19 / 11 / 2024

"Hasan Paşa'nın köşkü turizme kazandırılmalı"


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Uysal, Çanakkale'nin Ezine ilçesi Yeniköy yakınlarında bulunan tarihi köşkünün turizme kazandırılması gerektiğini bildirdi




Uysal, Osmanlı ordusunda donanma kaptanlığı yapan Cezayirli Hasan Hasan Paşa'nın 1776-1785 yılları arasında tarihlenen çiftliği bulunduğunu söyledi. Bu çiftliğin kule tarzında inşa edilen köşkünün yıkılmadan günümüze kadar ulaştığına işaret eden Uysal, "Bu kule geleneği o dönemin Batı Anadolu sahil kesiminde oldukça yaygın. Bu bölgelerde yapılan tüm binalar kule şeklinde inşa edilmiş" dedi.

Uysal, Cezayirli Hasan Paşa'nın Osmanlı ordusunda Kaptan-ı Deryalık yapan bir şahsiyet olduğuna işaret ederek, "Yeni Köy yakınlarında paşanın sadece köşkü yok, hamam kalıntısı da bulunuyor. Aslında buranın etraflıca kazılıp, turizme kazandırılması gerekiyor" diye konuştu. Köşkün en önemli mimari özelliğinin kule şeklinde inşa edilmesi olduğunu vurgulayan Uysal, yapının, genel itibariyle karşıdan bakıldığında Orta Çağ'daki derebeyilerinin şatolarını andırdığını belirtti. Uysal, yapının görenlere heybet ve güven verdiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi: "Kuleler kesme taştan yapılmış. Bu yapının acilen restorasyonunun yapılması gerekiyor. Önce çevresinde bir kazı yapılıp, araştırılması lazım.

Binanın içinde incir ağaçları çıkmış. Bunların temizlenip, korumaya alınması önem taşıyor. Böylelikle yapı turizme kazandırılabilir." Prof.Dr. Ali Osman Uysal, bu tip yapıların reklamının iyi yapılmaması
nedeniyle, toplum tarafından pek bilinmediğini, ilginin az olduğunu savunarak, "örneğin Truva Antik Kenti'ni kime sorsanız herkes bilir, Ama bu tip yapıların tanıtımının pek iyi yapılmadığını düşünüyorum. İnsanların ilgisi de antik dönemlere gittikçe nedense daha fazla oluyor. Bu yapılar da bizim tarihimiz, ilgilenilmesini bekliyoruz" dedi.

Cazayirli Hasan Paşa

"Palabıyık" lakabıyla da anılan Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın, aslen Kafkasyalı olduğu tahmin ediliyor. Küçük yaşta İran sınırında esir alınıp, Hacı Osman Ağa adlı Tekirdağlı bir tüccara satılan Cezayirli Hasan Paşa, bu kişinin çocuklarıyla yetişti ve bir süre sonra azat edildi.

Osmanlı-Rus ve Avusturya savaşının devam ettiği 1738 yılında, Yeniçeri Ocağı'na kaydoldu ve bazı muharebelere katıldı. Belgrad'ın kuşatılması sırasında gayret ve cesaret gösterdi. 1761 yılının nisan ayında "kalyon kaptanı" olarak Osmanlı donanmasına giren Cezayirli Hasan Paşa, 1762'de "riyale", 1766'da "patrona" ve bir yıl sonra da "kapudane" rütbesine yükseldi.

6 Temmuz 1770 yılında Rusların Osmanlı donanmasını yaktığı haberini Çanakkale Boğazı'na kadar gelerek bildiren Paşaya, "beylerbeyi" rütbesi verildi. Paşa, Rusların, Limni Adası'nı kuşatması üzerine, adaya giderek oranın savunmasını üstlendi. Rusları adadan uzaklaştırmayı başardı. Bu başarısından dolayı vezirlik rütbesiyle "Kaptan-ı Derya" tayin edildi, Boğaz Seraskerliğine, ardından Rusçuk Seraskerliğine getirildi. Sultan 3. Selim zamanında İsmail Kalesi'ne Serasker olan Hasan Paşa, gösterdiği başarılardan sonra Sadrazam ve "Serdar-ı Ekrem" tayin edildi. Hayatı sürekli cephede geçen Gazi Hasan Paşa, 30 Mart 1790 yılında Şumnu'da öldü. Devlete sadık, gayretli ve sözünü esirgemeyen bir kişi olan, evcilleştirdiği bir aslanla birlikte dolaşmasıyla da meşhur olan Cezayirli Gazi Hasan Paşa, mal varlığının büyük çoğunluğunu devlet işlerine harcadı.

Hasan Paşa, yürüttüğü devlet hizmetleri yanında, birçok hayır eserleri de bıraktı. İstanbul tersanesinde kalyoncular için bir kışla inşa ettiren Hasan Paşa, Midilli Adası'nda yerleşim yerine uzak bir mesafeden su getirterek çeşmeler kurdurdu. Bakla'da yine çeşme, Vize'de cami, hamam ve üç çeşme, Midilli Adası'nda Paşa Köşkü ve büyük mermer havuz ile Limni, Sakız ve İstanköy adalarında çeşmeler yaptırdı. (AA)


Geri Dön