Ticari

Hamdi Akın: TAV’ı yabancıyla büyüteceğiz!

Türkiye’nin ilk özel havaalanı markası "TAV" hisselerine ilginin arttığı, Fransız Vinci'nin "Rekabet ediyoruz" açıklamasıyla tescillendi

Akfen Holding ile Tepe İnşaat'ın hâkim, Sera Yapı Endrüstri'nin küçük ortak olduğu, yüzde 42'si halka açık TAV Havalimanları Holding ve TAV Yatırım Holding, stratejik ortaklık alternatiflerinin değerlendirilmesi için Credit Suisse Securities'e yakın zamanda teklif vermişti.

6 grubun ardından, Fransız inşaat şirketi Vinci ve Cariyle GroupTa birlikte hareket eden Katar Investment Authority'nin TAV Havalimanları Holding hisseleriyle ilgilendiği açığa çıktı. Vinci CEO'su Huillard'ın analist toplantısında "TAV'ın havalimanları varlıklarıyla ilgili sürecin başlarındayız. Bu rekabetin içindeyiz" demesi, Fransa ile yaşanan "soykırım" gerginliğine, iş dünyasından en azından bir "mola" olarak da algılanıyor.

TAV'ın talipleri içinde en kuvvetli adayın bir başka Fransız şirketi olması tarihin cilvesi olmalı. Taliplerden Aeroports de Paris, Paris'te Charles de Gaulle, Orly ve Le Bourget havalimanlarını işleten Fransa'nın en büyük havalimanı grubu. Balkanlar ve Ortadoğu'ya yayılan TAV'ın "büyüme" stratejisi ile uyumlu bir şirket olarak yorumlanıyor. Gatwick ve London City Havalimanı'nın sahibi Global Infrastructure, Alman havalimanı işletmecisi Hochtief, Ferrovial, Kanadalı Borealis, Avustralyalı Macquarie ve Goldman Sachs'ın altyapı fonunun da talipler arasında anıldığı piyasada Fransa'nın öne çıkmasını, TAV Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın'la Londra'da çekiştiriyoruz. Akın "Bu ilgi Fransa-Türkiye arasında buzların erimesine katkı sağlar" yorumunu yaparken, "Vinci için Fransız deniyor ama ortakları içinde Körfez sermayesi de var. Merkezi Paris'te" diyerek "ulusal refleksli" yakıştırmalara mesafe koyuyor.

'PAZARDAKİ DEĞİL, MANAVDAKİ ÜRÜN'
Akın, "TAV'ın bundan sonra en büyük ortağı yabancılar mı olacak" sorusuna da bu pencereden bakarak yanıt veriyor:
"TAV'ın hisselerini kim alırsa alsın, merkezi Türkiye'de olduğu için Türk şirketi olarak anılacak, bu da hedeflediğimiz bir durum." Akın, satış sürecini ise şöyle değerlendiriyor: "TAV'ın büyümesi gerekiyor. Halka açılarak sermayemiz güçlendi. Komşu coğrafyalara yatırım yaptık. TAV'da çalışan 20 bin kişiye 'Bizden bu kadar' diyemem. Sermaye gücü kuvvetli olan yabancı bir şirket yada fonun katkısı ile TAV'ın büyümesi sürdürülebilir. Tüm şirketlerimizi Avrupa'da talep görebilecek şekilde yapılandırıyoruz. Avrupa kriterleri ile bir şirket modeli ortaya çıkarmazsan, manavdaki değil, pazardaki ürün olursun. Yıllarca Avrupa'ya sebze-meyve ihraç edemedik. Öğrendik ki alıcı standart, hijyenik, kutulu mal istiyor, onu yapınca ihraç edebildik. Şirket satmak da ticarettir. Türkiye'de sermaye yetersizliği olduğu için şirketleri parayı verene göre dizayn edip, satacak; yeni yatırım yapacaksın."
Akın'ın açıklamasından, Akfen Holding iştiraklerinin "ticari" olarak masada olduğunu düşünebiliriz. 16 ayrı noktada, 1 milyar dolar yatırımla kurduğu 230 mgvv'lık HES kapasitesi de bu kategoride anılmayı hak ediyor. Kriz neden iye piyasadaki değeri 2 milyar doların altına gerileyen TAV'ın satış bedeli üzerinde yorumlar yaparken, Goldman Sachs'ın 2008'de şirketin hisselerine 2.5 milyar değer biçtiğini hatırlamak gerekiyor. Ankara'nın Türkiye markalarının yabancıların kontrolüne geçmesine sıcak bakmadığı, Turkcell deneyiminden biliniyor. O nedenle, TAV hisselerinde satışın % 40 seviyelerinde olacağına ihtimal vermiyorum. Körfez ülkelerinden Türkiye'ye yatırım beklendiği ölçüde gerçekleşmiyor. Akın "Körfez sermayesi, Türkiye'den çok daha riskli yerlere yatırım yapıyor, bize gelmiyor; nedenini bilemiyorum" diyor. Son 10 yılda Körfez'den Türkiye'ye 30 milyar dolarlık yatırım geldiği bilgisine de pek güvenmiyor.

'Marmara'da trafiği rahatlatacağız'
İDO'nun, Haziran 2011'de gerçekleştirilen özelleştirme süreci; Euromoney Proje Finans Dergisi'nce proje finansmanı alanında "En İyi Özelleştirme" ödülünü aldı. İDO'yu 861 milyon dolara satın alan; Akfen Holding, Tepe İnşaat, Souter Invesment ve Sera Menkul Değerleri'nin ortaklığı ile kurulan TAAS Denizcilik ve Ulaştırma Hizmetleri'nin özelleştirme "başarısını", Türkiye'de özelleştirmelerin "zorlu viraja" girdiği noktada konuşuyoruz. Akın; Türkiye'nin özelleştirme pratiğinde yaşadığı sıkıntıları hatırlattığımda "uluslararası finans piyasalarındaki krize" işaret ediyor.

Ankara Esenboğa Havaalanı özelleştirmesi ve İDO ile Euromoney'den aldıkları ödüllerin üçe çıktığını dile getiren Akın, yolcu taşımacılığında hizmet kalitesini artırmanın yanı sıra, araç taşımacılığına da odaklandıklarını söylüyor. Akın; "Marmara Denizi'nde TIR ve araçların trafikteki yükünü azaltmayı hedefliyoruz" diyor. Bursa-Bandırma; Avcılar-Gemlik ile yeni hatları da devreye alacaklarını kaydeden Akın, deniz taşımacılığını karayolu ile entegre hale getirerek "verimliliği" artıracaklarını belirtiyor. İDO'nun otobüs firmaları ile yaptığı anlaşmalar ile denizden inen yolcu, karayolu bağlantılı olarak varacağı yere ulaşabilecek.

Serpil Yılmaz/Habertürk