İnşaat mühendisi Uğur Ersoy'dan çarpıcı deprem uyarısı!
Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Ersoy, Gaziantep'te verdiği "Ülkemizde Deprem Sorunu Üzerine İnceleme" konulu seminerde çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gaziantep Şubesi tarafından gerçekleştirilen seminerin açılış konuşmasını İMO Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk yaptı. Çeliktürk, Gaziantep için deprem master planı yol haritası çalıştayının sonuçlarını hazırladıklarını ve yetkililerle paylaştıklarını belirterek, "Deprem master planı, bir kentin en büyük projesidir. Biz İnşaat Mühendisleri Odası olarak bu yol haritasını raporunu oda olarak hazırladık, sıra projelendirme ve uygulamaya kaldı" diye konuştu.
Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre Çeliktürk, Gaziantep ve çervesinde oluşabilecek depremden kentin de çok ciddi bir şekilde etkilenebileceğini ifade ederek "Gaziantep kent merkezine kuş uçuşu 45-50 kilometre uzaklıkta olan deprem fay hattında oluşacak bir kırılma, Gaziantep'i çok ciddi şekilde etkileyecektir. Gaziantep'in bir depremde en az şekilde etkilenmesi için şimdiden başlayarak 15-20 yıl sürecek bir çalışmaya imza atmak istiyoruz. Bu konuda belediyelerimize her konuda yardımcı ve destek olacağımızı taahhüt ediyoruz" dedi.
Seminere konuşmacı olarak katılan İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Uğur Ersoy ise, depreme dayanıklı yapılarla ilgili düşüncelerini açıkladı. Depremin son derece karmaşık, çok fazla değişkeni olan bir doğa olayı olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Uğur Ersoy, çarpıcı bilgiler vererek, uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Ersoy, "Depremde hasar veren depremin kendisi değil, yapıların depreme dayanıklı ve projelerine uygun olmamasıdır. Depreme dayanıklı yapıları basit bir şekilde projelerine uygun denetimini yapabiliriz. Deprem değil dayanıksız ve denetimsiz yapı nedeniyle ölümler oluyor. Depremi engellemek mümkün değildir ama basit bir takım yöntemlerle deprem hasarını, özellikle de can kayıplarını önleyebiliriz. Türkiye'de depremlerden sonra maalesef beklenenin çok çok üzerinde can kaybı olmaktadır. Yani şu şiddetli bir depremde, aşağı yukarı şu kadar can kaybı olabilir denilebilir ama Türkiye'de bu rakam her zaman çok fazla oluyor" dedi.
"YÖNETMELİK DEĞİŞTİRMEK ÇÖZÜM DEĞİL"
Depremin hasarını engellemek için Türkiye'de sürekli yönetmelik değiştiğini de söyleyen Prof. Dr. Ersoy, yönetmeliklerin tam olarak uygulanmaması nedeniyle değişen yönetmeliklerin bir faydasının olmadığını söyledi. Ersoy, "1967 yılından bu yana yaklaşık 50 yıldır deprem üzerine çalışıyorum. O günden beri ülkemizde yaşanan depremlerde can kaybı inanılmaz şekilde fazla oldu. Depreme dayanıklı bina için, can kaybını azaltmak için geçmiş depremlerde gözlenen hasarları incelemek gerek. Biz sürekli yönetmelik değiştiriyoruz. Başlangıçtan beri yönetmelik yaparken şu hatayı yaptık. Bir yönetmelik niye değişir? Bir deprem olmuştur, deprem yönetmeliğini uyguladığımız halde büyük hasar olmuştur. O zaman yönetmelik başarısız kalmıştır ve yenisini hazırlarsınız. Ama hiç böyle olmuyor. Geçmişi hiç tartamadık. Mesela 1999 Marmara depreminde, 1975 yönetmeliği tam olarak uygulanan ve hasar gören bir binaya rastlamadık. Böyle bir karşılaştırma yapamadık. Her depremden sonra aynı hikayeleri dinliyoruz" dedi.
MİMARLAR İÇİN DEPREM EĞİTİMİ ÖNERİSİ
Mimarlar için de deprem eğitimi önerisi yapan Uğur Ersoy, "Olaya doğru teşhis koyabilmek için meydana gelen hasarların ortak yönünü bulmalıyız. Biz en fazla hasarı, mimaride ve taşıyıcı sistemde yapılan hatalardan dolayı hasar görüyoruz. Dayanıklılık mimari proje aşamada başlar. Eğer siz mimari aşamada çok kötü bir mimari sistem seçerseniz, depremdeki hasarlara engel olamazsınız. Mesela piramidi tabanın üzerine değil de sivri ucunun üzerine koyarsan, bunu depreme dayanıklı hale getirmek mümkün değildir. Onun için mimarlara etkili bir deprem mühendisliği eğitimi de vermek gerekiyor. Bu nedenle en önemli nedenlerden birincisi mimari sistem seçimidir. İkincisi donatı detaylarında, üçüncüsü de yapım aşamasında yapılan hatalardır. Yapım aşamasında yapılan hataların başında da yeterli denetimin olmaması geliyor" diye konuşu.