Sektörel

İnşaat, yüzde 21,9'luk büyümeyle en hızlı büyüyen sektör!

Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye ekonomisi, 2010 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 10,3 oranında büyüdüğünü açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, 2009 yılının son çeyreğinde yüzde 6 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2010 yılının ilk çeyreğinde gösterdiği yüzde 11,7´lik büyüme de dikkate alındığında son üç çeyrekte üst üste büyüme kaydetmiş oldu.

Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde, 2010 yılı ikinci üç aylık döneminde (Nisan, Mayıs, Haziran) bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla yüzde 17,1´lik artışla 268 milyar 495 milyon lira oldu.

2010 yılının ikinci üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla yüzde 10,3´lük artışla 25 milyar 706 milyon lira oldu.

Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH 2010 yılı 2. üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3´lük artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri bir önceki döneme göre yüzde 3,7 arttı.

-İNŞAAT SEKTÖRÜ YÜZDE 21,9 BÜYÜDÜ-

Türkiye ekonomisinde 2010 yılının ikinci çeyreğinde en fazla büyüme gösteren sektör, inşaat sektörü oldu. 2009 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 20,9 oranında daralan inşaat sektörü bu yılın aynı döneminde baz etkisinin de belirleyiciliğiyle yüzde 21,9 oranında büyüme gösterdi.

2009 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 0,4 oranında küçülen balıkçılık sektöründe de bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 15,7 oranında büyüme görülürken, geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 11,5 oranında daralan imalat sanayide bu yılın aynı döneminde yüzde 15,4 oranında büyüme yaşandı.

Aynı dönemde büyüme rakamları tarım avcılık ve ormancılıkta yüzde 0,6, madencilik ve taşocakçılığında yüzde 14,2, elektrik, gaz, sıcak su üretimi ve dağıtımında yüzde 8,3, toptan ve perakende ticarette yüzde 14, oteller ve lokantalarda yüzde 3,2, ulaştırma, depolama ve haberleşmede yüzde 10,2, mali aracı kuruluşların faaliyetinde yüzde 8,8, konut sahipliğinde yüzde 2,6, gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetlerinde yüzde 8,2, kamu yönetimi ve savunma zorunlu sosyal güvenlikte yüzde 0,5, eğitimde yüzde 1,2, sağlık işleri ve sosyal hizmetlerde yüzde 2,4, diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetlerinde yüzde 3,1, ev içi personel çalıştıran hane halklarında yüzde 7,1, dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinde yüzde 15,2, vergi sübvansiyonlarda yüzde 14,1 oldu.

-TÜİK, 5 ÇEYREKTE GÜNCELLEME YAPTI-

TÜİK, 2009 yılı ve 2010 yılı ilk çeyrek verilerinde güncelleme yaptı. Buna göre, 2010 yılı ilk çeyrekte büyüme hızı yüzde 11,7 olarak aynı kaldı, ancak cari fiyatlarla GSYH 243 milyar 258 milyon liradan 242 milyar 265 milyon liraya çekildi.

2009 yılı geneli için yapılan güncellemede de ekonomideki küçülme değişmedi, yüzde 4,7 oldu. Fakat burada da cari fiyatlarla GSYH, 953 milyar 974 milyon liradan 952 milyar 635 milyon liraya indi.

Çeyrekler itibariyle 2009´un ilk döneminde ekonomideki küçülme yüzde 14,5´ten yüzde 14,6´ya doğru arttı, GSYH 208 milyar 546 milyon liraya düştü.

İkinci çeyrekte küçülme yüzde 7,6´dan yüzde 7,7´ye çıktı, GSYH 229 milyar 326 milyon liraya indirildi.

Üçüncü çeyrekteki küçülme ise yüzde 2,9´dan yüzde 2,7´ye çekildi ve GSYH 262 milyar 456 milyon lira oldu.

2009 dördüncü çeyrekteki büyüme oranı yüzde 6 olarak bırakıldı. Ancak buradaki güncellemeyle, GSYH 252 milyar 307 milyon liraya çıkarıldı.
AA
Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

Türkiye yılın ilk yarısında işsizlik hariç küresel krizin tüm yaralarını sardı

Türkiye gelişmekte olan ülkeler içinde en hızlı ekonomi oldu. İkinci çeyrekte tüketim ve özel sektör yatırımının artması sayesinde yakalanan yüzde 10,3'lük büyüme hızı, krizin yol açtığı kayıpları da telafi etti

Siyasette gerilimli günler geçiren Türkiye, ekonomide moral veren bir büyüme hızı yakaladı. 2010´un ikinci çeyreğinde yüzde 10,3 büyüyen Türkiye, Singapur, Tayvan´ın ardından Çin ile birlikte dünyada üçüncü, G-20 ülkeleri arasında ise birinci sırayı aldı. Böylece krizin yol açtığı kayıplar, istihdamdaki kayıplar hariç yılın ilk yarısında telafi edildi. Büyümenin asıl dinamiklerini ise iç tüketimdeki artış ve özel sektörün ciddi bir yatırım atağına başlaması oluşturdu. Özel sektörün yatırımları geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 32,1, Tüketim ise yüzde 6,2 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu´nun (TÜİK) dün açıkladığı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ikinci çeyrek sonuçları beklentileri de aşarak çift haneye ulaştı. Piyasa aktörleri yüzde 9 civarında bir büyüme beklerken, Türkiye yüzde 10,3´ü yakaladı. Bu rakamdan sonra yıl sonu beklentileri de yüzde 5 seviyelerinden yüzde 6´ya revize edildi.

Kişi başı gelir 9 bin dolar
TÜİK´in açıkladığı üretim yöntemine göre GSYH geçen yılın ikinci çeyreğine göre cari fiyatlarla yüzde 17,1 yükseldi ve 268 milyar 706 milyon lira oldu. 2010 yılının ilk yarısı itibariyle kişi başı milli gelir de 9 bin 339 dolara çıktı. 2009 yılında kişi başı milli gelir 8 bin 578 dolara kadar gerilemişti. Tüm bu gelişmeler krizin ekonomide yol açtığı zararın telafi edildiğini gösteriyor.

Ekonomide yaşanan bu çarpıcı büyüme iki önemli ayağa dayanıyor. Birincisi, krizde bıçak gibi kesilen özel sektörün yatırım iştahının geri gelmesi. İkincisi ise vatandaşın tüketiminin birinci çeyrekte olduğu gibi canlılığını koruması. 2008´in ikinci çeyreğinden beri büyümeyi düşüren özel sektör yatırımları bu kez yüzde 32,1 gibi oldukça önemli bir oranda arttı. Böylece yüzde 10,3´lük büyümeye özel yatırımların katkısı 5.3 puanı buldu. Özel sektörün yatırım artışının makine ve teçhizat yatırımlarında yoğunlaşması da ekonominin geleceği açısından olumlu bir sinyal. Bu gelişme önümüzdeki döneme yönelik firmaların güven duyduğunu ve yatırımlarda gaza bastığını gösteriyor.
Benzer bir yatırım artışı kamuda da dikkat çekti. İlk çeyrekte yüzde 25 düşen ve büyümeyi 0.9 puan aşağı çeken kamu yatırımları bu kez yüzde 14,6 yükseldi ve büyümeye 0.5 puan katkı sağladı. Kamu yatırımlarında ağırlığı yüzde 18 artışla inşaat aldı. 2011´in seçim yılı olması nedeniyle kamu yatırım ve harcamalarının daha da artması bekleniyor.

İlk çeyrekteki büyümenin en önemli kalemini oluşturan vatandaşın tüketimi ise yüzde 6,2 arttı ve iç talepteki canlanmanın devam ettiğini gösterdi. Vatandaşın tüketiminin büyümeye katkısı 4.5 puan oldu. En fazla tüketim artışı giyim ve ayakkabıda yaşandı. İç talepteki canlılığın bir diğer göstergesi de ithalattaki büyüme.
Ekonominin üretim ayağında ise imalat sanayi, ticaret ve inşaattaki yükseliş önemli. İhracat ve sanayi üretimi verilerinde olduğu gibi imalat sanayii yüzde 15,4 büyüyerek GSYH´ye 3.8 puan katkıda bulundu. Kriz öncesinde yüzde 20 seviyelerinde büyüyerek ekonomiye yüksek katkılarda bulunan inşaat ise eski günlerine geri dönüş sinyali veriyor. İnşaatta yüzde 21,9´luk artış yaşandı ve bunun büyümeye katkısı 1.2 puan oldu.
Ticaret sektörü de yüzde 14´lük büyümeyle GSYH´nin 1.8 puanını oluşturdu. Finans sektöründeki büyüme de artan tüketimin kredi talebini de yükseltmesinden kaynaklanıyor. Finans sektörü ikinci çeyrekte yüzde 8,8 büyüdü. Bu sayede sektör büyümeye 1 puanlık katkı yaptı.

Ekonomistler ne dedi?
Yüksek bir büyüme
Fortis Başekonomisti Haluk Bürümcekçi: Büyüme beklentilerin üzerinde geldi. Bu yüksek büyümeyi destekliyor. Bizim büyüme beklentimiz bu sene yüzde 7 düzeyinde. Bu rakamla birlikte tahminimizde rahatız. Bir yandan da bundan sonraki dönemde biraz yavaşlama olduğunu biliyoruz. Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış rakamlarda ise güçlü bir artış var. Bu rakamlarla birlikte milli gelir, kriz öncesi seviyesinin üzerine çıktı.

Kriz öncesine döndük
Finansbank Başekonomisti İnan Demir: Beklentinin üstünde çeyreklik bazda büyümenin yüzde 3.7 olması dikkat çekici. Orada kuvvetli bir büyüme görüyoruz. Bence bir önemli nokta; yüzde 3.7´lik çeyreklik büyüme ile birlikte Türkiye 2008-2009 krizinde kaybettiği GSYH´yi yerine koymuş oldu. Mevsimsellikten arındırılmış GSYH, 2008 birinci çeyreğindeki zirve noktasının üzerine çıktı yani Türkiye ekonomisi Lehman öncesine döndü diyebiliriz.

Beklentiyi yükselttik
Garanti Bankası Başekonomisti Pelin Yenigün: Birinci çeyrekte revizyon var, toplamı değiştirmiyor, ancak kompozisyonu değiştiriyor. Yatırım kalemlerinde yukarı yönlü revizyon görülüyor. Tüketim aşağı çekilmiş. Yine stoklarda yukarı revizyon var. Bu da otomatikman 2. çeyreği etkiliyor. Yatırımların hızlandığını görüyoruz. İkinci çeyrekte yatırım rakamı çok yüksek. 
Radikal

Bardağın hangi yarısı?

Ekonomide ikinci çeyrek büyümesi kayda değer bir performansa işaret ediyor. Birinci çeyrekte, baz etkisiyle yüksek artış olsa da mevsimsellikten arındırılmış büyüme oranı düşük bir ivme olduğunu söylüyordu. Dün açıklanan yüzde 10.3´lük büyümede dikkat çeken; görece yüksek bir mevsimsellikten arındırılmış büyüme oranının, önceki çeyreğe göre yüzde 3.7´lik bir büyüme  ivmesinin eşlik ediyor olmasıdır. Bu da, 2009 son çeyrekte yüzde 2.3 ve 2010 ilk çeyrekteki yüzde 0.1´lik ivmeye göre oldukça iyi.
Dün yayımlanan verilerde, iki temel sorunun yanıtı aramak gerekiyor. Biri, `düştüğümüz noktaya yeniden tırmanabildik mi?´ sorusunun
yanıtını. Diğeri de gelecekteki seyir açısından verilerin bize ne söylediğidir?
Dün açıklanan ikinci çeyrek GSYH büyüklüğü, 1998 sabit fiyatlarıyla bakıldığında, küresel kriz öncesindeki büyüklüğün üzerinde gelen ilk büyüklük oldu. Kriz öncesinde, 2008 yılının ikinci çeyrek GSYH büyüklüğü 25.2 milyar TL iken, 2010 ikinci çeyrek GSYH büyüklüğü 25.7 milyar TL oldu. Kriz sonrasının gerçek anlamda ilk toparlanma gösteren çeyreği, dün açıklanan verilerle 2010 ikinci çeyreği oldu. Ancak, ilk altı aylık GSYH toplamı hâlâ 2008´in ilk altı aylık döneminin yüzde 1.3 altında.

İkinci soruya bakalım. Acaba açıklanan veriler, ileriye dönük nasıl bir görünüm sunuyor?
Küresel krizden çıkış sürecinde hanehalkının tüketim harcamalarındaki artışın etkisi yüksekti. İkinci çeyrek verilerinde görünen o ki, hanehalkının tüketim harcamalarının toplam GSYH büyümesine verdiği katkı yavaşlıyor. Birinci çeyrekte yüzde 8.5´lik artıştan sonra, ikinci çeyrekte yüzde 6.2´lik artışa gerileyen özel tüketim harcamalarının büyümeye katkısı, ikinci çeyrekte yüzde 10.3´lük büyümenin 4.5´ine düşmüş.

İkinci çeyrekte yüzde 10.3´lük büyümeye temel ivme sağlayan unsur, uzun süredir yokluğu hissedilen yatırım harcamalarının `dönüşü´ olmuş. 2010´un ilk çeyreğinde kendini gösteren özel yatırım harcamaları, ikinci çeyrekte yüzde 10.3´lük büyümenin yarısına katkı veren bir gelişme hızına erişmiş. Yılın kalan iki çeyreğinde özel tüketim harcamalarının yavaşlama eğilimi göstermesi büyük bir olasılık. Bu durumda geride kalan çeyreklerdeki yüksek büyüme hızını sağlayacak tek unsur, yatırım harcamalarının büyümeye yüksek katkı sağlayacak hızı koruması olacak.

Yılın kalan yarısında ekonomik büyüme hızını aşağı çekecek olumsuz bir unsur, ihracattaki yavaşlama nedeniyle imalat sanayiindeki büyümenin düşmesi olacaktır. Küresel ekonomilerdeki yavaşlama dikkate alınırsa daha belirgin bir yavaşlamanın ortaya çıkacağı anlaşılıyor. Üçüncü ve son çeyreklerde artık baz etkisinin de kalmayacağı hesaba katılırsa yatırımların yüksek seyretmesi, ekonomik büyümenin yüksek tutulabilmesinin neredeyse tek yolu olarak kalacak.

Sonuç olarak, ikinci çeyrekte ekonomideki büyüme eğiliminin yüzde 3.7´ye yükselmiş olması iyi haber. Ancak bu büyüme hızına razı olurken; bu eğilimdeki bir büyümeyle yüksek işsizliğe çözüm bulamayacağımızı, bu eğilimin bizi gelişmiş bir refah düzeyine erişmekte oldukça geç bırakacağını da unutmamamız gerekiyor.
UĞUR GÜRSES/Radikal