24 / 12 / 2024

Haliç Kongre Merkezi, Türkiye'nin en büyüğü olarak gösteriliyor

Haliç Kongre Merkezi, Türkiye'nin en büyüğü olarak gösteriliyor

İstanbul Sütlüce'deki Haliç Kongre Merkezi, Türkiye'nin sahasında en büyüğü olarak gösteriliyor



3 bin kişilik salon dün tarihi bir 'kongre'ye ev sahipliği yaptı. TUSKON'un 3. Genel Kurulu için yurdun dört bir yanından gelen işadamlarının bir bölümü ayakta kaldı. 
  
Çünkü en büyük salon 5 yıllık mazisi olan TUSKON'a dar geldi. Kimse halinden müşteki değildi tabii. Yüzlerde bu ülke adına üretmenin, yarınki nesiller adına dünyaya açılmanın verdiği ortak heyecan vardı. Farklı şehirlerden de gelseler kuralların yeniden yazıldığı, sınırların kalktığı bir dönemde omuz omuza, kol kola çıktıkları büyük bir seferin heyecanı okunuyordu bakışlarından. Mütevazı işadamı dernekleri ile çıkılan yolculukta bugün 15 bin üyeli bir konfederasyon olmanın huzur ve sükunu da Haliç'in koridorlarında mücessem hale gelmişti. Ne yorgun ne de yılgındı salonu dolduranlar.

'Azı gitti, çoğu kaldı. Vur kazmayı' diyen Ferhatlar'ın alkışları Başkan Rızanur Meral'in konuşmasına verilen 'pekiyi' notuydu aslında. Rızanur Bey'in satır aralarında çok önemli mesajlar vardı. "Bu Meclis Anayasa yapamaz." diyecek kadar tatlısu demokratı olduğunu ele verenler şu cümleler üzerinde bir kere daha düşünmeli: "Milletimizin arzuları yönünde daha özgür, daha demokrat bir Türkiye oluşturmak hiçbir kayıt altına alınmaksızın milletimizin seçtiği Meclis'in öncelikli vazifesidir. Biz daha özgür, daha müreffeh bir Türkiye için gerek hükümetimizden, gerekse Yüce Meclis'imizden gerekli adımları atmalarını istiyor ve bu konuda her türlü desteği vereceğimizi bir kere daha açıkça ifade ediyoruz." Bu ifadeler; sanayici, işadamı, çiftçi, memur ve işçinin, hasılı kahir ekseriyetin hissiyatına tercüman olan ifadeler değil mi? Millet Ankara'dakilerden ülkenin önünü açan, hızına hız katan adımlar bekliyor. Büyük Türkiye ideali etrafında toplananlar, Haliç Kongresi'nde demokrasi zemininde bütün meselelerin çözülmesini beklediğini ifade etti. Teşebbüs yeteneğinin de temel şartının özgürlük olduğu dikkate alındığında başarılı ekonomileri diğerlerinden ayıran en önemli farklılık nedir? Özgürlüktür. Bir yönüyle özgürlüğün kurumsallaşma araçlarından biri olan demokrasidir. Bakınız; Rızanur Bey'in Haliç Kongresi'ndeki konuşma metni...

Başbakan Tayyip Erdoğan 70'e yakın ülkeyi işadamları ile dolaştığı için salondakilerle arasında özel bir bağ olduğunu konuşmaya başlamadan hissettirdi. "TUSKON'a milletim adına teşekkür ediyorum." sözleri kadirşinaslık örneğiydi. Yollara niçin düştüğümüzü, nasıl ufukların efendisi olacağımızı anlattı. Örnekler verdi. ABD'deki talihsiz Ermeni kararına değindi. Komedilere pabuç bırakmayacak kadar büyük bir devlet, aziz bir millet olduğumuzu hatırlattı. Yola çıkarken heybeye azık olarak çalışkan insanımız, bereketli Anadolu toprakları ve büyük Türkiye'nin değerlerini koyduğunu söyledi.

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in 'Yargı kuşatma altında' iddiasına nasıl bir cevap vereceği merak ediliyordu. Sayın Başbakan'ın bu fasılda "Kusura bakmasınlar, artık anlatacağım." sözleri ima yüklüydü. Ankara'da birilerinin millet iradesine ne kadar saygı duyduğuna dair önemli ipuçları veriyor Sayın Başbakan. Yargının verdiği iptal kararlarını, kapatma davasının bir savcının iki dudağının arasında ve 11 kişinin oyuna nasıl emanet edildiğini aktardı. Başbakan, "Kusura bakmasın. Asıl yürütme ve yasama yargının kuşatması altındadır." dediğinde de salondakiler ayağa kalktı ve alkış dakikalarca sürdü. Duygulandı. Milletin iradesi karşısında boynunun kıldan ince olduğunu söylerken gözleri doldu.

Sayın Başbakan samimi bir ortamda hamiyetperver insanlarla bir anlamda dertleşti. Demokrasi otobanını da siyasetçinin kaza yapmayacağı bir genişliğe çıkarmaya gayret edeceğini belirterek, "Demokrasi ve hukuka müdahale edilmesine asla müsaade etmem. Bedeli ne ise ödemeye hazırım." kararlılığını tekrar etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, genel kurula gönderdiği tebrik mesajında da TUSKON örneğinin Türkiye'nin küresel bir oyuncu haline gelmesinde önemli bir rol üstleneceğinin altını çizdi.

Bir genel kurulu yazarken niçin mi Haliç Kongresi ifadesini kullandım? Önden giden atlıların evlatları ufuktaki bahara olan inancımızı tazeledi. İsimlerin, unvanların ne önemi var? Hepsine selam hepsine şükran borçluyuz.
Turhan Bozkurt/Zaman


Geri Dön