İBB Meclisi'nde Kanal İstanbul tartışması!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan Kanal İstanbul soruşturması İBB Meclisi’nde tartışıldı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan Kanal İstanbul soruşturması İBB Meclisi’nde tartışıldı.
İBB Meclisi'nin Kasım ayı toplantılarının dördüncü oturumunda, Alaattin Çakıcı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tehditleri ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na açılan Kanal İstanbul soruşturması konuşuldu. Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre; Meclis oturumunda gündem dışı söz alan CHP'li İBB Meclis Üyesi İnan Güney, “Kıbrıs'a 7 uçakla gidenlerin kamu kaynakları hassasiyetlerini anlamalarını zaten beklemiyorduk. Devlet projesi Cumhuriyettir, eğitimdir, devlet projesi yargı bağımsızlığıdır, yoksullukla mücadeledir. Rant projelerinizi ne bize, ne bu halka, ne de Ekrem başkanımıza dayatamaz, kabul ettiremezsiniz” dedi.
“O KOLTUK ATATÜRK'ÜN KOLTUĞU DEĞİL”
AKP Grup Sözcüsü Faruk Gökkuş da söz alarak “CHP ile ilgili Cemil Koçak'ın bir sözü var. Diyor ki; ‘CHP devleti kuran parti değil, devletin kurduğu bir partidir.' O koltuk da Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğu değil. Mustafa Kemal Türk milletinin gönlünde yer etmiş bir önderdir. CHP istismarı bıraksın o noktada. Türkiye'de hukuk devleti işliyor. Sayın genel başkan avukatı aracılığıyla yasal yollara müracaat etti” diye konuştu.
KORKTUĞUNUZ BİR ŞEY Mİ VAR?
Gökkuş, İmamoğlu'na açılan soruşturma hakkında da “Müfettiş incelesin bakalım, korktuğunuz bir şey mi var? Tüm üst geçitlere, alt geçitlere, pazar önlerine kitap basarak ‘bu bir ihanettir' demek, bunu kamu kaynaklarından yapmak suç mudur, değil midir inceleniyor. Kanal İstanbul konusunda sizinle ayrı fikirde değiliz. Bu konuda farklı görüşler var. Ama CHP'nin şöyle bir ön yargısı var. Yapılan her projede rant arıyorlar. Geçen hafta konuşma yapan arkadaşınız da ‘ihanet projesidir' dedi. Sizinle aynı fikirde olmayanlara projeyi savunanlara bu şekilde hitap etme hakkını size kim veriyor?” açıklamasında bulundu.
2011 seçimlerini anımsatan Gökkuş, “Bu proje cumhurbaşkanımız tarafından millet onayına sunulmuş ve proje ile seçime gidilmiş, millet de sayın cumhurbaşkanımıza olur vermiştir. Burada yapılan bir müfettiş incelemesidir. Bir soruşturma yoktur, cezalandırma yoktur. Şahıs olarak bu projeye karşı çıkabilirsiniz ama belediyenin kaynaklarını kullanarak, o kitapları kimlere, kaça yaptırdıysanız rantı orada arayacaksınız. Soruşturulan da budur” şeklinde konuştu.
“SAVCILARIN YARIŞMASI GEREKİRDİ”
CHP Grup Sekreteri Mesut Kösedağı Gökkuş'a cevap vererek, “İnan beyin söylediği sözleri AKP grubu niçin üzerine aldı anlamadık. Normal demokratik işlevi olan bir ülkede o sözde mektup ortaya çıktıktan sonra savcıların birbirleriyle yarışması gerekirdi ‘buna ben dava açacağım' diye. Elbette avukatlarımız başvuruyu yaptılar ama işin buraya gelmeden hamle yapılması gerekiyordu” diye konuştu.
“KATAR MEYDANLARINDA KULLANMIYORUZ”
Kösedağı Kanal İstanbul'a ilişkin de “Kanal İstanbul referandumu mu yapıldı da bizim mi haberimiz olmadı? Kanal İstanbul'u referanduma mı sunduk halkımıza? Bizim öyle bir şeyden haberimiz yok. Ne diyor Faruk Bey; ‘İBB kaynaklarını doğru kullansın.' Biz kaynaklarımızı İstanbul Belediye Başkanımızın takdiri ile halkımıza kullanıyoruz. Pazarlarda meydanlarda sokaklarda onlar için kullanıyoruz. Biz kaynaklarımızı Kanal İstanbul'u Katarlılara pazarlayacağım diye Katar'ın meydanlarında, AVM'lerinde maket yapmak için kullanmıyoruz” ifadelerini kullandı.
25 YILLIK AKP PARADİGMASI: YOL YAPALIM
İYİ Parti Grup Sözcüsü Suat Sarı da tartışmaya katılarak, şunları kaydetti:
-Kanal İstanbul'u bu mecliste savunmak hakikatten geldiğimiz bu devirde çok komik kalıyor. AK Parti'nin alıştığı 25 yıllık bir paradigma var. O paradigma şehirleri genişletelim, şehirlerin dışlarına yollar yapalım, şehirleri büyütelim.
-Bizim önceliğimiz Kanal İstanbul ve benzeri gibi yerlerle ilgili yolları genişletmek, şehirleri genişletmek mi? Yoksa yoksullara mı yardım etmeliyiz? Yoksa biz deprem riski olan 50 bin binanın yıkılma riski olan ülkenin en önemli kentinde bu bütçeleri buraya mı ayırmalıyız?
-Ülkenin bugünkü ekonomik durumunda önceliğimiz bu değildir. Eğer önceliklerimizi doğru belirleseydik toplanan 37 milyarlık deprem vergisini İstanbul'a harcasaydı, bugün burada bunları konuşmayacaktık. Bu kadar da risk altında olmayacaktık.
Kanal İstanbul: Ekrem İmamoğlu hakkında inceleme başlatılması neden tartışma yarattı?
Deprem ivmesi hesaplandı, tsunami riski yok!