Genel

IMF, konut kredisine fren istedi!

Uluslararası Para Fonu"nun (IMF), periyodik olarak yapılan œProgram Sonrası Değerlendirme süreci kapsamında aralık ayı başında IMF Türkiye Masası şžefi Rachel Van Elkan başkanlığında Türkiye"ye gelen heyet, ikinci raporunu yayımladı

Yetkililerin, küresel finansal kriz boyunca ve krizin hemen sonrasında aldıkları tedbirler genel olarak uygundur ve krizin ardından gelen hızlı toparlanmanın önünü açmıştır denilen değerlendirmede, konut kredisine fren istendi. Kriz sonrasında ekonomik göstergelerde yaşanan iyileşmelerin ele alındığı, finansal istikrar ve makroekonomik sürdürülebilirlik gibi konulara yer verilen değerlendirmede, yer alan bazı görüş ve öneriler şöyle oldu:

Tedbirler genelde uygun

Türk ekonomisinin, kriz sonrası güçlü toparlanmasını 2010 yılı boyunca sürdürmeye devam etti.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla"nın (GSYH), bu yıl yüzde 8"i geçmesi beklenin büyümeyle birlikte, kriz öncesi seviye rahat bir aralıkla geçecek. Bu noktada Türkiye"nin Avrupa"da bu dönüm noktasını başaracak birkaç ülkeden biri.
Yetkililerin, küresel finansal kriz boyunca ve krizin hemen sonrasında aldıkları tedbirler genel olarak uygun ve krizin ardından gelen hızlı toparlanmanın önünü açtı.

Bununla birlikte, dış koşulların hızlı şekilde değiştiği ve gelecekteki zorlukların yönetilebilmesi için Türkiye"nin, politikalarını bu koşullara uyumlaştırmaya devam etmesi gerekiyor.

Konut kredileri risk oluşturabilir

Konut üretiminde gözlenen dinamizm kapsamında, mevcut konutların piyasa değeri üzerinden ipotek edilmesi yoluyla sağlanan krediler de dahil olmak üzere konut kredilerindeki hızlı büyüme ve aynı mülk için hem konut üreticilerine hem de nihai alıcılara kredi kullandırılmasının, kontrol edilmediği takdirde risk oluşturabilir.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu"nun (BDDK), konutlar ve diğer gayrimenkul kredilerine uygulanan kredi teminat oranına,   kanuni tavan getirme kararını memnuniyetle karşılıyoruz.

Bunun yanında, yeni konut kredilerine uygulanan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisinin diğer kredilere uygulanan seviyeye çekilmesi ve gayri menkul yatırım şirketlerine tanınan vergi imtiyazlarının ortadan kaldırılması da yararlı olacaktır.

Konjonktür karşıtı tamponlar oluşturulması ve genel amaçlı kredilerin hızla büyümesi ile kur riskine maruz borçlulara yabancı para cinsi kredi açılması yoluyla sistemik risk birikiminin önlenmesi için, bu krediler üzerindeki genel karşılık yükümlülükleri kriz öncesi seviyelerinin üzerine yükseltilmeli.

Döviz alımlarının finansal akımlara oranı azaltılmalı

DEĞERLENDİRME raporunda, spekülatif sermaye girişlerini teşvik etmemek ve likiditeyi sınırlandırmak için, döviz alımlarının finansal akımlara oranı azaltılması önerilirken, şöyle denildi: œBu aynı zamanda, Merkez Bankası"nın kısa vadeli rekabet gücüne odaklandığı ve uzun vadeli enflasyon tehdidi konusunda iyimser olduğu şeklinde bir yanlış anlamayı önleyecektir. Zorunlu karşılıkların, TL ve yabancı para cinsi yükümlülükler için arttırılması likiditeyi azaltıp aracılık maliyetini artırabilecek. Zorunlu karşılıkların kapsamının diğer kredi sağlayıcıları ve enstrümanları da içine alacak şekilde genişletilmesi, daha uzun vadeli fonlamayı teşvik edecek ve boşluklardan yararlanma imkanını sınırlandıracaktır.

Merkez"in adımlarını olumlu buldular

IMF"nin değerlendirmesinde Merkez Bankası"nın son dönemde devreye soktuğu uygulamalara değinilerek, sıkılaştırma yönelik önlemlerin gerekliliği vurgulandı. Bu konuda şöyle denildi:
Finansal istikrarın korunması, fiyat istikrarının sürdürülebilmesi için œolmazsa olmaz. Her iki hedefe ulaşmak için benzer yapıdaki araçların kullanılabilir.

İç talebi artıran ve cari açığın büyümesine neden olan hızlı kredi genişlemesi, döviz kuru oynaklığına yol açarak başta ticarete konu olmayan sektörlerde olmak üzere, fiyatlar ve ücretlerde baskı oluşturabilir.
Getiri arayışındaki küresel likidite bolluğu altında sermaye akımlarının arttığı bir ortamda, geleneksel faiz araçları   finansal istikrara ulaşmada daha az etkili olabilir. Bunun yerine Merkez Bankası"nın da ilan ettiği gibi, likidite seviyesini doğrudan kontrol eden ve finansal aracılık getirilerini azaltan enstrümanlar daha fazla kullanılmalıdır.

Faizi yükseltme seçeneği korunmalı aşırı iyimser beklentiden kaçınılmalı

IMF değerlendirmesinde, faiz oranlarını yükseltme seçeneğinin korunması gerektiğine dikkat çekilerek, şöyle denildi: œÖzellikle doğrudan sıkılaştırma tedbirlerinin enflasyon hedefinin kredibilitesini veya finansal istikrarı korumada yetersiz kalması halinde, gelecekte reel faiz oranlarının normalleştirilmesi ihtiyacı da dahil olmak üzere, faiz oranlarının yükseltilmesini gerektirecek koşullar oluşabilir. Dolayısıyla, finansal ve reel sektörlerin vade uyumsuzluğunun artmaması için faiz oranlarının uzun bir süre düşük seviyelerini koruyacağı yönündeki beklenti sebebiyle oluşabilecek aşırı iyimserlikten kaçınılmalıdır.
Hürriyet

Basında yer alan diğer haberler:

IMF, BDDK'ya arka çıktı tedbirler yetmezse 'faizler artırılmalı' mesajı verdi
IMF'den Merkez'e faiz uyarısı geldi. IMF son değerlendirmesinde 'Faizlerin uzun bir süre düşük seviyelerini koruyacağı yönündeki beklenti sebebiyle oluşabilecek aşırı iyimserlikten kaçınılmalıdır' ifadesini kullandı

Uluslararası Para Fonu (IMF), 2. Program Sonrası Değerlendirmesi'ni yayımladı. Türkiye'yle ilgili genel olarak pozitf bir çerçevenin çizildiği raporda reformların devam etmesi gerekliliğine vurgu yapılırken, faiz oranlarını yükseltme seçeneğinin korunması gerektiğine işaret edildi. Değerlendirmede şu ifadeler kullanıldı: 'Özellikle doğrudan sıkılaştırma tedbirlerinin enflasyon hedefinin kredibilitesini veya finansal istikrarı korumada yetersiz kalması halinde, gelecekte reel faiz oranlarının normalleştirilmesi ihtiyacı da dahil olmak üzere, faiz oranlarının yükseltilmesini gerektirecek koşullar oluşabilir. Finansal ve reel sektörlerin vade uyumsuzluğunun artmaması için faiz oranlarının uzun bir süre düşük seviyelerini koruyacağı yönündeki beklenti sebebiyle oluşabilecek aşırı iyimserlikten kaçınılmalıdır.'
 
KONUTTA RİSK UYARISI

Değerlendirmede, konutların piyasa değeri üzerinden ipotek edilmesi yoluyla sağlanan krediler de dahil olmak üzere konut kredilerindeki hızlı büyüme ve aynı mülk için hem konut üreticilerine hem de nihai alıcılara kredi kullandırılmasının, kontrol edilmediği takdirde risk oluşturabileceğine dikkat çekildi. Değerlendirmede, şunlar kaydedildi: 'BDDK'nın, konutlar ve diğer gayrimenkul kredilerine uygulanan kredi teminat oranına, menkul kıymetleştirilmiş ipotekli konut kredileri için aranılan orandan daha yüksek olmayan bir kanuni tavan getirme kararını memnuniyetle karşılıyoruz.'

İki hedef için iki farklı faiz gerekir

MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Konya Sanayi Odası (KSO) tarafından Dedeman Otel'de düzenlenen 'Para Politikaları'' konulu panele katıldı.Yılmaz, Merkez Bankası'nın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: 'Son dönemde aldığımız ilave önlemler, yeni konjonktüre karşı bir hazırlık olarak değerlendirilmelidir. Bu yeni konjonktürün temel özellikleri, güvenilir ve   dinamik yükselen piyasa ekonomilerine yoğun sermaye akışı sonucunda, bu ekonomilerde aşırı ısınma, aşırı borçlanma ve varlık balonları oluşması riskinin belirmesi ve cari açığın finansal istikrarı tehdit edecek düzeylere ulaşma ihtimalidir.''

Yılmaz, yeni konjonktürün yarattığı bazı riskler olduğuna da işaret ederek, ekonomide fiyat istikrarı için gerekli olan faiz seviyesi ile finansal istikrar için gerekli olan faiz seviyesinin her zaman birbirleri ile uyumlu olmadığını söyledi.
Akşam


Konut kredisine sınır geldi

Bankalardan ev kredisi almak isteyenler dikkat! Alacağınız kredi miktarı evin fiyatının yüzde 75'ini geçemeyecek

Bankaların, 1 Ocak 2011'den itibaren kullandıracağı konut kredileri ile konut teminatı altında kullandıracakları tüketici kredilerinde, kredi tutarı, gayrimenkulün değerinin yüzde 75'inin üzerine çıkamayacak. Ticari gayrimenkul alımında kullanılan ticari kredilerde ise kredi tutarı, gayrimenkul değerinin yüzde 50'sini geçemeyecek. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK), Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan kararına göre; kredi tutarına ilişkin sınırlamaya konu krediler için teminat olarak alınan gayrimenkullerin değerlemesi, BDDK veya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerine yaptırılacak ve sınırlamada bu değerler kullanılacak.

FİYATIN % 75'i AşžILMAYACAK

Daha önceki uygulamalarda; konut kredisi alırken evin fiyatının tamamına yakını banka tarafından ödenebiliyordu. Bu uygulama 1 Ocak'tan itibaren sona erecek. Vatandaş fiyatın yüzde 25'ini peşin olarak ödemek zorunda kalacak.
Takvim

 

Konutta peşinat kredisi bankadan değil

Ödenmesi gereken peşinat tutarları yükseldi ama inşaatçılar buna da formül buldu.

Konutun en çok yüzde 75'ine kadar kredi alınabilecek olması, ödenmesi gereken peşinat tutarlarını yükseltti ama inşaatçılar buna da formül buldu. Esas sıkıntı ise ticari yatırımlarda yaşanacak.

Kredilere getirilen yeni düzenleme kapsamında BDDK em--lak sektörünü yakından ilgilendiren bir karara imza attı. BDDK, son dönemde başdöndürücü hızla genişleyen konut kredilerinde bankaların 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren, evin değerinin yüzde 75'in-den fazlasına kredi veremeyeceğini hükme bağladı. Böylece konutun değerinin yüzde 95 hatta yüzde 100'üne kadar kredi veren finansman kuruluşları uyarılırken, bu durum elinde peşinatı ödemeye yetecek peşinatı bulunmayan ve bu nedenle riske girerek yüksek miktarda borçlanacak olan tüketicilerin de cesaretini kıracak.

Düzenleme gerekliydi

Ancak inşaatçılar peşinat sıkıntısının da mevcut yöntemlerle aşılabileceği görüşünde. BDDK'nın kararının gerekli olduğu konusunda hemfikir olan inşaatçılar, yüzde 251ik peşinat sıkıntısını senetlerle, ara ödemeler haline dönüştürerek aşabilecek. Konut üreticileri 'Finansmanı sağlam şirketler, bunu zaten uygulamaktaydı. şžimdi yüzde 251ik kısım için uygularlar. Yani tüketici peşinatı bankaya değil bize borçlanır' dedi. Yeni kısıtlama yüzde 1, yüzde 0 gibi peşinat uygulayan projeleri değiştirmeyecek ama bankadan borçlanılamayan kısım için ara ödemeler talep edilecek.

Mortgage uzmanları ise kanunda bu oranının zaten yüzde 75 olarak belirlenmesine rağmen kimi bankaların yüzde 95'e varan oranlarda kre-dilendirme yaptığını belirterek 'Sistemin sağlığı açısından gerekli bir açıklamaydı, tüm bankacılar artık bunu uygulamak zorundalar' dedi.

IMF'den uyarı

Bir açıklama da IMF'den geldi. IMF raporunda konut kredilerindeki hızlı büyümenin kontrol edilemediği takdirde risk oluşturabileceği savunuldu. İnşaatçılar ve uzmanlar kararı Bugün'e değerlendirdi...

Yüzde 5'i teslimde alırız

Teknik Yapı Holding Başkan YarI dımcısı Umut Durbakayım: 'Zaten hali hazırda yüzde 80 kredilendirme yapılıyor, kalan kısım peşinat olarak ödeniyordu. Yüzde 5'lik fark çok fazla sarsıcı olmaz. Bizim uygulamamızda ise yüzde 1 peşinat alıp yüzde 19'luk kısmı vadelendiriyorduk. şžimdi yüzde 24'lük kısmı vadelendiririz. Ya da yüzde 5'lik kısmı daireyi teslim ederken tahsil ederiz, müşteri lehine fırsat yaratırız.'

Can yanmaması için gerekliydi

ING Bank Mortgage Kredi Müdürü Barış Yılmazkaya: 'ABD benzeri bir mortgage krizi yaşanmaması ve insanların canının yanmaması için, sektöre çeki düzen verilmesi gerekiyordu. Tüketicinin cebinden sisteme para sokması lazım, hepsini kredi kullandığı zaman gelecek adına riskli. Ben satışları çok fazla düşüreceğini sanmıyorum. Yüzde 95'e varan kredilendirmeyi genelde yatırımcılar kullanıyordu. Cebinden para çıkmadan yatırım yapıp, daire bittiğinde satıyorlardı. Peşinatı olmayan, gelir düzeyi düşük kesim için sorun kredilendirme oranı, faizler veya fiyatlar değil. Onların ödeme gücü düşük, bu nedenle kredi kullanamıyorlar.'

Yüksek borçlanma risklidir

Avrupa Konutları İcra Kurulu Başkanı Süleyman çetinsaya: 'Biz zaten yüzde 25 peşinatı şart koşuyoruz. Onun için sıkıntı yok. Kaldı ki, vatandaşın riskli bir borçlanma programına imza atmamasında fayda var. Bu kadar uzun vadede yüksek borçlanma yapmak tehlikelidir. Ancak yine de gerekiyorsa senet karşılığı ara ödemeler yapabilirler. Böylece bankaya daha az borçlanırlar.'

Ticari yatırımları ciddi sarsar

Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya: 'Konut kredilerindeki hızlı gelişimden dolayı gerekli bir tedbirdi. Ama eksper kısmı önemli, bitmiş ev ile bitmemiş ev arasında ayrıştırma yapılmalıydı.

çünkü yeni projelerde fiyatı inşaatçı belirler. Bitenlerde ise bölgede oluşmuş rayiç üzerinden kredilendirme ya} pılır. Eğer yeni projelerde in' saatçinin fiyatı baz alınmazsa işte o zaman tüketicinin daha fazla peşinat ödemesi gerekebilir. şžu anda düşük peşinatı zorlayan bir durum yok. Müşteri yüzde 75 krediyi bankadan alır, kalan kısmı biz vadelendiririz. Ticari kredilerde yüzde 75'lik sınır yüzde 50'ye çekildi ki asıl sorun burdadır. Esas olan mesela t AVM yatırımları ise, yüzde 50'lik oranın uygulanması çok zorlayıcı olur, ticari yatırım isteğini sarsar.'
Selma şžENOL- BUGÜN

'IMF sorun istiyor'

Bir ay kadar önce Türkiye"yi ziyaret ederek ˜konutta balon arayan" ancak eli boş dönen IMF, bu kez de KKDF konulmasını ve vergi avantajının kalkmasını istedi

Sıcak paraya önlemve tüketici kredilerinde frene basılması için alınan önlemler, Uluslararası Para Fonu"nu (IMF) kesmedi! Yaklaşık bir ay kadar önce Türkiye"de incelemelerde bulunan ve gayrimenkul sektörünün temsilcileri ile buluşarak ˜piyasada balon olup olmadığını sorgulayan" IMF"nin 2. Program Sonrası"ndaki değerlendirmesinde ˜konuta yönelik uyarıları" dikkat çekti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK), konutlarda kredi oranını yüzde 75, ticari gayrimenkul kredilerinde ise yüzde 50 oranında yasal zorunluluk getirmesini memnuniyetle karşılayan IMF, kredilerdeki hızlı büyümeye işaret ederek KKDF kesintisinin diğer kredilere uygulanan seviyelere çekilmesini istedi. Yani, IMF, konut kredilerinde diğer kredilerde olduğu gibi yüzde 15 KKDF uygulanması uyarısında bulundu.

˜GYO"LARIN VERGİ AVANTAJINI KALDIRIN"  

IMF"nin değerlendirmesinde dikkat çeken bir başka önemli uyarısı ise Gayrimenkul YatırımOrtaklığı (GYO) şirketlerine yönelik oldu. IMF, gayrimenkul yatırım şirketlerine tanınan vergi imtiyazlarının ortadan kaldırılmasını istedi. Bilindiği gibi GYO"lar üç yıl içinde halka açılmaları kaydıyla kurumlar vergisindenmuaf tutuluyordu. IMF"nin değerlendirmesinde, konut üretiminde gözlenen dinamizmkapsamında, mevcut konutların piyasa değeri üzerinden ipotek edilmesi yoluyla sağlanan krediler de dahil olmak üzere konut kredilerindeki hızlı büyüme ve aynımülk için hemkonut üreticilerine hemde nihai alıcılara kredi kullandırılmasının, kontrol edilmediği takdirde risk oluşturabileceğine dikkat çekildi. Değerlendirmede, şunlar kaydedildi: 'Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun, konutlar ve diğer gayrimenkul kredilerine uygulanan kredi teminat oranına,menkul kıymetleştirilmiş ipotekli konut kredileri için aranılan orandan daha yüksek olmayan bir kanuni tavan getirme kararınımemnuniyetle karşılıyoruz. Konjonktür karşıtı tamponlar oluşturulması ve genel amaçlı kredilerin hızla büyümesi ile kur riskinemaruz borçlulara yabancı para cinsi kredi açılması yoluyla sistemik risk birikiminin önlenmesi için, bu krediler üzerindeki genel karşılık yükümlülükleri kriz öncesi seviyelerinin üzerine yükseltilmeli.' Değerlendirme, kriz döneminde başvurulan kredilerin yeniden yapılandırılması ve genel karşılıkların gevşetilmesi uygulamalarına artık ihtiyaç kalmadığından, bu tedbirlerin tamamen geri çekilmesi gerektiği vurgulandı.  

MERKEZ"LE çELİşžTİ  

Merkez Bankası"nın politika faizini yarımpuan aşağıya çektiği bir dönemde IMF bu konuda da uyarı verdi. Değerlendirmede, faiz oranlarını yükseltme seçeneğinin korunması gerektiğine işaret edilerek, şöyle denildi: 'Özellikle doğrudan sıkılaştırma tedbirlerinin enflasyon hedefinin kredibilitesini veya finansal istikrarı korumada yetersiz kalması halinde, gelecekte reel faiz oranlarının normalleştirilmesi ihtiyacı da dahil olmak üzere, faiz oranlarının yükseltilmesini gerektirecek koşullar oluşabilir. Dolayısıyla, finansal ve reel sektörlerin vade uyumsuzluğunun artmaması için faiz oranlarının uzun bir süre düşük seviyelerini koruyacağı yönündeki beklenti sebebiyle oluşabilecek aşırı iyimserlikten kaçınılmalıdır.

˜Asıl fren, IMF"nin sözü dinlenirse gelir"  

Merkez Bankası ve BDDK"nın geçen hafta aldığı sürpriz kararlara alışmaya çalışan bankacılar, IMF"den gelen değerlendirme ile adeta şoke oldular. HT Ekonomi"ye konuşan banka üst düzey yöneticileri, hükümetin, IMF"nin ˜konut kredilerine KKDF uygulayın" tavsiyesini tutması durumunda kredilerde asıl frenin o zaman yaşanacağı kanaatindeler. Söz konusu oranın diğer kredilerde olduğu gibi yüzde 15"ler seviyesinde olacağını kaydeden bankacılar, bunun uygulanması durumunda konut kredilerinde ciddi bir yavaşlama gözükeceğini kaydettiler. BDDK RİSK Mİ GÖRÜYOR Buna karşın bankacılar, hükümetin, konut kredisine KKDF uygulaması getireceğini düşünmediklerini sözlerine eklediler. GYO"ların vergi imtiyazlarının kaldırılması durumunda da emlak sektörünün olumsuz etkileneceğini kaydeden bankacılar, Türkiye"de bu alanda herhangi bir risk olmadığını düşünüyor Bu arada BDDK"nın önceki gün konut kredilerinde kredi oranını bireysel için yüzde 75, işyeri için yüzde 50 tavan koymasını da eleştiren bankacılar, ˜BDDK ticari hayatta bir riskmi görüyor da ekonomik büyümenin ve bilançoların bu kadar iyi gittiği bir dönemde işyeri gayrimenkulü için verilecek kredi tavanını yüzde 50 ile sınırladı" serzenişinde bulundular. Bankacılar, işyeri sahibine yüzde 50 tavanında kredi verilirken, aynı işyerinde çalışıp konut alacak bir çalışana yüzde 75 tavan olmasını ironik olarak değerlendirdi.  

SINIRI AşžAN SERMAYEDEN YİYECEK  

Tüketicilere kullandırılan kredilerde konutun yüzde 75, ticari gayrimenkullerde de konutun yüzde 50"si gibi bir sınırı resmen başlatan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, bankaları da sıkı takibe alıyor. Dün Resmi Gazete"de detayları da yayınlanan kararda, œ Sınırlamaya konu krediler için teminat olarak alınan gayrimenkullerin değerlemesinin kurulumuz ve SPK tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerine yaptırılmaması halinde, kredi tutarının tamamının, sınırın aşılması halinde ise aşan kredi tutarının bankaların öz kaynaklarının sermayeden indirilen değer olarak dikkate alınacaktır denildi.

'YENİ DOĞMUşž BEBEÄžİ BOĞMAYA çALIşžIYORLAR'

IMF"nin Türkiye"deki konut piyasası ve GYO"lar ile ilgili sıraladığı öneriler, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Turgay Tanes"in tepkisine neden oldu. Tanes, IMF"nin gayrimenkul yatırım şirketlerine tanınan vergi imtiyazlarının kaldırılmasının yararlı olacağına yönelik açıklaması için, œGYO"ların böyle bir muafiyeti var. Bu, hiçbir mantığı, yararı olmayan bir öneri. Zaten GYO sayısı belli; bir kısmı da zaten uzun süredir yatırım yapmıyor. Buna rağmen binlerce geliştirici, yatırımcı var piyasada. Bunların ne derece şeffaf oldukları da belli değil. Onları bırakıp halka açık, denetlenen GYO"ların vergi avantajını konuşmak mantıksız. Bu ne SPK"nın işine yarar ne de Hazine"ye katkı sağlar. Yeni doğmuş bebeği boğmaya çalışıyorlar dedi. œO önlemi alarak attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez diyen Tanes, şu yorumlarda bulundu: œO zaman GYO olmanın bir anlamı kalmaz. Zaten bu şirketler yüzde 20-30 iskontolu işlem görüyor. Türkiye"de sorun olmadığı halde yabancılar, fonlar yatırım yapmaktan korkuyor. Bu fonlar iyice çekilirse piyasa değeri aşağı düşer. IMF yanlışlarına bir tane daha eklemiş; tarihi hata yapmış.  

˜TALEP DARALIR ARZ BOZULUR"

Tanes, aynı raporda yer alan, ˜konut kredilerine uygulanan KKDF kesintisinin diğer kredilere uygulanan seviyeye çekilmesine" yönelik tavsiye ile ilgili ise şöyle konuştu: œBu durumda doğrudan tüketici maliyeti yükselir. Talep daralır; arz bozulur. Yan sektörler zarar görür. İş azalınca ciro düşer; devlete ödenen vergi azalır. KKDF düzenlemesi 1 liralık tasarruf sağlayacak, devlet 100 liralık vergiden olacak Bu basit matematik hesabını yapamamak için okuldan mezun olup IMF"ye girmek gerek.

˜KREDİDE şžİRKETLER GARANTÖR"  

Tanes, raporda, aynı mülk için hem konut üreticilerine hem de nihai alıcılara kredi kullandırılmasının kontrol edilmediği takdirde risk oluşturacağına dikkat çekilmesiyle ilgili, şu açıklamaları yaptı: œDünyanın neresinde yatırımlar kredisiz yapılıyormuş Ayrıca, tüketicinin kullandığı kredi başka, yatırımcınınki başka. Öte yandan, tüketicinin kullandığı kredi için, evi yapan şirket garantör oluyor  

˜Yeni risklere karşı önlem aldık, gerekirse yine adım atarız"  

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ˜"Son dönemde aldığımız ilave önlemler, önümüzdeki dönemde tümdünyayı etkisi altına alacağını düşündüğümüz yeni konjonktüre karşı bir hazırlık olarak değerlendirilmelidir"" dedi. Konya Sanayi Odası"nın düzenlediği panele katılan Yılmaz, œYeni konjonktürün temel özellikleri, yükselen piyasa ekonomilerine yoğun sermaye akışı sonucunda, bu ekonomilerde aşırı ısınma, aşırı borçlanma ve varlık balonları oluşması riskinin belirmesi ve cari açığın finansal istikrarı tehdit edecek düzeylere ulaşma ihtimalidir"" dedi. Durmuş Yılmaz, şöyle konuştu: œBDDK"nın açıkladığı yeni tedbirlerle birlikte, 2011 yılımakro ekonomik görünümü OVP"deki cari açık öngörüsü ile uyumlu hale geldi. Alınan kararların fiyat istikrarı ve finansal istikrar üzerindeki etkileri yakından izlenecek, gerektiğinde ilave tedbirler devreye sokulabilecektir.
SEFER YÜKSEL- MENEKşžE ATASELİM- Habertürk