Sektörel

Harekete geçmenin zamanı geldi mi?

Her gün krizi konuşuyoruz, her dakika krizi yaşıyoruz.... Şöyle ya da böyle herkesin hayatını etkiliyor. İnsanın en iyi ve de en kötü huyu çabuk alışmasıdır. Kötüye de iyiye de çabuk alışırız.

Krizi o kadar çok yaşıyoruz ki, artık kötü sonuçlarına alışmaya başladık. Krizin etkileri psikolojinin kötülük derecesesiyle artıp azalabiliyor. Krize alıştıkça yatay gidişin yaptığı taban güçleniyor. Bu da dipten dönüşün daha kuvvetli olmasını sağlayabilir.

Krizin etkilerinde dibi görmedik demiştik... İşlerini kaybedenler kredi borçlarında yeni yeni takibe ve hacizlere maruz kalıyor. Takipteki krediler yavaş yavaş artıyor. Fakat bu toplumun iyi yaptığı şey dayanışmadır. Bu nedenle yakınlarından aldığı destekle kredilerinin hacizle sonlanması beklenenden az olabilir. İstihdamdaki düşüş durduğu ve tekrar artmaya başladığında her zamanki gibi toparlanma çok hızlı olacaktır. Gene toplumumuzun sık yaptığı başka bir şeyse milimi milimine yaşamaktır ve olumsuzluklar yaşandığında yedek akçe yoktur. Bu ise negatif bir etken olarak not düşülmelidir.  

Haberlere, beyanatlara, köşe yazılarına ve reklamlara baktığımızda konut almanın tam zamanı. Özellikle de bu sektörden ekmek yiyenler buna gerçekten inanıyorlar. Diğer yandan potansiyel alıcılar tedbirli. Yazılarımda bir mantık oturtmaya çalıştığımı biliyorsunuz. `Konut almanın tam zamanı' ya da `sakın ha krizin ortasındayız konut falan alınmaz' gibi yorumları yazılarımda okumanız mümkün değil.  Verilecek karar kişinin özellikleri ve şartlarına, karar vereceği gün hatta saate, amacına göre değişmelidir ve birisi için ak doğru iken bir diğeri için doğru kara olmalıdır.  

Bir örnek verelim. Oturmak için konut almak istiyorsunuz. Peşinatınız yoktu... Mevcut kampanyalara bakıyoruz.... Fiyatlar düşmüş, üstüne bazı projeler bir de peşinatsız konut satıyor. Daha önce almaya gücünüz yetmediği konutu artık alabilecek durumdasınız. Sizin için alım kararı vermek doğru olabilir değil mi? Ya da yatırımlık konut almak istiyorsunuz... Çok sayıda konut stoku var ve prim yapması için ne kadar zaman elinizde tutmanız gerektiğini kestiremiyorsunuz? Sizin için alım kararı vermek doğru olabilir mi?  

Konunun diğer boyutu olan finansman tarafına bakalım. Peşin mi alacaksınız? Faizlerin hızlı düştüğü, ticaretin riskli olduğu bir dönemde daha iyi bir alternatifiniz var mı? Diğer yandan elinizdeki paraya prim yaptırmak kadar ana paranızı korumanın da bir meziyet olduğunu biliyorsunuz değil mi? Kredi mi alacaksınız? Riski sevmiyorsanız TL kredi alacaksınız ve yapmanız gereken tek şey banka banka dolaşıp pazarlık etmek. Sadece kredi ve taksit tutarının bütçenize uygun olup olmadığına karar vermelisiniz... Risk, kredi faizlerinin olması gerektiğinden yüksekte kalmasını sağlıyor fakat önemli olan bürçenize uygun olması. Faizlerde düşüş beklentiniz varsa daha sonradan refinansman yapmanız mümkün. Eğer finans bilginiz ve cesaretiniz varsa farklı yapılar peşine koşabilirsiniz.... Örneğin dövize endeksli kredi alabilirsiniz... Sepet yapabilirsiniz. Hangi para birimi sorusunun cevabı ise günden güne değişecektir... Geçen hafta beklentilerimiz dahilinde gelişirken FED'in yaptığı bir süprizle EUR/USD paritesi bir anda farklı bir yere gitti. EUR'nun kısa vadeli yükseleceğini tahmin etmekle 1,30ların üzerine gidebileceğini düşünmüyordum. Nitekim 1,30 seviyesinde takılıp güç kaybeder ve yönünü aşağıya dönme ihtimali artarken FED süpriz bir karar aldı ve EUR beklentilerimizden çok daha yukarılara gitti. Analistler genelde tekrar USD'nin değer kazanacağını düşünüyor fakat USD'nin değer kazanmasının temel nedenlerinden birisi USD likiditesine olan ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. FED'in kararının likiditeye ve temel macro ekononomik endikatörlere etkileri ve kalıcı olup olmayacağı takip edilmeden uzun vadeli bir trend belirlemek doğru olmayacaktır. Döviz kredisi almayı düşünenler EUR'yu takip etmeye devam edebilirler.  CHF konusunda ise yanılmadık. Önce hem USD hem de EUR karşısında değer kaybetti. USD'nin değer kaybıyla USD/CHF paritesinin toparlaması aldatmasın, EUR'ya karşı değer kaybı sürdü. 

Asıl sorumuza dönelim. Konut almak için iyi zaman mı? Önce kişisel düşüncemi paylaşayım. Konut fiyatlarının çok daha fazla düşeceğini sanmıyorum. Bunu gerçekçi olmayan fiyatları dışarıda bırakarak, işlem geçen fiyatları kast ederek söylüyorum. Daha düşük fiyatlar ancak çok sıkışan satıcıların konutlarında ortaya çıkabilir. Bu nedenle genel fiyatlar çok daha fazla düşer beklentisinin gerçekleşme ihtimali düşük. Bu hemen konut alın anlamına da gelmesin çünkü, aynı zamanda bu fiyatlardan alınan konutların hızlı prim yapacağını da düşünmüyorum... 

Sonuç olarak eğer oturmak için konut arıyorsanız şu anda hiç olmadığı kadar kolay olabilir. Ertelenmiş peşinatlar, ertelenmiş taksitler... Bunun yanında dişe dokunur bir prim için bekleme süresi bir seneden fazla olabilir. Diğer yandan paranın getirileri de düştü ve bu bekleme sürelerinin uzayabilmesine uygun ortam yarattı. Kararınızı bu beklentiler ve kişisel şartlarınız ışığında yapabilirsiniz.... 

Sevgiyle kalın, 

Nejat ÖZONAY