemleri şirketleri bu pazarda güçlü bir şekilde boy gösterebilirler.

Frost & Sullivan analistleri rakipler arasında rekabetçi anlamda avantaj kazanmak için enerji hizmet şirketlerinin mühendislik tasarımından kaynaklanan tek elden çözümler sunmalarını ve enerji verimlilik projelerini fonlamaları gerektiğini vurguluyor, enerji verimliliği-tasarrufu alanının sürekli gözlenmesi ve agresif projelere öncülük edilmesi gerektiğinin altını çiziyorlar