Sektörel

Hayat kalitesini artıracak şehir planları oluşturulmalı!

Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Nihat Şen, ne yazık ki kentsel dönüşümün yanlış anlaşıldığını, insan hayatının kalitesini arttırmak için şehir planlarının oluşturulması gerektiğini belirtiyor.

17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 20 yılı aştı. Deprem sonrasında hazırlanan 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun”la birlikte İstanbul’un çeşitli lokasyonları büyük bir şantiye alanına döndü.

Yeni Asya Gazetesi'nde yer alan habere göre; Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Nihat Şen, depremin akabinde hazırlanan 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” ya da kamuoyunda bilinen adıyla Kentsel Dönüşüm yasası, öncelikle İstanbul’un çeşitli yerlerinde uygulanmaya başladığını söyledi.

Kanunun hazırlanmasında önemli çalışmalar yapan Mimar Şen, ne yazık ki kentsel dönüşümün yanlış algılanıp öncelikle insan hayatının kalitesini arttırmasıyla ilgili şehir planlarının oluşturulması gerektiğini belirterek “Yapısal bir değişimden önce zihinsel bir dönüşümü gerekiyor. Kültürün korunması, yer altı ve yer üstü kaynakların korunması ve kullanım planlarının yapılması, beşeri ilişkilerin güçlendirilmesi, sosyal donatı imkânlarının arttırılması ve çevresel faktörlerin planlanması gibi basamakları içerisinde barındıran şehirleşme çalışmalarını ‘kentsel dönüşüm’ olarak adlandırabiliriz. En büyük kentsel dönüşüm projesi olan Fikirtepe’nin tamamen yanlış bir tanımlama olduğuna dikkat çekerek kentsel dönüşümün binasal yenileme kalıbına sıkıştırıldı'' diye konuştu.

Ankara bazlı kentsel dönüşümden vazgeçilmeli 

Kentsel dönüşümün şu anda parsel bazlı ilerlediği bugünlerde, Nihat Şen dönüşümün ada ya da mahalle bazlı yapılması ve insan odaklı olması gerektiğini söylüyor. Neş, “Altyapılar iyileştirilmeden o bölgede nüfus yüzde 40-50 oranında arttırılıyor. Bu da birtakım sıkıntıları meydana getiriyor” diye konuştu.

Şen, “İstanbul’da 4 milyon yapı stoğu, Türkiye’de ise 20 milyon yapı stoğu bulunuyor ve bunun yüzde 50’si risk taşıyor. Yaklaşık 700 binanın hemen yıkılması şart. Yaklaşık, 6.5-7 şiddetinde bir deprem sonrası İstanbul’un durumunu düşünemiyorum. Devlet, kentsel dönüşüm çalışmalarına bugün olduğundan daha fazla eğilmesi gerekiyor. Ankara bazlı bir kentsel dönüşüm anlayışı ile bu işleri hızlandırmamız mümkün değil. Belirli kurumlara yetki verilerek, akredite kurumlar aracılığıyla bölgesel ve şehirsel olarak vatandaşa kentsel dönüşüm danışmanlığı verilmeli.” ifadelerini kullandı.

6.7 milyon konut yenilenmeli

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 20’nci yıl dönümü vesilesiyle ilgili konuşan Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, 2019 yılında yürürlüğe giren yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritası incelendiğinde nüfusumuzun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğunun görüldüğünü ve Türkiye’de depreme dayanıksız olan 6,7 milyondan fazla konutun acil olarak dönüşmesi gerektiğini belirtti.