Genel

İflas ertelemeye 7 maddelik öneri!

Bankalar Birliği, suiistimal edilen iflas erteleme sistemiyle ilgili 7 maddelik öneri hazırladı. Başkan Hüseyin Aydın, “Ne yetenekli bilirkişiler var ki, bir firmanın iyileşeceğine 1 günde karar verebiliyor” dedi.

Bankalar Birliği, suiistimal edilen iflas erteleme sistemiyle ilgili 7 maddelik öneri hazırladı. Başkan Hüseyin Aydın, “Ne yetenekli bilirkişiler var ki, bir firmanın iyileşeceğine 1 günde karar verebiliyor” dedi. Son dönemde iflas erteleme müessesinin suiistimal edilmesi üzerine düzenleme isteyen Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, borçlu kadar alacaklıyı da koruyan bir sisteme geçilmesi gerektiğini belirtti. Son 15-20 günde iflas erteleme taleplerinin öncekine göre biraz durulduğunu söyleyen Aydın, Adalet Bakanlığı ile görüştüklerini, İcra İflas Yasası'nda yakın zamanda bir değişiklik beklediklerini vurguladı.


HÜSEYİN AYDIN'DAN UYARI


Aydın, Bankalar Birliği olarak suiistimallerin önlenmesi için bir dizi öneride bulunduklarını açıkladı. Bankalar Birliği'nin önerilerine bakıldığında en temel maddeler, erteleme hakkının sadece geçici likidite problemi bulunan yaşayabilir durumdaki borçlulara tanınması gereken bir hak olması, 5 yıllık sürenin 2 yıla indirilmesi, iflas erteleme isteyen şirketin mahkemeye bir kurtarma planı sunması, mahkemenin bu planı uygulanabilir bulması olarak sıralanıyor. Hüseyin Aydın, "Ticaret kolay ve rahat olursa ekonomi canlanır. İflas ertelemeyi bu şekilde bırakır ve yanlış kararlar alırsak bu sefer iflas ertelemeyi almayı başaran firmayı kurtarırız ama o şirketten alacaklı olan firmayı batırırız" uyarısında bulundu. İflas ertelemede sürenin 5 yıla kadar gitmesinin reel sektörün alacağını tahsil edememesi problemi yarattığını belirten Aydın, "Birbirlerini tetiklemeye başlıyorlar" dedi. Aydın, yaptıkları itirazların 'sistemi kökten kaldıralım' önerisi olarak algılanmamasını da istedi. Aydın, "Bankacılık sektörü olarak talebimiz bu maddenin yeniden ele alınması. Sadece borçluyu değil alacaklıyı da koruyacak bir sistemin geliştirilmesi" dedi.


1 GÜNDE KARAR NASIL ALINIR?


Sistemdeki suiistimalleri de eleştiren Aydın, şöyle konuştu: "Bir firmanın iyileşeceğinin 1 günde nasıl anlaşılacağını biz anlayamıyoruz? Perşembe başvuruyor, cuma kararı alıyor. Ne yetenekli bilirkişiler var ki, aynı anda 3-4 sektörde faaliyet gösteren firmayı, hemen inceleyip bir günde karar aldırıyor." Firmaların daha kolay iflas erteleme almak için bir günde şirket genel merkezlerini de başka şehirlere taşıdıklarına dikkat çeken Aydın, "A kentinde faaliyet gösteriyor, bir günde kendini B'ye alıyor. Ertesi gün B kentinde başvuruyor. İflas erteleme alıp iyi olan da var, iflah olmayan da. Durup dururken iflas ertelemeye gidilir mi? Piyasada olan daralma, herkesi etkiler, onu da etkilemiştir. Doğal olan şeylerdir. Acaba banka mı süre vermemiş, yoksa alacaklısından mı kaçmış" diye konuştu.


TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ ÖNERİLERİ


1. Erteleme hakkı sadece geçici bir likidite problemi bulunan yaşayabilir durumdaki borçlulara tanınması gereken bir hak olmalı.

2. Borçlu, hâkimi gereken tüm doküman ve kanıtlarla desteklenmiş 'ciddi ve ikna edici' bir kurtarma planıyla ya da 'kurtarma projesiyle' ikna etmeli. 

3. Şirketin gerçekte var olan mevcut mali durumu, bağımsız denetim kuruluşları tarafından tespit edilmeli.

4. İflas erteleme süresi uzatmalarıyla birlikte azami 1-2 yılla sınırlandırılmalı.

5. İyileştirme projesi, asla borçlunun mevcut malvarlığının eksiltilmesine dayanmamalı.

6. Erteleme sonunda hiçbir alacaklının durumu, öncesinden daha kötü bir hale getirilmemeli.

7. İyileştirme projesinde dışarıdan getirilecek kaynak ve erteleme süresince tüm giderlerini nereden karşılayacağını gösterilmeli.


1.8 MİLYAR CEZA=20 MİLYAR KREDİ


Ücret ve komisyon ödemelerinde müşterilerin taleplerini değerlendiren hakem heyetlerini de eleştiren Hüseyin Aydın, "Hal müdürü, mal müdürü herkes girmiştir içinde bir tane banka müdürü yoktur. Bir bankanın şikâyeti başkasına, öteki bankanınki bir diğerine gidiyor. Müşteriye ödeyeceğimizin 2 katını avukata ödetiyorlar" dedi. Geçen yıl Ziraat Bankası'nın 600 milyon lira ücret ve komisyon iadesi ödediğini, sektör toplamının ise 1.8 milyar TL olduğunu ifade eden Aydın, "Bu da 20 milyar lira daha az kredi demek. Ziraat olarak bu sene ise 300 bin kişiye 250 milyon ödemeyi düşünüyoruz" dedi.


SORUNLU KREDİLER YÖNETİLEBİLİR DÜZEYDE


Hüseyin Aydın, sorunlu kredi hacminin bir miktar yükselse de 'yönetilebilir' düzeyde olduğunu vurguladı. Geleceğe güvendiklerini, uzun vadede faizin düşeceğini söyleyen Aydın, "Mevduatına yüzde 13, kredisine yüzde 11 verilen firma da vardır. Bir tek firmadan konuşursak hata ederiz" dedi.


KREDİ GERİ ÇAĞIRMA ASLA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR


Bir bankanın kazancının az ya da çok olduğunu net faiz marjının gösterdiğini belirten Aydın, kredi geri çağırma ve kredi iştahında daralmanın söz konusu olmadığını belirterek, "Böyle yaparsak, bir önceki yılın kârını elde edemeyiz ki. Doğru proje bulduğumuzda kredi veriyoruz" dedi.


Sabah 




Bu haber Akşam Gazetesi'nde şöyle yer aldı:



Hüseyin Aydın, iflas ertelemeyle ilgili borçluyu da alacaklıyı da koruyacak bir sistemin getirilmesi gerektiğini belirtti. Aydın, "Devlet, bu konuda bir düzenleme yapılmasına sıcak bakıyor" dedi.


Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Aydın, iflas ertelemelerin neden oluştuğuna ilişkin de şu görüşleri paylaştı: "İflas erteleme, bir firmanın, 'Bana nefes aldırıldığında, ayağa kalkabilirim' iddiasının mahkemece kayıt altına alınmasıdır. Eleştirdiğimiz şey; uygulamadaki eksikliklerdir. Yoksa 'iflas erteleme kökten kalksın' demiyoruz.” Aydın eleştirileriyle ilgili olarak, “Bir firmanın iyileşeceğinin bir günde nasıl anlaşıldığını anlayamıyoruz. Adam perşembe günü başvuruyor, mahkeme cuma karar veriyor. Ne yetenekli bilir kişiler var ki aynı anda 3-5 sektörde faaliyet gösteren bir firmaya ilişkin bir günde karar alabiliyor” dedi. 


İki tarafı da koruyacak sistem 


Aydın bu konuda borçluyu da alacaklıyı da koruyacak bir sistemin getirilmesi gerektiğini dile getirdi. Bütün paydaşlarla bu işin çözümü için devletle iletişim halinde oldukları bilgisini veren Aydın, "Devlet bu konuda bir düzenleme yapılması hususuna sıcak bakıyor. İnşallah çok uzun olmayan bir sürede bununla ilgili düzenleme, eksiklikleri ortadan kaldıran, alacaklı ve borçluyu eşit halde yarıştıran bir sistemi kurgulamış olacağız” diye konuştu. 


Faiz oranının inmesini bekliyoruz 


Aydın, uzun vadede faizlerin aşağı yönlü olmasını öngörerek, bankaların sermaye karlılığının yüzde 10, risklerinin ise yüzde 15 büyüdüğüne dikkati çekti. Aydın, " Türkiye yüzde 5 büyüyecekse krediler yüzde 15 büyümelidir. O yüzde 15'lik kredi büyümesini temin etmek için özkaynak getirisinin yüzde 10 değil de daha yukarı olması lazım" şeklinde konuştu.


Sorunlu kredi rasyosu normal 


Küresel ticaretteki daralmanın yeni olmadığını vurgulayan Aydın, "Bankacılık sistemindeki kredilerin geri dönüşlerinde bir miktar sıkıntı olduğunu görmeye başladık ama bu kesinlikle yönetilebilir düzeydedir. Sorunlu kredi rasyosu yüzde 3 civarında. Bu gayet normal" dedi.


Bu yıl 250 milyon ücret ve komisyonu geri ödeyecek 


HÜSEYİN Aydın, ücret ve komisyonlar konusunda hakem heyetleri düzenlemeleriyle ilgili ciddi eleştirileri olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “Eleştirileri gidip anlattık. Bunları giderirsek özkaynak kârlılığımız yüzde 10 değil de yüzde 11 olur. Sadece geçen sene Ziraat Bankası 600 milyon lira para ödemiştir. Sektör ise 2015'te 1,8 milyar lira ücret ve komisyon iadesi yaptı. Bu da 20 milyar lira daha az kredi demektir. 20 milyar lira daha az kredinin maliyetlere yansıması vardır. Ziraat Bankası olarak bu sene ise 300 bin kişiye 250 milyon ödemeyi düşünüyoruz."


New York haberleri bomboş!


Aydın ayrıca, Ziraat'in New York şubesiyle ilgili çıkan haberlerin içinin boş olduğunu söyledi. Fed New York şubesinin 2009’daki denetimlerde sistem teknolojisinin yenilenmesini istediğini hatırlatan Aydın, "2013'te bitirmemiz lazımdı ama bitirememişiz. Arkadaşlarımızı tekrar gönderdik. Dedik ki 'Tekrar denetleyin, biz de sistemimizi yenileyeceğiz.' Fed New York bunu kabul etti. Denetimler yapıldı ve bize normlara uygun faaliyet göstermediğimizi yazan herhangi bir bulgu iletilmedi."


Marka değerine zarar


Aydın, eksiklikleri giderdiklerini anlatarak, “Ziraat Bankası'nın yapmadığı bir şeyin, yapmış gibi algılatılması bizim marka değerimize zarar vermektedir. Bunun için bu konuyu kamuoyuyla paylaşmak istedim” diye konuştu.Aydın,  New York şubelerinde ağırlıklı olarak kurumsal bankacılık yaptıklarına da vurgu yaptı.


Haber Habertürk Gazetesi'nde şöyle yer aldı


Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, devletin iflas ertelemesi konusuna sıcak baktığını belirterek yakın zamanda bu konuyla ilgili bir düzenleme yapılabileceğini belirtti


Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, iflas erteleme konusunda bir düzenleme yapılmasına devletin  sıcak baktığını belirterek, "İnşallah çok uzun olmayan bir sürede bununla ilgili düzenleme, eksiklikleri ortadan kaldıran, alacaklı ve borçluyu eşit halde yarıştıran bir sistemi kurgulamış olacağız" dedi.


Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Aydın, Ziraat Bankasının New York şubesiyle ilgili medyada çıkan "kara para veya uyum düzenlemelerine aykırı işlemler dolayısıyla denetim yapıldığı" haberlerinin içinin boş olduğunu söyledi.


Aydın, dünyanın her yerinde otoritelerin bilgi işlem sistemlerinin "müşterini tanı" ilkesine göre çalışıp çalışmadığını denetlediğini, bunun sadece Ziraat Bankasına yönelik olmadığını dile getirdi.

ABD Merkez Bankası (Fed) New York şubesinin 2009 yılındaki denetimlerde Ziraat Bankasının bilgi işlem sisteminin müşteriyi tanımaya uygun olmadığını, bu nedenle teknolojinin yenilenmesini istediğini hatırlatan Aydın, şunları kaydetti:


"Bizimkiler teknolojinin yenileneceğine dair bir sözleşme imzalıyor. Bunu 2013'te bitirmemiz lazımdı ama bitirememişiz. Arkadaşlarımızı tekrar gönderdik. Dedik ki 'Böyle bir söz vermişiz, yapmamışız ama bizim müşteri sayımız çok az. Bunları tekrar denetleyin, biz de en seri şekilde bilgi işlem sistemimizi yenileyeceğiz.' Fed New York bunu kabul etti. 2015'te de denetimler yapıldı ve bize uluslararası normlara uygun faaliyet göstermediğimizi yazan herhangi bir bulgu iletilmedi."


Aydın, teknolojideki eksiklikleri giderdiklerini anlatarak, "Ziraat Bankası dünyanın her yerinde uluslararası düzenlemelere uyumlu çalışıyor ve Türkiye'nin önemli bir markasıdır. Ziraat Bankasının yapmadığı bir şeyin, yapmış gibi algılatılması bizim marka değerimize zarar vermektedir. Bunun için bu konuyu kamuoyuyla paylaşmak istedim." diye konuştu.


New York şubelerinde ağırlıklı olarak kurumsal bankacılık yaptıklarına işaret eden Aydın, bu şubelerin Türkiye'de Hazine kaynaklı kullandırdıkları bir takım kredilerin izlendiği yerler olduğunu belirtti.


"SİBER SALDIRILAR DIŞ KAYNAKLI"

Aydın, son dönemde bankalara yapılan siber saldırılara değinerek, "En ağır saldırılar geçen hafta oldu. Bilhassa aşırı mail trafiği yaratıp, orada bilgiyi kirletiyorlar. Bu bilgileri alıp daha sonra yolsuzlukta kullanmak istiyorlar" dedi.


Saldırıların dış kaynaklı olduğunu ve sadece kendilerine değil, tüm bankacılık sistemine karşı yapıldığını aktaran Aydın, şunları söyledi:


"Bizlerin bu saldırılara karşı direnç noktalarımız var ve zaman zaman duvarlar aşılabiliyor. Ertesi gün çalışmamızı engelleyecek bir durumla karşılaşmadığımızı hepiniz biliyorsunuz ama silkeledikleri oluyor. Türkiye'deki adıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Amerika'daki adıyla Fed ve Almanya'daki adıyla Bafin, bankaları 'Bu tarz saldırılara karşı dayanıklılığınız var mı?' diye testleri mecbur tutuyor.


Bu bir tek bizde yapılan bir şey değil. Bu testlerden geçersek hayatımıza devam ediyoruz, geçemezsek otorite bizden sistemimizi güçlendirmemizi istiyor. Türkiye'de demek ki bütün bankalar faaliyetlerine devam ediyorlarsa bu testleri başarıyla geçiyor demektir."


Aydın, saldırıların her ulustan gelebileceğini, Türk bankalarının teknolojik seviyesi ile insan kalitesinin dünyanın her ülkesiyle rekabet edecek düzeyde olduğunu ifade etti.


"SORUNLU KREDİ ARTIYOR AMA YÖNETİLEBİLİR DURUMDA"

Dünya ticaretindeki daralmanın devam ettiğini ve bunun yeni oluşan bir şey olmadığını vurgulayan Aydın, ticaretin daralması neticesinde sorunlu kredilerin miktarı ve yüzdesinde artış olduğunu belirtti.

Aydın, "Türk bankacılık sistemindeki kredilerin geri dönüşlerinde bir miktar sıkıntıların var olduğunu görmeye başladık ama bu kesinlikle yönetilebilir bir düzeydedir. Hem firma ayağı bu durumu yönetebilecek kapasite, kalite ve kalibrededir hem de Türk bankacılık sistemi gerek sermaye yeterliliği gerek likidite yönetimi açısından bu süreci yönetebilecek durumdadır. Elbette bir şey var ama bu kesinlikle dünya ortalamalarının altındadır, makuldur. Sorunlu kredi rasyosu yüzde 3 civarında. Bu gayet normal bir rasyodur ve yönetebiliyoruz." bilgilerini verdi.


"İFLAS ERTELEME UYUGLAMASINDA EKSİKLER VAR"

Aydın, iflas ertelemelerin neden oluştuğuna ilişkin de şu görüşleri paylaştı:


"İflas erteleme, bir reel sektör firmasının, 'Bana nefes aldırıldığında, ben kendi kendime ayağa kalkabilirim' iddiasının mahkemece kayıt altına alınmasıdır. Yani reel sektör alacaklıları, gerek iş yaptığı firmalar gerekse bankalar veya iş ortaklarının kendisine istediği opsiyonu vermeyeceğini düşünüyorsa, bu kişi kendisinin ayağa kalkabileceğini bir projeksiyonla kanıtlıyorsa ve mahkeme de 'Bu projeksiyonla bu adam ayağa kalkar ve borçlarını öder' derse mahkeme 5 yıla kadar iflas erteleme kararı alıyor.

Böyle olduğunda reel sektör birbirine olan alacak ve vereceğini yapamıyor ve birbirini tetiklemeye başlıyor. O arada kişinin mamelekine başvuramıyorsunuz. Eleştiri konusu yaptığımız şey; iflas ertelemenin uygulamasındaki eksikliklerdir. Yoksa 'iflas erteleme müessesesi kökten kalksın' diye bir talebimiz yoktur."


Aydın, iflas erteleme uygulamasına yönelik eleştirilerinin bulunduğunu hatırlatarak, "Bir firmanın iyileşeceğinin bir günde nasıl anlaşıldığını anlayamıyoruz. Adam perşembe günü başvuruyor, mahkeme cuma karar veriyor. Ne yetenekli bilir kişiler var ki aynı anda 3-5 sektörde faaliyet gösteren bir firmaya ilişkin bir günde karar alabiliyor. Yine bir firma A kentinde faaliyet gösteriyor, bir gün kendini B kentine alıyor, ertesi günü B kentinde iflas erteleme alıyor. Madem öyle neden A kentinde değil de B kentinde iflas erteleme alıyorsun?" şeklinde konuştu.


İFLAS ERTELEMEYE İLİŞKİN TALEPLER

Her uygulamada sonradan eksikliklerin çıkabileceğini belirten Aydın, bankacılık sektörünün iflas erteleme hususunda bazı talepleri olduğunu söyledi.


Aydın, bu maddenin yeniden ele alınarak, sistemik bir riske sebebiyet vermeyecek tarzda, alacaklının alacağını rahat alabilmesini temin edecek, borçluyu da alacaklıyı da koruyacak bir sistemin getirilmesi gerektiğini dile getirdi.


"Birini birinden az veya çok korusun" diye bir taleplerinin olamayacağını vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:

"Ticaret kolay ve rahat yapılabilirse, herkes alacağını alıp vereceğini verirse ekonomi canlanır. İflas ertelemeyi bu şekilde bırakır da yalan yanlış bu tarz kararlar alırsak, bu sefer iflas ertelemeyi almayı becereni kurtarırız, o adamdan alacaklı olan ama gücü zayıf firmayı batırırız, ona günah olur. İflas ertelemenin karşısında veya yanında değiliz. Biz de ticaret yapan oyunculardan biriyiz.


Bankaların neden yapılandırma yapmadığının da tartışılması gerekiyor. Bir şeyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde yapılmasını ortadan kaldırırsak uçlarda bir yere gideriz, uygulamalar öyle oldu. İstismar ediliyor ama bu istismar gerçekten adamın yanlışından da kaynaklanabilir, bizim yanlışlarımızdan da kaynaklanabilir. Biz bunların ortadan kaldırılmasını arzu ediyoruz."


Bütün paydaşlarla bu işin çözümü için devletle iletişim halinde oldukları bilgisini veren Aydın, "Devlet bu konuda bir düzenleme yapılması hususuna sıcak bakıyor. İnşallah çok uzun olmayan bir sürede bununla ilgili düzenleme, eksiklikleri ortadan kaldıran, alacaklı ve borçluyu eşit halde yarıştıran bir sistemi kurgulamış olacağız." değerlendirmesinde de bulundu.


1.8 MİLYAR TL'LİK ÖDEME

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, geçen yıl sadece Ziraat Bankasının 600 milyon liralık ücret ve komisyon ödediğini belirterek, "Sektör ise 2015'te 1,8 milyar lira ücret ve komisyon iadesi yaptı." dedi.


Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Aydın, bankaların özsermaye ve mevduat olmak üzere iki kaynaktan kredi verdiğini hatırlattı.


Aydın, mevduat maliyetlerinin ortalama yüzde 9, kamu yüklerinin yüzde 3, risk primleri ve personel giderlerinin yüzde 3, sermayenin de yüzde 2 olmak üzere toplamda yüzde 17'lik bir faiz oluştuğunu anlatarak, "Türk bankacılık sisteminin rekabetteki en büyük dezavantajı tasarruf ve fon kıtlığıdır. Tasarruflar da reformlar yapılarak artırılır. Hükümet bu reformlardan yana." diye konuştu.

Şu anda net faiz marjının aynı kalmasından ötürü, karı belli bir noktada tutmak için hacimsel büyümeye oynadıklarını söyleyen Aydın, "Asla kredi geri çağırma veya kredi iştahında bir daralma söz konusu değil. Böyle bir şey yaparsak biz bir önceki yılın karlılığını elde edemeyiz." ifadelerini kullandı.


"Bazı banka genel müdürleri 'Kredi verme iştahımız kalmadı' diyor. Onlar neden böyle konuşuyor?" sorusu üzerine ise Aydın, şunları kaydetti:

"O banka genel müdürleri düne nispetle, 2007'ye nispetle söylüyor. Daha çok vermek, daha çok para kazanmak istiyoruz. Şu olanlardan, bitenlerden etkileniyoruz. Şu anda bizim sermaye yeterlilik rasyomuz daha ek kredi verebilecek durumdadır ama kime verelim? Devlet 3 tane büyük altyapı yaptı, verdik. Demek ki doğru proje bulduğumuz zaman verebiliyoruz. Sermayemizin hepsini tüketelim mi? Daha çok para kazanmak için bunun likiditeyle desteklenmesi lazım."

Aydın, bireysel kredilerdeki yoğun düzenlemeler nedeniyle kurumsal kredilerin daha hızlı arttığına işaret ederek, "Şubatta yıllık bazda bireysel krediler yüzde 7-8, kurumsal krediler yüzde 15-16 civarında büyüdü. Dolayısıyla Türk bankacılık sektörü istihdama, büyümeye ve ihracat kredi veriyor. Bu o anlama geliyor." değerlendirmesini yaptı.


"UZUN VADEDE FAİZLERİN YÖNÜ AŞAĞI"

Aydın, uzun vadede faizlerin aşağı yönlü olmasını öngörerek, bankaların sermaye karlılığının yüzde 10, risklerinin ise yüzde 15 büyüdüğüne dikkati çekti.


Sermaye yeterliliğinin gerilediğini de söyleyen Aydın, negatif bir tablodan söz etmediklerini vurgulayarak, "Bugün bu işi hala götürebilecek durumdayız, stoklarımız tükeniyor. Hala yüzde 10 sermaye getirisiyle bir iki sene gideriz. Türkiye yüzde 5 büyüyecekse krediler yüzde 15 büyümelidir. O yüzde 15'lik kredi büyümesini temin etmek için özkaynak getirisinin yüzde 10 değil de daha yukarı olması lazım." şeklinde konuştu.


Aydın, "Bütün bunların nedeni katı regülasyonlar, size yüklenen maliyetler ve siyasi kanattan gelen faiz indirim baskısı değil mi?" sorusunu ise şöyle cevapladı:

"Özkaynak karlılığımızın yüzde 10 oluşuna sebep olanlardan biri de biziz. Mesela ATM'leri ortak kullanmıyoruz. Ortak kullanabileceğimiz, operasyonel giderleri azaltabileceğimiz bir sürü şey varken yapmıyoruz. Regülasyonlar bir tek Türkiye'de yok. Dünyanın her yerinde daha ihtiyatlı politikalar üzerinden yeni bir hayat tasarlanıyor. Yeni dönemde daha az risk, daha çok ihtiyat... Bu düzenlemeleri getirenler 'Türkiye'de bankalar zarar etsin, az versin, ekonomi büyümesin' demiyor. Diyor ki 'Karşıdan bir fırtına görüyorum, zarar görebilirsin. Ben senin sağlıklı yaşamandan sorumluyum, bu yüzden böyle yapıyorum.' Uç biraz kaçmış mıdır? Ücret komisyon uygulamalarında kaçmıştır."


Aydın, ücret ve komisyonlar konusunda hakem heyetleri düzenlemeleriyle ilgili ciddi eleştirileri olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:


"Hal müdürü, mal müdürü herkes girmiştir ama içinde bir tane banka müdürü yoktur. X bankasına ilişkin şikayet Y bankasına, Y bankasıyla ilgili şikayet Z'ye gidiyor. Verdikleri kararlardan dolayı hukuki sorumlulukları yoktur. Kararı vermiştir, biz edimimizi yerine getireceğiz, kapıdan avukatla aldırıp ona ödeyeceğimizin iki katını da avukata ücret ödetmektedir. Bu düzenlemeler yapılsın. Eleştirilerimizi gidip anlattık. Bunları giderirsek özkaynak karlılığımız yüzde 10 değil de yüzde 11 olur. Sadece geçen sene Ziraat Bankası 600 milyon lira para ödemiştir. Sektör ise 2015'te 1,8 milyar lira ücret ve komisyon iadesi yaptı. Bu da 20 milyar lira daha az kredi demektir. 20 milyar lira daha az kredinin maliyetlere yansıması vardır. Ziraat Bankası olarak bu sene ise 300 bin kişiye 250 milyon ödemeyi düşünüyoruz."


Aydın, bankaların hizmet veren kurumlar olduğunun unutulmaması gerektiğini, hizmetlerin karşılığının alınmaması halinde bunun kredi maliyetlerine yansıdığını dile getirdi.


KREDİLERE YÖNELİK YENİ ÇALIŞMA

"Kur zararlarından dolayı bilançolarda çok fazla hasar var mı?" sorusuna ise Aydın, "Bazı sektörlerde var. Bunları bankacılık sektörü biliyor. Normal faaliyetlerden dolayı değil de kurdan dolayı hasar oluyor. O konuda da bazı önerilerimiz var" yanıtını verdi.

Aydın, "Merkez Bankasının faaliyet raporunda işaret ettiği turizm, inşaat ve enerjinin dışında başka sektörlerde de kur riski var mı?" sorusunun yöneltilmesi üzerine de "Var ama hangi sektörler ben söylemeyeyim." dedi.


Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) bireysel kredilere, gelirle ilgili kısıtlama getirmesine ilişkin çalışma yapıp yapmadığına yönelik de Aydın, şunları söyledi:

"Ekonomi yönetimi bireysel kredilerle veya iş talebi yönetmeyle ilgili önlemleri bankalar kanalıyla aldı. Bugün gelinen aşamada bu sınırlandırmayı bankalara değil de kişiler üzerinden bir düzenlemenin acaba daha mı doğru olacağı çıktı. Tıpkı daha önce kredi kartları limit uygulamasında olduğu gibi... Yani kişilerin gelir durumuna göre borçlanabileceği azami limit sınırlanacak ve bu limit dahilinde kredi verilecek. Yapılan çalışma budur. BDDK bu konuda çalışıyor."

Aydın, bu çalışma sonucunda eski sınırlama düzenlemelerinin değişip değişmeyeceğine ilişkin de "Detayları daha bilmiyoruz ama herhalde bu düzenleme ile o düzenleme harmanlanacak ve ortaya başka düzenleme çıkacak. Vade kısıtı getirmez, onu biz belirliyoruz ama bir öncekinde getirdi. Kişiler üzerinden giderek bir sınırlandırma çalışması yaptığını biz de duyduk." diye konuştu.


Basel ile ilgili düzenlemelere de değinen Aydın, değişikliklerin ekonomilerin daha az riskle karşılaşması için daha sıkı kurallar getirdiğini belirtti.


Aydın, yeni düzenlemelerin sermayede 1,5-2 puanlık aşınmaya sebep olduğunu aktararak, "Geçmişte alınan bazı aşındırıcı önlemler ortadan kaldırılarak sektöre net etkisi sıfırlanmış veya 50 baz puanlık bir yapının getirileceğini düşünüyoruz. Basel'den dolayı Türk bankacılık sektörünün bir sermaye kısıtıyla karşılaşmayacağını düşünüyoruz." ifadelerini de kullandı.


Habertürk