HAK-İŞ'ten belediye çalışanları da Kamu Çerçeve Protokolü'ne dahil edilsin talebi!
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, belediye ve belediyelere bağlı şirketlerindeki işçilerin de Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü çerçevesine alınmasını ve imkanlarından faydalanmasını istedi. İşte ayrıntılar...
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, bir son dakika açıklamasında bulundu ve kamudaki 700 binden fazla kamu işçisinin mali ve sosyal haklarını belirleyen Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'nün Mayıs'ta imzalandığını dile getirdi.
Belediye ve belediyeye ait şirketlerdeki çalışanların da yasal olarak bu protokole dahil edilmesinin gerektiğini belirten Mahmut Arslan, yetkililerin bu konudaki açıklamalarına ve yasadaki hükümlere karşın bunun uygulanmadığını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Vedat Bilgin ile belediyeler ve belediye şirketlerinin de Kamu Çerçeve Protokolü'ne dahil edilmesi konusunda bir mutabakat sağladıklarına dikkat çeken Arslan, açıklamasında "Sözleşme müzakereleri devam ederken, Sayın Bilgin ile bunu konuştuk ancak, TÜRK-İŞ kendi sendikalarının talebi üzerine kamu çerçeveye belediyelerin dahil edilmesine karşı çıktı. Bu karşı çıkış olunca, HAK-İŞ olarak Sayın Bakan ile ayrı bir protokol yaparak bu işi çözme girişiminde bulunduk. Sayın Çalışma Genel Müdürü de Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) Genel Sekreteri de bu konuda Sayın Bakan ile aynı şeyleri düşündü" ifadelerine yer verdi.
Kamu Çerçeve Protokolü'nün imza töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ilan ettiğine değinen Arslan, "Cumhurbaşkanımız, Kamu Çerçevesi Protokolü kapsamına giren iş yerlerini belediyeleri de dahil ederek tek tek saydı. Buna rağmen belediyelerin kapsam dışı tutulması gerçekten kabul edilecek bir durum değil" diyerek, tüm muhatapların Kamu Çerçeve Protokolü'nün belediyeler için de uygulanması hususunda taleplerini dikkate alması gerektiğini belirtti.
Yüksek Hakem Kurulunun diğer senelerden farklı şekilde bu sene ilk defa Kamu Çerçeve Protokolü'nün prensip kararlarını dikkate aldığının altını çizen Mahmut Arslan, "Bu kapsamda bir kısım belediyelerin toplu sözleşmeleri Kamu Çerçeve Protokolü doğrultusunda sonuçlandırıldı. Ama orada da yeni bir sorunla karşılaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Yüksek Hakem Kurulundaki bazı üyelerin, Kamu Çerçeve Protokolü'nün prensip kararlarının kabul edilmesine karşı çıkmaya başladığına değinen Arslan, buna itiraz edilmesini ve yeniden geri dönülmek istenmesini kabul etmediklerini aktardı.
Belediye işçilerinin çoğu ikinci işte çalışıyor
Yaşanan yüksek enflasyonun pek çok iş yerindeki toplu iş sözleşmesinin ek protokollerle güncellenmesini zorunlu kıldığına vurgu yapan MAhmut Arslan, "Ek protokol imzalamadığımız iş yerlerinde maalesef işçi ücretleri, asgari ücret civarında seyrediyor. Bununla büyükşehirlerde asgari ücretle ev kirasını bile karşılama imkanı yok. Dolayısıyla bu yıkımın önüne geçmemiz gerekiyor. Belediyelerin kaynakları sınırlı olabilir ama çalışanların durumu da ortada" açıklamasında bulundu ve İstanbul'da yaptıkları bir araştırmaya değindi.
Arslan, belediye işçilerinin önemli bir kısmının ikinci iş yaptığına değinerek, "Bu son derece üzüntü verici bir şey. İşçi mesaiden çıkıyor, ikinci bir işte çalışıyor. İkinci iş dediğimiz ne? Valelik, garsonluk, taksicilik" dedi ve bu insanların işten sonra bir daha çalışmak zorunda kaldığını aktardı.
Özel sektörde sözleşmeler asgari ücret seviyesine indi
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı açıklamada asgari ücretin yaygın ücrete dönüştüğünü ve 6 milyondan fazla çalışanın asgari ücret seviyesinde ücret aldığını vurgulayarak, asgari ücretin diğer ücretlerden fazla artmasının özel sektördeki toplu iş sözleşmelerinde tehdit unsuru olduğuna dikkat çekti.
Özel sektördeki ücret politikasında büyük bir sorun yaşandığının altını çizen Mahmut Arslan, "10 yıldır sendikaya üye bir işçinin ücreti, yeni giren işçinin ücreti ile eşitlenince toplu iş sözleşmesi anlamını yitiriyor. Asgari ücret artınca bütün ücretler aynı oranda artmıyor. Özel sektörde özellikle artmıyor ki 15 milyon sigortalı işçinin sadece 2 milyonu sendikalı" dedi ve bunlarında 1 milyona yakınının kamuda olduğunu vurguladı.
Özel sektördeki toplu iş sözleşmelerinin istisnalar hariç asgari ücret seviyesine düştüğünün altını çizen Mahmut Arslan, açıklamasını "Bu konuda büyük sıkıntı yaşanıyor. Asgari ücret genel ücrete düştü. Bu gerçekten Türkiye için çalışma hayatı için çok önemli bir sorun" diyerek tamamladı.
Gözler Meclis'te: 90 bin taşerona kadro çıktı mı, son durum ne?