Genel

İbrahim Çeçen: Galataport bitseydi örnek bir yer olurdu!

Bir zamanlar katıldığı ihalelerle büyük dikkat çeken IC Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen'in iş hayatının başlangıç noktasını Bitlis Valisi ile yaşadığı sürtüşme oluşturuyor

500 milyon dolar cirolu IC Holding'in patronu İbrahim Çeçen, gençlik yıllarını "27 Mayıs kuşağıydık, ben de resim yapıp yazı yazıyordum. Sol yayınların söylemleri kulağa hoş geliyordu, sonra anladık ki kazın bacağı öyle değil. Biz de U dönüşü yaptık, serbest piyasa ekonomisiyle bugünlere geldik" diye anlatıyor

Bir zamanlar katıldığı ihalelerle büyük dikkat çeken IC Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen'in iş hayatının başlangıç noktasını Bitlis Valisi ile yaşadığı sürtüşme oluşturuyor. O zamanlar henüz 29 yaşında olan İbrahim Çeçen, 1964 yılında Bitlis'te Bayındırlık Müdürlüğü'ne yapım şefi olarak tayin olur. Bir buçuk yıl sonra vekâleten müdürlüğe atanır. O sıralar Tekirdağ'dan tayin olan vali, Ankara'da kendisi aleyhine çalıştığına inandığı Milli Eğitim Müdürü'ne kafayı takar. Her toplantıda müdür hakkında kendisine bir şeyler söylemelerini ister. Bir gün kendisinin söyleyeceği bir şey olmadığını belirten İbrahim Çeçen, müdür hakkında söyleyecek bir şey olmadığını, gerekli görülmesi halinde müfettiş çağırılmasını söyler. Vali ile araları açılan İbrahim Çeçen, bu nedenle istifa etmeye karar verir ve 1970'li yıllarda enerji, altyapı, turizm, inşaat ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren yıllık 500 milyon dolar cirolu, binlerce çalışana sahip olacak holdingin temellerini, açtığı mühendislik bürosu ile atar.
 
İŞADAMI OLMAK AKLIMIN UCUNDAN BİLE GEÇMEZDİ

Çeçen o günler hakkında, "O zamanlar işadamı olacağım, para kazanacağım, zengin olacağım asla  aklımdan geçmezdi. Oturur kitap yazarım, gazeteci olurum diyordum ama  asla işadamı olacağım aklımda yoktu.  Burada bir şey biliyorum ki ben  inşaatçılığı ve mühendisliği sevdim"  diye konuşuyor, İbrahim Çeçen, bugün  oğulları Murat, Fırat, Serhat ve Mehmet  Salih ile birlikte IC Holding'i yönetiyor.  Sağlığı elverdiğince liderlik ve balans  ayarı görevi yapacağını anlatan Çeçen,  "Benim yat alayım denize açılayım, balık  tutayım, gibi hobilerim yok. Çalışmak  benim gıdam. Şu anda enerjim yerimde  kendimi çok dinamik hissediyorum"  diye konuşuyor, İbrahim Çeçen, gençlik yıllarında sol eğilimli olduğunu, ancak yıllar geçtikçe değiştiğini söylüyor. Çeçen, şöyle devam ediyor: "Gençlik yıllarında hepimiz bir şeyler yaparız. Ben de resim, karikatür, yazı işleriyle uğraşıyordum. Biz 27 Mayıs kuşağıyız. Biz Ankara'da okurken ihtilal oldu. 27 Mayıs ihtilalinden sonra 1961 Anayasası çok büyük özgürlükler getirdi. O dönemde de solun dünya üzerinde büyük etkinliği var propaganda anlamında. Türkiye'ye çok sol yayınlar gelmeye başladı. Söylemleri bize cazip geldi. Sosyal adalet, sermayeye karşılık gibi şeyler. Bize de sempatik geliyordu. Ancak ileri yaşlara geldikten sonra kazın bacağının böyle olmadığını anladık. Solla dünyada bir yere gidilemeyeceğini biz de solcular da anladı. Biz de U dönüşü yaptık. Kimi çok yaptı kimi az yaptı. Serbest piyasa ekonomisi ve rekabet denen şeyler çıktı ortaya, bunlar dünyayı bir yere taşıyor. İnsanlar özgür oldukça yaratıp üretiyorlar ve bu ürettiklerinden faydalandıkları zaman daha çok yapıyorlar."

'Krediyle otel yapma devri artık sona erdi'

1994 yılından bu yana turizm faaliyetlerinde bulunan IC Holding bünyesindeki 4 otelde yaklaşık 1000 oda bulunuyor. Grubun Mersin'de kurulacak yeni turizm bölgesinde binlerce yatağa sahip büyük bir tesis hayata geçirmek için altyapı çalışmalarına başladığını anlatan Çeçen,, kriz nedeniyle ara verdikleri Bomonti projesinin de hız kazandığını belirtiyor. Türkiye'de otel yatırımı yapmanın güçleştiğini anlatan Çeçen, şöyle devam ediyor:

YATAK ARZINI. DURDURMAK LAZIM

"Ben otelleri 2001 krizinden önce yaptım. Dolayısıyla hep özsermaye ile yaptık ve kredi kullanmadık. Bugün turizmde kâr marjları o kadar düştü ki, kredi alıp da otel yapılmaz artık. Özsermaye ile yaptığınız zaman 15-17 yılda geri dönüşü oluyor, eğer kredi kullanırsanız 25 yıldan aşağıya olmayacaktır. Sayı itibarıyla çok turist geliyor ancak gelirlerimiz düşüyor. Gelirler düşünce kârlılık da düşüyor. Bu zamanda yatırımlar cazip hale gelmiyor. Bence bir miktar yatak arzını dondurmak lazım. Bu fiyatları yukarı çekecektir. Yeni bölgeler yaratmaya da devam etmek lazım. Akdeniz çanağındaki bütün ülkeleri geçtik tesis ve kalite bakımından. Ancak bu rehavetin içine girmememiz gerekiyor."

Doğu'ya fabrika yerine üniversite atılımı lazım

Çeçen'in en fazla mesai harcadığı konuların başında ise memleketi Ağrı'da kurup devlete bağışladığı Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi geliyor. İzzet Baysal'dan sonra adına devlet üniversitesi kurulan ikinci kişi olan İbrahim Çeçen, 2002 yılında fakülte kurmak için YÖK'e başvurduğunu, ancak daha sonra 2007 yılında hükümet Ağrı'ya üniversite kurmak isteyince, 'Ağrı'yı siz yapın, isminizi verelim' teklifini aldığını söylüyor. Çeçen, "Benim isim talebim olmadı ama galiba beni çok taahhüt altına alıp üniversiteyi bana bir an önce bitirtmek için ismimi verdiler. Benim böyle bir talebim yoktu. Artık hayatta ve bu bana ve aileme kalan bir miras haline geldi" diyor.

5 YILDA 10 BİN ÖĞRENCİYE ULAŞACAK

Çeçen'in verdiği bilgilere göre üniversite 5 yıl içerisinde halen yapılmakta olan fakültelerle 10 bin öğrenciye ulaşacak ve bu 100 bin nüfuslu Ağrı'nın kalkınmasını sağlayacak, İbrahim Çeçen, özellikle sosyal ve ekonomik sorunları olan Doğu illerine yönelik fabrika yerine üniversite atılımının yapılması gerektiğini söylüyor. Fabrikaların ticari müesseseler olduğunu belirten Çeçen, "Ticaretin temelinde kâr etmek vardır. Bu nedenle fabrika değil üniversite kurmak gerekiyor. Fabrika yapsanız bu derece faydalı olamazsınız, başka türlü istihdam yaratmaya kalksanız bu kadar etkili olmaz. Böyle bölgeler için en faydalı müesseseler üniversitelerdir" diye konuşuyor. Çeçen birkaç yıl içinde üniversitede öğrencilere kendi iş yaşamını anlatmayı hayal ettiğini söylüyor.

YABANCI ORTAKLARLA YOLA DEVAM

IC Holdingin faaliyet kolları içinde 3 tane de uluslararası ortağı bulunuyor. Bunlardan birisi Almanya merkezli Fraport. Çeçen Antalya Havalimanı'nı işlettikleri Alman ortakları ile Kosova'daki bir havaalanı ihalesine girdiklerini ancak başarılı olamadıklarını belirterek, "Ama başka fırsatlara bakacağız" diyor. Amerikalı AES grubu da IC'nin enerji ortağı. Enerjide kejjdi projeleri olan Erzincan Kemah'ta büyük bir baraj projesine başlayacaklarını bildiren İbrahim Çeçen, "Bu yıl enerjide 800 milyon dolarlık yatırım bütçemiz var. AES ile de 3 projemiz bitti, 5 projemiz ise devam ediyor" diyor. Çeşme limanında da ingiliz Camper & Nicholsons Marinas International ile ortak olduklarını anlatan. Çeçen, "Deneyim, bilgi ve know-how gibi faaliyetler için ortaklık yapıyoruz. Bizim ortaklarımızın hepsi yabancılar. Ortaklık her zaman kolay olmasa da uluslararası alanda kazandığımız bir gerçek" diye konuşuyor.

Galataport İhalesi İçin Yeniden Takipte

Global yatırım holding patronu Mehmet Kutman ve İsrailli işadamı Eyal Ofer ile birlikte girdikleri Galataport ihalesinin kamuoyuna yanlış anlatıldığını belirten İbrahim Çeçen, şöyle konuşuyor: "bazı şeyler var ki bunlar alenen ülkenin gidişatına kastediyorlar. Galataport bitmeseydi bugün çok güzel olmuştu ve İstanbul´un örnek bir yeri olmuştu. Türkiye´nin de bundan çok büyük menfaati olacaktı. Bunun önünü ucuz kahramanlıklarla kestiler. Ülkeye yazık. Ne yapılacaktı Galataport´ta burası gibi düzenlenecekti, işletilip devlete verilecekti. Şimdi ne oldu peki. Birisi gitsin oraya da gezsin bakalım. Şimdiye kadar proje bitmişti. Orada bir model olacaktı ve İstanbul´un diğer bölgeleri de bu modelden etkilenecekti. Yenileme ve değişim orada olacaktı. Şimdi yine başlayacaklar. 5-6 yıl geçti aradan. Bu büyük bir kayıptır. Mücadele edeceğiz ve bunları yeneceğiz. Bir şartları belli olsun, tekrar bakacağız"
Ünsal Ereke/Habertürk