Genel

HES 4 bankadan 415 milyon dolarlık kredi aldı!

EPDK Başkanı Hasan Köktaş, yatırımcıdan istenen özkaynak oranının son derece yüksek olduğunu belirterek, "Böyle bir şey olmaz. Çünkü eğer bir projenin üçte birini yatırımcı kendisi koyuyorsa yatırımcı artık bir bankadır" dedi

 Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme
 Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, yatırımcıdan istenen özkaynak oranının son
 derece yüksek olduğunu belirterek, "Böyle bir şey olmaz. Çünkü eğer bir projenin
 üçte birini yatırımcı kendisi koyuyorsa yatırımcı artık bir bankadır. Özkaynak
 oranını düşürebilelim ki bu özkaynaklarla daha yüksek volümlü işler yapabilmiş
 olsun" söyledi.
        
 Köktaş, Tatar ve Pembelik HESe sağlanan kredi imza töreninde yaptığı
 konuşmada, Türkiyede önümüzdeki 20 yıl içinde yaklaşık 350 milyar lira düzeyinde
 enerji yatırımına ihtiyaç olduğuna değinerek, elektrik dağıtım ve üretim
 ihalelerinin sonucunda oluşacak ve oluşmuş finansman ihtiyacı dahil edildiğinde
 bu miktarın 400 milyar liraya yaklaştığını söyledi. Köktaş, bu kadar büyük
 yatırım ihtiyacını karşılayabilmek için siyasi otorite, düzenleyici kurum,
 yatırımcı ile bankalar ve finans sektöründen oluşan dört unsurun birbiriyle
 uyumlu ve senkronize çalışmasının faydalı olacağına değindi.
        
 Bankaların uzun vadeli ve ucuz finansman kaynaklarına erişime yönelik
 yeni enstrümanların geliştirmesi gerektiğine dikkati çeken Köktaş, "Düşük
 kaynaklı maliyetli kaynak bulmak zorundayız. Bir projenin finanse edilebilir
 olması önemlidir, ama yeterli değildir. Hem vadenin uzun olması, hem
 maliyetlerinin son derece düşük olması lazım" diye konuştu. Yatırımcıdan istenen
 özkaynak oranının son derece yüksek olduğunun altını çizen Köktaş, şunları
 belirtti:
        
 "Yüzde 33 ile özkaynakla bir proje finansmanının yapılmış olması...
 Böyle bir şey olmaz. Niçin olmaz Siz bankalar olarak yatırımcının bir banka
 olarak çalışmasını önermiş oluyorsunuz. Böyle olmaz. Çünkü eğer bir projenin üçte
 birini yatırımcı kendisi koyuyorsa yatırımcı artık bir bankadır. Özkaynak oranını
 düşürebilelim ki bu özkaynaklarla daha yüksek volümlü işler yapabilmiş olsun. Bir
 diğer konu finansman açısından, sadece banka kaynaklarının enerji projelerini
 finanse etmek için yeterli olmadığını ifade etmek isterim.
        
 Onun için sermaye piyasası enstrümanlarını da geliştirmemiz lazım. Bir
 diğer nokta, birtakım sektörel kredi limitleriyle sınırlandırdırılan rasyolarının
 enerji sektörü için işletilmemesini arzu ediyoruz. Enerji sektörü olarak biz
 pozitif bir ayrımcılığa tabi tutulmak istiyoruz. Ekonomik büyümenin olmazsa
 olmazı enerji sektöründeki büyüme ve ekonomik büyümenin 1-2 katı kadar enerjiye
 olan ihtiyaç, bizi birtakım ayrıcalıklı davranmaya, dolayısıyla pozitif
 ayrımcılığa itiyor." dedi.
         
3 BİN KİŞİLİK İSTİHDAM

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Tatar ve Pembelik
 HESlerin bundan sonraki iki yıllık inşaat süresince bölgeden temin edilen mal ve
 hizmetlerle yaklaşık 50 milyon dolarlık değer sağlayacağını ifade etti.
        
 İki santral için 600 milyon doların üzerinde bir yatırım yapılacağını
 belirten Özdemir, Elazığ ve Tuncelide 2008 yılında tamamlanıp üretime geçen 54
 MWlık Seyrantepe HESin Darenhesin ilk yatırımı olduğunu, Tatar ve Pembelik ile
 birlikte bölgede ortak olarak gerçekleştirdikleri HES sayısının 3e, toplam
 kurulu gücün 315 MWya, üretim kapasitelerinin 1 milyar kWhya ulaşacağını
 ifade etti.
        
2013 yılında üretime geçmesi hedeflenen projelerin Elazığ ve Tuncelinin
 yıllık net elektrik tüketimine eşit büyüklükte üretim kapasitesine sahip
 olacağını vurgulayan Özdemir, iki santralin inşaatı sırasında çalışan sayılarının
 3 bine ulaşacağını bildirildi.
        
Bilgin Enerji Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vehbi Bilgin
 de Tatar ve Pembelik HESlerin Tunceli ve Elazığ sınırları içinde kaldığını,
 Tatar santralinin 70 metre, Pembelik santralinin ise 72 metre yükseklikte
 olduğunu dedi.
        
Her iki santralin bugüne kadar özkaynaklarla yüzde 30unun
 gerçekleştirildiğinin altını çizen Bilgin, 4 bankadan sağlanan 415 milyon
 dolarlık kredi ile her iki projedeki çalışmaların bundan sonra daha da
 hızlanacağını ifade etti.
        
BANKALAR

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de Türkiyenin kalkınma ihtiyacı
 paralelinde enerjideki potansiyel arz açığının kapatılmasına yönelik İş
 Bankasının kendisine özel bir misyon edindiğini vurgulayarak, bu alanda 4,5
 milyar doları aşan bir taahhütlerinin bulunduğunu, bu kapsamdaki taahhütlerinin
 3,7 milyar dolarının enerji üretim tesislerine, 800 milyon dolarının elektrik
 dağıtım özelleştirmelerine yönlendirildiğini bildirdi. Bali, taahhütler
 kapsamındaki cari risklerinin ise 2,1 milyar doları aştığını dedi.
        
Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın da bugün devam eden
 projelerle birlikte toplamda yaklaşık 3 milyar dolarlık projeye finansman
 sağladıklarını, söz konusu projelerin tamamı faaliyete geçtiğinde, yaklaşık 5.400
 MW gücünde enerjinin üretileceğini belirtti.
        
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Fevzi Onat da bugüne
 kadar 96 adet projeye destek verdiklerini, taahhüt ettikleri kredi tutarının 1,8
 milyar dolara, bu projelerin kurulu gücünün ise 3.200 MWa ulaştığını, 42
 adedinin de faaliyete geçerek elektrik üretmeye başladığını ifade etti.
        
 Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Akbaş, banka olarak
 elektrik üretiminde ilk defa bir konsorsiyuma katıldıklarını, son 1 yılda yatırım
 projelerine 1,5 milyar doların üzerinde finansman sağladıklarını belirtti.
        
SORULAR

        
İmza töreninin ardından basın mensuplarının güvenlik ve yeni yapılacak
 yatırımlara ilişkin sorularını yanıtlayan Bilgin Enerji Yatırım Holding Yönetim
 Kurulu Başkanı Mehmet Vehbi Bilgin, güvenlikle ilgili sorular üzerine bu bölgede
 2,5 yılda Seyrantepeyi yaptıklarını ve bir olay olmadığı gibi halkın da
 desteklediğini dedi.
        
 Ancak dışardan "bazı problemler çıkabilir" gibi duyumlar
 alabildiklerini ifade eden Bilgin, "Güvenlik önlemleri devlet tarafından
 alınmış, kendi iç güvenliğimizi ayrıca sağlıyoruz. Bölge halkı bu tesislere sahip
 çıktı. Çıkarlarına olduğunu biliyor. Çocukları orada çalışıyor. Paranın tümü o
 bölgeye gidiyor. Tunceli-Elazığ bölgesine 600 milyon dolar yatırım yapılıyor. 100
 milyon dolar proje bedelini çıkarsanız çok büyük oranda o bölgenin insanına,
 ulaşımla, işçiyle, yiyecek içecekle, çimentoyla gidiyor. Dolayısıyla halk
 memnuniyetle karşılıyor" söyledi.
        
 Bilgin, bu projelerde en büyük sorunun enerji tünelleri nedeniyle
 derelerin kurutulması olduğunu ifade ederek, kendi projelerinin 3ünün de etek
 santrali olduğunu, hemen barajın önünde santral olduğu için hiçbir yeri kuruda
 kalmadığını ve suyu yükselttikleri için de göl alanı oluşturduklarını dedi.
        
 Bilgin Grubu olarak bugüne kadar yenilenebilir enerji ile uğraştıklarını,
 ilk rüzgar santralini 2006da Bandırmada, 2003de Darendede 14 MWlik HES
 açtıklarını, o günden bugüne kadar 4 rüzgar, 3 hidroelektrik santral
 kullandıklarını anlatan Bilgin, şimdi de Nihat Özdemir ile 3 hidroelektrik
 santrali ortak yaptıklarını, bir rüzgar bir su santralini de Mersin ve Alaçatıda
 tek başlarına yaptıklarını belirtti.
        
ÖZDEMİR:"FAİZ ORANI TÜRKİYEDE KONUŞULAN RAKAMLARIN ALTINDA

 Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de sağlanan kredinin
 oranları ve maliyetiyle ilgili bir soru üzerine, 3 bankanın 105er milyon,
 TSKBnin ise 100 milyon dolar olmak üzere 415 milyon dolar kredi sağladığını
 belirterek, şunları dedi:
        
 "Biz görüşmelere başladığımızda fiyatlar farklıydı. Sonra dünyada
 gelişen koşullardan dolayı fiyatlarda yükselmeler oldu. Fakat bankalar ilk başta
 verdikleri sözlerden daha aşağı düşerek anlaşmayı sonlandırdık. Çok iyi
 yaklaştılar bu projeye. Hem süresi bakımından 3 yıl ödemesiz, 12 yıl ödemeli bir
 kredi, bugün için dünyada önemli bir kredi imzasıdır. Onun için herkese teşekkür
 ederim. Almış olduğumuz kredideki faiz oranı da Türkiyede konuşulan birçok
 rakamdan daha aşağı olduğunu ifade edebilirim." belirtti.
        
EPDK BAŞKANI KÖKTAŞ

 EPDK Başkanı Hasan Köktaş da, enerji sektörünün 350 milyar dolarlık
 yatırım ihtiyacının nasıl karşılanacağı yönündeki bir soruya kredi
 mekanizmalarının şimdiden oluşturulması gerektiğine işaret ederek, "Yurt
 içinden, yurt dışından sermaye piyasalarından, sadece finansal piyasalardan
 değil... Bu erken uyarı sistemidir. Yoksa bir gün yatırımlar yapılamaz hale
 geldiğinde bir anlamı olmaz" diye ifade etti.
 
Bir gazetecinin, konuşmasında bankacılara "Geleneksel refleksleri
 bırakmanız gerekiyor" dediğini hatırlatarak, bu refleksin ne olduğunu sorması
 üzerine de Köktaş, bankaların geleneksel refleksinde kurumlardan, arbitrajlardan
 ve Hazineye satılan kağıtlardan para kazanmak olduğunu belirterek, şunları
 ifade etti:
        
"Bankaların yapıları buna göre kurulmuştur. Bankalar uzun süre
 karlarının yüzde 40ını 50sini bu üç kar merkezinden yaptılar. Halbuki şimdi
 proje finansman merkezlerini kuvvetlendirmeleri gerekiyor. İnsan kaynağı, eğitim,
 altyapı açısından. Buraları kuvvetlendirdiklerinde bu projelerde yüzde 30
 isteyemeyecekler. Daha aşağıları isteyecekler ve maliyetler daha aşağı düşecek,
 vadeler uzayacak. Dolayısıyla asıl bankacılık proje finansmanı. Türkiyenin en
 büyük bankasının genel müdürü "ilk defa böyle bir projeye katılıyoruz
 söyledi..."
AA