ING Bank 125 yeni şube açacak

Türkiye'deki diğer yabancı bankaların piyasadan çıkıp çıkmayacakları konusunda bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu söyleyen McCarthy şöyle konuştu:
"2004 - 2007 dönemine baktığımız zaman yabancı bankaların, özellikle Avrupalı bankaların Türkiye'de belli bir satın alma trendine girdiğini görüyoruz. Bu gözle bakılınca biz biraz geç geldik. Bu bankaların bazıları kriz sürecinde ING Bank bazında da belirttiğim gibi belli merkezi operasyonlarında hükümet desteği aldılar. Türkiye'de iyi birşey var, BDDK bunları çok yakından izliyor ve yatırımların ülke için artı bir yatırım, kalıcı bir yatırım olması için yakın izlemeyle süreci destekliyor ve bunun olumlu bir hale gelmesine çaba gösteriyor.
Ama tabii ki yine de belli değişimler olabilir. Bunları şimdiden öngörmek zor. Ancak bizim olayımızda durum gerçekten çok net, çünkü biz geldik ve 2007'de yatırımımızı yaparken de 2012 için perakendeden kurumsala kadar bütün iş kollarında iki katına çıkacak ciddi bir büyümeyi planladık. Bu planımızda bugün itibarıyla hiçbir değişiklik yok."
John McCarthy, yakın zamanda Yönetim Kurulu Başkanı Jan Hommen'nın Türkiye'yi grubun büyüyeceği ülkelerden biri olarak gösterdiğini söyledi. ING Grubu'nun bu kararının altında Türkiye'ye ilk geldiklerindeki şartların hâlâ geçerli olmasının yattığını ifade eden McCarthy, şöyle dedi:
"Türkiye'ye gelirken inandığımız, doğru bulduğumuz birtakım şeyler vardı. Bunların en başında Türkiye'nin demografik yapısı çok önemliydi. Çünkü Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık üçte ikisi 35 yaşın altında. Bu nüfus yapısı açısından bakıldığında Türkiye'de ciddi işler yapacağımızı düşündük. Bu pazarda ciddi rakipler ve çok ciddi işler var. Bu nedenle burada rekabetin içinde olmak bizim için önemli.
Planlarımızda bir sapma yok ama belli bir esneklik ve revize var. Ama zaten bunu sadece biz değil bütün kurumlar dinamikler paralelinde öngörüyor."
McCarthy,"Türk ekonomisindeki belli bir yavaşlamayı biz de öngörerek bu planları biraz yavaşlatarak devam ediyoruz. İşe soyunduğumuz zaman kendimize koyduğumuz hedef olan 2012 yılı itibarıyla işimizi ikiyle çarpma hedefini kaybetmiş değiliz" dedi.

Eximbank'la birlikte reel sektöre destek
Krizin Türkiye'ye etkisinin en çok işsizlik üzerinde olacağını vurgulayan McCarthy, reel sektörde kredi talebi olmamasına karşın Eximbank'la birlikte şirketlere destek verdiklerini söyledi.
McCarthy "Eximbank'la birlikte 200 milyon euro'luk sendikasyon kredisi için aracılık yaptık. Paramızı gerçekten masanın üstüne koyduk" dedi.

`Global krizde 2012'den önce iyileşme olmaz'
Küresel krizin belli bir kısmının psikolojik olduğuna inandığını söyleyen McCarthy, koordinasyonlu bir psikolojik desteğin harcama isteklerini ve iş hacimlerinin büyümesini sağlayacağını söyledi.
Çıkışın herkesin işin temel prensiplerine dönmesine bağlı olduğuna belirten McCarthy, "Kesin bir dönüş demek çok doğru olmayabilir ama yaşanan sürecin boyutu ve derinliğine baktığım zaman 2011'den evvel  bir değişim öngörmüyorum. 2012 itibarıyla gerçek anlamda bir değişim mümkün olabilir. Piyasaların gösterdiği iyimser havadan çok, sürdürülebilir,  bir iyileşmeden söz ediyorum. Bunu 2012'den önce mümkün görmüyorum" dedi.

Milliyet