Hüseyin Aslan: İnşaata dur demek olmaz!
Hüseyin Aslan: Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Sanayide üretimin artmamasını ve sanayinin toplam milli gelirden aldığı payın düşmesini" gerekçe göstererek "inşaattan sanayiye dönüşü" istedi.
Babacan, sermayenin yönünü sağlıklı belirleyebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayarak, "Aksi halde üretmeden taşa toprağa para harcayan bir ekonomi oluyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Başbakan Yardımcısı Babacan'dan farklı bir görüşü dile getirerek, "Sanayi ilerlesin ama inşaat sektörü de ilerlesin. İnşaat sektörüne (dur), sanayiye (ilerle) derseniz orada çöküntü başlar. Bizim için emek yoğun olan sektör inşaat sektörüdür" dedi.
EKONOMİ İÇİN İTİCİ GÜÇ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşünü TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve 365 oda ve borsa başkanını Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki kabulü sırasında açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin kentsel dönüşümle birlikte inşaat sektörünü ayakta tutması gerekir. Ne sanayiden, ne de inşaattan vazgeçmek durumundayız. Bu iki sektörün atbaşı yürümesi lazım" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın inşaat sektörüne ilişkin görüşüne katılmamak mümkün değildir.
İnşaat sektörü 200'ün üzerindeki alt sektörlerle birlikte ekonominin "itici giiç"üdür. Özellikle "durgunluk" dönemlerinde büyümede, işsizlikle ve enflasyonla mücadelede inşaat sektörünün önemli bir ağırlığı vardır.
İzmir'de inşaat sektöründe adeta yaprak kıpırdamıyor. Belediyelerin görevleri olmasına karşın imarlı, altyapılı konut arsası üretmemesi ve kredi maliyetlerinin yükselmesi ile konut kooperatiflerinin desteklenmemesi dar ve sabit gelirlilerin konut edinmelerini adeta olanaksız hale getirmiştir. Oysa İzmir'de konutların yüzde 60'ı afet riski taşıdığı için kentsel dönüşüme muhtaç, vatandaşların da yüzde 40'ı kirada oturuyor.
Sanayi üretimi neden artmıyor?
İnşaat ve sanayi "rakip" değil, tersine birbirini destekleyen iki temel sektördür.
Sanayide üretimin artmamasının nedeni iç talepteki daralma ve ihracattaki yavaşlamadır.
Demir-çelik, metal ürünleri, giyim ve tekstilde ihracat artışı yavaşladı.
Sanayide kapasite kullanım oranı gerileyerek 2013'den bu yana en düşük düzey olan yüzde 74'e indi.
Tüketici kredilerinde yıllık artış yüzde 14.2'den yüzde 13.7'ye geriledi. Tüketici Güven Endeksi 2010 Şubat ayından bu yana en düşük seviyeye indi. Reel sektör Güven Endeksi'nde gelecek 3 aya yönelik siparişlerde gerileme var.
TİM ihracat verilere göre, Kasım 2014'de ihracat yüzde 6.4 oranında geriledi. Bu veriler büyümenin, istihdam ve gelir artışının yavaşladığını göstermektedir. Bu arada nüfusumuz 77 milyon, milli gelirimiz 710 milyar dolar, fert başına düşen milli gelir 10 bin dolar.
Bu tablo iç açıcı değildir.
Sonuç olarak: Ekonominin "itici güç"ü inşaat sektörünün önü açılmalıdır.
Habertürk Egeli