İnşaat sektörünün 2050'de net sıfır hedefine ulaşması bekleniyor!
Gelecek nesillere daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya bırakmak adına kritik önemi olduğunu belirten SPOINT İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Memiç, “Sektörümüzde sürdürülebilir bina tasarımına yönelik atılacak doğru adımlarla 2050’de net sıfır emisyon hedefine ulaşılabiliriz” dedi.
İnşaat sektöründe karbon ayak izini azaltmanın yolunun, atık ve kaynak tüketimini en aza indirgemekten geçtiğine dikkat çeken SPOINT İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Memiç, Enerji verimliliği teknolojisi, inşaat ve tesis yönetimi yazılımlarından faydalanıp, malzeme seçiminde çevresel etkiyi dikkate alarak bunun başarılabilceğini belirtti. Öte yandan konforlu, fonksiyonel, güvenli ve verimli yaşam alanları inşa ederek binaların sadece inşaat değil işletim sürecinde de ürettiği karbon emisyonlarını en aza indirgenebileceği üzerinde durdu.
YENİLEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINDAN YARALANILMASI ZORUNLULUK HALİNE GELDİ
İnşaat endüstrisinin karbon emisyonlarından arındırılmasının, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlama hedefine en büyük katkılardan birini sağlayacağını vurgulayan Memiç, sürdürülebilir bina tasarımında izlenmesi gereken yol haritasına ilişkin, “Sürdürülebilir bina tasarımı, konum, yönlendirme, peyzaj ve park alanları dahil olmak
üzere kapsamlı bir alan optimizasyonu ile başlamalı.
2050'YE KADAR YÜZDE 47 ARTIŞ BEKLENİYOR
Küresel enerji talebinde 2050’ye kadar yüzde 47 artış beklendiğini hesaba kattığımızda sürdürülebilir bina tasarımında yenilenebilir enerji tüketiminin önemi giderek artıyor.
Dolayısıyla inşaat sektöründe yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılması zorunluluk haline geldi. Bu nedenle inşaat sürecinde uzun vadeli enerji verimliliğini göz önünde bulundurulmalı.
Doğal kaynakların tüketimindeki artış karşısında entegre ve akıllı malzeme kullanımına yönelerek malzeme optimizasyonu sağlamak da oldukça kritik noktada. Malzeme optimizasyonu çevrenin korunmasının yanı sıra finansal kaynakların maliyet etkin bir şekilde yönetilmesini de beraberinde getiriyor” diye konuştu.
Sürdürülebilir bina tasarımının su verimliliğini teşvik etmesi gerektiğini söyleyen Memiç, “Binaların arazinin ekolojik ve hidrolojik yapısını değiştirmeyecek şekilde inşa edilmesinin su verimliliği ile doğrudan ilişkisi söz konusu.
Tasarım aşamasından yerinde inşaata kadar su tasarrufu bir öncelik olarak benimsenmeli. Dünyanın farklı
bölgelerinin tatlı su kıtlığıyla karşı karşıya olduğu günümüzde, sürdürülebilir bina tasarımında, tatlı su stokunu etkileyen zemin katmanlarının inşası en aza indirgenmeli. Mümkün olan her yerde atık akışlarını azaltmalı ve geri dönüştürmeli” diye ekledi.
Türkiye inşaat malzemesi sanayi üretimi yüzde 5,7 yükseldi! İşte İMSAD'ın sektör raporu...
|