29 / 12 / 2024

Giresun'daki tapulu arazilerin orman arazisi sayılması mecliste!

Giresun'daki tapulu arazilerin orman arazisi sayılması mecliste!

Giresun ilindeki bir köyde yaşayanların tapulu arazilerinin orman arazisi sayılması meclis gündemine taşındı. CHP'li Tığlı, konuyla ilgili soru önergesi hazırladı...



CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı, Giresun ilindeki bir köyde yaşayanların tapulu arazilerinin orman arazisi sayılmasına ilişkin soru önergesi hazırladı. Tığlı, sorusunun Tarım Ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yanıtlandırılmasını istedi.

CHP'li Tığlı, ''Ülkemizde taşınmazların kadastrosu üç farklı kanun ve üç farklı kuruma göre yapılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce (TKGM) yapılan genel kadastro, 6831 sayılı Orman Kanununa göre Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce yapılan orman kadastrosu ve 4342 sayılı Mera Kanununa göre Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yapılan mera kadastrosudur.

Onlarca yıldır üzerinde Türkiye Cumhuriyeti mühürlü tapusunu koruyan birçok vatandaşın mahkeme karan ya da yeni yapılan orman kadastrosu çalışmalarıyla tapusunun iptal edilmesi devlete olan güvenini zedelemekte hak kaybı yaşaması ve mağdur olmasına neden olmaktadır. Bir taşınmaza genel kadastro çalışmaları sonucunda tapu verilmesine rağmen orman kadastrosuyla herhangi bir tazminat ödenmeden tapusunun iptal edilmesi sonucu mülkiyet hakkını kaybeden, bu sebeple maddi kayba da uğrayan vatandaşlarımızın ayrıca tapuya güven ilkesi de zedelenmektedir'' diye konuştu.

Tığlı, şu açıklamalarda bulundu: ''Türk hukuk sisteminde mülkiyet hakkına en üst hukuk normu olan Anayasada da yer verilmiş Anayasanın 35’inci maddesiyle her vatandaşımızın mülkiyet ve miras hakkı koruma altına alınmıştır. Mülkiyet hakkı iç hukukumuz haricinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) hükümlerine göre de korunmaktadır.

Birçok vatandaşımızın, tapu kayıtlarının doğru tutulmaması sebebiyle uğradığı kayıplardan idarenin sorumlu olduğunu belirterek, yargı yoluna başvurduğu görülmektedir.

2008-2009 yılından önce orman olduğu iddiası ile gerçek kişilere açılan tapu iptali davalarında yüksek mahkemenin genellikle tapu iptallerini onadığı, herhangi bir tazminat talebinde bulunulmaması nedeni ile de, devleti, mülkiyet hakkından yoksun bırakılanlara bir tazminat ödemeye zorunlu tutmadığı görülmektedir.

Fakat Yargıtay'ın ormanlarla ilgili davaları inceleyen 20.Hukuk Dairesinin tapu iptali davalarında son yıllarda önceki yıllara göre farklı kararlar verdiği, bu konuda bir içtihat değişikliğine gittiği görülmektedir. Bunun nedeni, bedel ödenmeksizin tapusu iptal edilen taşınmazlarla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) açılan davalarda AİHM’nin “mülkiyet ihlali vardır ve tazminat ödenmelidir” şeklinde vermiş olduğu kararlardır. AİHM’nin mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla açılan davalannda; Devlet tarafından bir taşınmazın tazminat ödemeksizin geri alınmasının orantısız bir müdahale olduğu ve kamu yararı ile bireysel haklar arasındaki adil dengenin kurulmamasının ihlal nedeni olduğu görüşü öne sürülmüştür.

Orman kadastro komisyonlarının, orman sınırlandırma çalışmalarında vatandaşın yıllarca tarım arazisi olarak kullandığı, ancak bugün ekim ve dikim yapamadığı arazileri dahi orman olarak sınırlandırdığı ve bu sebeple mağduriyete sebep olduğu görülmektedir.

Bunun sonucunda vatandaşlarımız orman kadastrosuna güvenememekte, ellerindeki tapuya rağmen her an tarlalarını hatta köyün orta yerindeki evlerinin dahi ellerinden gitmesinden korktuğu görülmektedir.

Giresun Çanakçı İlçesine bağlı yaklaşık 400 haneli Egeköy’de yaşayan geçimini tarım ve hayvancılıkla sürdüren vatandaşlarımız da benzer bir mağduriyeti yaşamaktadır. Bugün 4. 5. Kuşak torunların ve hatta yüz yaşında olanların da ikamet ettiği köyümüzde, bazıları 200 ila 300 yıllık Osmanlı döneminden kalma, bazıları cumhuriyet yıllarına ait tapular 2008-2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonrası orman arazisi olarak değerlendirilerek iptal edilmiştir.

Orman Bakanlığının son yüz yıldır herhangi ağaçlandırma, fidanlama, ıslah çalışması yapmadığı köyde arazilerin çay üretimine uygun olduğu tespit edilmiş, 1950’den sonra fındık dışında Çaykur’un teşviki, eğitimi ve desteğiyle çay üretimi yapılmaya başlanmıştır. 2018 yılına kadar devletçe ruhsatlandırılan bu çay bahçelerinden çıkan ürünlerin Çaykur’a verildiği görülmektedir.

Bölgemizde ve ilimizde artan işsizlik ve göç neticesinde Egeköy’de de bir kısmı ekilmeyen, dikilmeyen, işlenmeyen tarım arazisi ve tarla üzerinde özellikle hızla büyüyen, yayılan kızılağaç fidanlarının yaygınlaştığı görülmüş ve bu arazilerin orman olarak değerlendirilip tapu iptallerinde önemli bir gerekçe olmuştur. İşlenmeyen arazilere bazen yakacak olarak kullanmak üzere dikilen bazen kendiliğinden çoğalan ve hızla büyüyen kızılağaç, birçok köyümüz ve vatandaşımız için sorun teşkil etmiş bu sebeple arazisi orman olarak değerlendirilip tapusu iptal edilmiştir.''

CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı'nın soruları:
1. Egeköy Köyünde 2/B uygulama çalışması yapılmış mıdır? Hangi tarihlerde yapılmıştır.

2. Köyün tarihi geçmişi, ne şekilde geçimini sürdürdüğü, hangi arazilerde hangi tarımcılık faaliyetinin yürütüldüğü, hangi yıllar ne kadar nüfusun ikamet ettiği, hane sayılarına ilişkin veriler toplanmış mıdır? Egeköy’de orman alanı olarak değerlendirilip tapu iptallerinin olduğu arazilerin daha önce hangi amaçla kullanıldığı, bu ağaç cinsinin bu yörede yaygınlaşma sürecine ilişkin tespitler yapılmış mıdır?

3. Giresun il ve ilçelerinde bu çalışma kapsamında orman arazisi kabul edilerek tapusu iptal edilen kişi sayısı ve arazi miktarı ne kadardır?

4. Hızlı büyüyen yaygınlaşan kızılağaç bitkisinin yer aldığı, orman arazisi kabul edilerek tapu iptallerine ilişkin sayı nedir? Orman kadastro komisyonlarının yaptığı işlere yine orman idaresinin itiraz etmesi, halkın yapılan kadastro işlemlerine ve komisyonlara güvenini azaltmakta değil midir? Tapu veren ve iptal eden kurumun aynı olması dahi idarenin ihmal ve kusurunu gösteren bir durum değil midir?

5. Sonradan orman arazisi açılarak kurulan bir yerleşim yeri olmadığının, yüzlerce yıllık geçmişi ve tapu kayıtları mevcut olduğu kolayca tespit edilebilecek bir köyün, dedelerinden, babalarından kısacası öz atalarından miras yoluyla kalan tapuları iptal edilen vatandaşlarımız 29 Ocak 20120 tarihinde Görele Adalet Sarayında 3 mahkeme salonunda hâkim huzuruna çıkacaktır. İlgili her kuruma uğradıklan haksızlığı anlatmak için çaba harcayan yüzlerce vatandaşımız bir sonuç alamadığı gibi Kamu Denetçiliği Kurumu, Orman Genel Müdürlüğü tarafından itiraz sürelerine ilişkin gecikmenin vurgulandığı yanıtla sizce mağdur olmaktan kurtulmakta mıdır?

6. Tapu sicilinin tutulmasında görevlilerini bilerek veya bilmeyerek, uygulanması gereken mevzuat hükümlerine aykırı işlemleri veya ihmalleri sonucu bir hakkın kaybına sebep olanlar için herhangi bir işlem yapılmazken elinde atasından dedesinden kalan tapusuna el konulan vatandaşımızın hakkını devlet değilse kim koruyacaktır?

7. Mülkiyet ihlali ve tazminatsız biçimde tapulu arazileri ellerinden alınarak yoksullaştıran köylülerimiz bir de mahkeme, bilirkişi masrafları ile bir kat daha mağdur edilmeyecek midir?

8. Orman kadastrosunun yaptığı hata sonucu köylünün uzun yıllardır kullandığı tapulu arazilerin orman arazisi olarak elinden alınması uygulamasına devam edilecek midir? Atalarından kalma tapulu arazilerinin bir anda orman kadastrosu ile orman idaresinin mülkiyetine geçmesi, yıllarca büyük bir özenle sakladıkları tapularının iptal edilmesiyle, halkın devlete olan güveninin büyük ölçüde zedelenmekte olduğunu düşünüyor musunuz?'

9. Egeköy’de yaşayan vatandaşlarımız tarlalarındaki ağaçlan büyüttükleri, koruduklan için mi arazileri ellerinden alınmıştır?

10. Ruhsatları iptal edildiği için yetiştirdikleri ürün Çaykur tarafından artık alınmayarak aynca mağdur edilen vatandaşlarımız, tapulu fındık bahçeleri orman denilerek elinden alman köylülerimiz için bir yasal düzenleme yapılması düşünülmekte midir?


Geri Dön