Kentsel Dönüşüm

İBB Genel Sekreteri Gökce’den çok konuşulacak kentsel dönüşüm eleştirisi! Kent rantının yeni bir yolu mu?

Hak gaspına sebep olacağı eleştirileriyle gündemden düşmeyen kentsel dönüşüme ilişkin düzenlemeleri kapsayan kanun teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Yasaya yönelik tartışmalar sürerken İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gökce, çok konuşulacak bir açıklama yaptı

Kentsel dönüşüme ilişkin değişiklikleri kapsayan kanun teklifi konusunda tedirginlikleri olduğunu söyleyen Gökce, gerekçelerini sosyal medya platformu X'te paylaştı. Buğra Gökce'nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

"Yeni kentsel dönüşüm kanuna ilişkin insanların kaygı ve endişeleri var.

Vatandaşlar konutlarına el konulacağını ve kent sürgününe dönüştürüleceğini düşünüyor.

Bu kaygıların da haklı gerekçeleri bulunuyor.

"Mevcut hızla 6 milyon binanın dönüştürülmesi için 35 yıl gerekiyor"

Kentsel Dönüşüm Kanunu 2012’de yürürlüğe girdi. Meclis raporuna göre şu ana kadar 2 milyon 200 bin bağımsız bölüm dönüştürüldü. Aslında dönüştürülmesi gereken bağımsız bölüm sayısı bunun tam üç katı. Mevcut hızla 6 milyon binanın dönüştürülmesi için 35 yıl lazım.

İstanbul’da 6306 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği günden bugüne 69 tane Riskli Alan, 152 tane Rezerv Yapı Alanı ve yaklaşık 84 bin tane Riskli Yapı ilan edildiğini görüyoruz.

"11 SENEDE DÖNÜŞEN YAPI SAYISI SADECE 84 BİN"

İstanbul’da 1 milyon 200 bin bina bulunuyor. Bunlardan 800 bini 2000 senesinden önce yapılmış. 11 senede dönüşen bina sayısı yalnızca 84 bin.

Neden? Zira 10 yıllık 6306 sayılı Yasa’nın uygulama karnesi pek iç açıcı değil!

1. Kentsel dönüşüm kanunu hedefine uygun uygulanmadı. Şahıslara, bireylere, zümrelere ve gruplara yeşil alanların, askeri bölgelerin imara açılması benzeri şekilde rant aktarma aracı olarak kullanıldı.

2. Kentsel dönüşümün rant odaklı kullanılması yüzünden büyükşehirlerde ve özellikle İstanbul’da kent sürgünleri yaratıldı.

3. İnsanlar da bu tabloya bakarak Rezerv Alan tanımının meskun bölgelere genişletilmesinden tedirgin oluyor. Bu yüzden, insanlar mevcut yasaya güvenmiyor. Hükümet benim konutuma el koyacak. Beni de şehrin çeperlerine sürecek diyor.

"KANUN, KİRACILARA YÖNELİK HİÇBİR DÜZENLEME GETİRMİYOR"

Kanunun, geliştirdiğimiz ve tecrübe ettiğimiz hızlı tarama yöntemi ile 6306’ya göre yapılacak. Tespit öncesi bir yöntem ilave edilmediği, riskin derecelendirilmediği,

Kiracıları yok saydığı ve kiracılara yönelik hiçbir düzenleme getirmediği,

Yapıların kısmen y ada yenilikçi yöntemlerle güçlendirmesine ilişkin bir düzenleme barındırmadığı,

Yapı kayıt belgeli yapıların tekrar yapılması ve güçlendirilmesi hususunu ihmal edip, çözümsüz bıraktığı,

Kültür varlıklarındaki güncelleme ve bu binaların ihya edilmesi, tamir edilmesi, güçlendirilmesi ve deprem riski karşısında nasıl ayakta kalacakları hususunda eksiklikleri gündeme almadığı,

Riskli binaların en çok olduğu yapı stoklarını ve özellikle kaçak binaların akıbetinin ne olacağına dair sözü olmadığı,

Bunun yanı sıra, teklife göre riskli yapı tespiti ve tahliyesi gerçekleşirken maliklerin mülke el konulma tedirginliklerini doğurduğu anlaşılmaktadır.

"Lüks konut inşa etmenin ve şehir rantı aktarımının yeni bir enstrümanı"

Oysa tüm süreçlerde vatandaşların teşvik ve ikna edilmesi en doğru yoldur.

Kanun katılımcı, şeffaf, şehir ve insan odaklı, yerel yönetimlerin bilgisi, deneyimi ve kabiliyetini de içine alan, merkezi hükümeti tek aktör olarak konumlandırmayan biçimde yapılmalıydı.

Maalesef mevcut haliyle kanun lüks konut inşa etmenin ve kent rantı aktarımının yeni bir enstrümanı olmaktan ileriye gidemiyor.

Kentlerimiz ise halen deprem ve afetlere karşı direnç kazanmayı bekliyor."

Kentsel dönüşümde devrim gibi bir dönem! Dönüşüm süreci hızlanıyor!

Kiralık konut piyasasında kısır döngü!

Üniversite öğrencilerine telefon ve bilgisayar desteğinde detaylar belli oldu! Resmi Gazete’de yayımlandı!