Genel

İş kazalarını önlemek için güvenlik kültürü oluşturulmalı!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ayrım: "Türkiye'de günde yaklaşık 524 iş kazası olmakta, 4 kişi iş kazası sonucu hayatını kaybetmekte ve 5 kişi iş kazası sonucu iş göremez hale gelmektedir"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Serhat Ayrım, "Türkiye'de günde yaklaşık 524 iş kazası olmakta, 4 kişi iş kazası sonucu hayatını kaybetmekte ve 5 kişi iş kazası sonucu iş göremez hale gelmektedir" dedi.


Ayrım, Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından Hilton Otel'de düzenlenen etkinlikteki konuşmasında, iş yerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının sağlanması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılması gerektiğini bildirdi.


30 Haziran 2012'de yürürlüğe giren "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu" ile Türkiye'de çalışma hayatında yeni bir dönemin başladığını aktaran Ayrım, "İlgili kanunun getirdiği önemli yenilikler memur, işçi gibi statü ayrımı olmadan tüm çalışanların iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili hükümlerden faydalanacak olması, risk değerlendirmesine dayalı önleyici yaklaşımın esas alınması, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sayı sınırı olmaksızın tüm çalışanlara sunulması, çalışan temsilci kavramının getirilmesi ve mikro ölçekli işletmelere devletin destek sağlaması şeklinde sıralanabilir" diye konuştu.


Sosyal Güvenlik verilerine göre, "Türkiye'de iş kazası sayısının yüksek ve meslek hastalıkları vaka sayısının ise beklenenin çok altında olduğuna" işaret eden Ayrım, şunları kaydetti:


"Ne yazık ki kayıt bildirim sisteminin sahadaki gerçek verileri toplama ve yansıtmadaki yetersizliği, sadece ülkemizin değil pek çok ülkenin ortak sorunudur. Bu nedenle sistemin iyileştirilmesi gerekmektedir. SGK 2013 yılı istatistiklerine göre ülkemizde 1 milyon 611 bin 292 iş yeri faaliyet göstermiş ve 12 milyon 484 bin 113 çalışan istihdam edilmiştir. Ayrıca, 2013'te 191 bin 389 iş kazası ve 371 meslek hastalığı yaşanmış ve toplam bin 360 kişi ise hayatını kaybetmiştir. Kayıp iş gücü sayısı 2 milyon 358 bin 195, sürekli iş göremez sayısı ise bin 694'tür. Bu rakamlara göre, Türkiye'de günde yaklaşık 524 iş kazası olmakta, 4 kişi iş kazası sonucu hayatını kaybetmekte ve 5 kişi iş kazası sonucu iş göremez hale gelmektedir."


Müsteşar Yardımcısı Ayrım, ikinci mevzuat çalışmaları kapsamında da 35 yönetmelik ve 6 tebliğ yayımlanarak, Türkiye'de koruyucu ve önleyici yaklaşımı esas alan iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının oluşturulduğunu bildirdi. 


İş sağlığı ve güvenliğinde sadece ulusal mevzuatla değil uluslararası kuruluşların ve AB mevzuatının yükümlülüklerinin de takip edildiğine işaret eden Ayrım, ayrıca çalışanlarda ve işverenlerde güvenlik kültürünü artırmak amacıyla çeşitli iş kollarına yönelik 33 risk değerlendirmesinin yayımlandığını, 7 çalışmanın da hala devam ettiğini kaydetti.


Ayrım, inşaat ve maden sektörüyle ilgili kanuna ilişkin de hatırlatmalarda bulunarak, özellikle kanunla madenlerde yaşam odası zorunluluğunun getirildiğinin altını çizdi.


"Yirmililer grubunda iş sağlığı ve güvenliği konusuna ayrı önem verilmektedir"


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Erhan Batur da G20 2015 dönem başkanlığının Türkiye'de olduğunu hatırlatarak, "Yirmililer grubunda iş sağlığı ve güvenliği konusuna ayrı bir önem verilmektedir. İstihdam Çalışma Grubu'nun toplantısında, G20'nin iş sağlığı ve güvenliği alanında neler yapabileceğiyle ilgili çalışma yapmak üzere bir alt çalışma grubu oluşturulmuş ve buranın eş başkanlığına ABD ve Türkiye getirilmiştir" diye konuştu.


Bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi veren Batur, şunları kaydetti:


"G20 Güvenli ve Sağlıklı İşyerleri Beyanı'nda, bakanların iş sağlığı ve güvenliğini geliştirmek için ülkeler çapında ve müşterek tedbirlerle, her ülkenin kendi ulusal şartlarını göz önüne alarak gerekli adımları atmayı taahhüt ederek gelecek G20 başkanlıkları boyunca bu tedbirler çerçevesinde gelişmeleri gözden geçirecekleri vurgulandı. Öncelik verilecek faaliyetler arasında, mevzuatın ve mevzuat uyumunun, veri toplamanın güçlendirilmesi, yüksek riskli gruplar için tedbir alınması, küçük ve orta ölçekli işletmelerde farkındalık artırılması, iyi uygulamaların paylaşılması, ILO ile işbirliğinin teşvik edilmesi gibi maddeler yer almaktadır."


"İş kazalarının en az olduğu ülkelerde kayıtçılık en üst seviyede"


ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan da ILO olarak Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla Türkiye'de ilk defa bir etkinlik düzenlendiğini vurgulayarak, bu günün aynı zamanda sendikal hareket tarafından da dünya çapında iş kazalarında hayatını kaybeden ve yaralanan işçileri anmak üzere Uluslararası Anma Günü olarak icra edildiğini söyledi.


Bazı ülkelerin tarihinde yaşanan acı olayların o ülke için dönüm noktası olduğunun altını çizen Özcan, "Türkiye'de başta Soma ve Ermenek olmak üzere üst üste yaşanan acı hadiselerin yarattığı toplumsal hassasiyetlerin, bir toplumsal uzlaşıyla beraber, iş sağlığı ve güvenliği bağlamında bir zihin değişikliğine dönüşmesini diliyoruz" dedi.


Özcan, yasal düzenlemeler dışında, bu konunun başta işçi, işveren, bürokrat ve siyasiler olmak üzere toplumun her kesiminin en öncelikli konuları arasına girmiş olmasının son derece önemli olduğunu belirterek, ILO olarak 2014 Haziran ayından itibaren yoğun bir faaliyet içerisine girdiklerini ifade etti. Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği konularını tartışmak üzere görev yapmakta olan en yüksek ve kapsayıcı ulusal otoritenin, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi olduğunu vurgulayan Özcan, konseyin rolünün daha da güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.


Singapur İnsangücü Bakanlığı İşyeri Sağlık ve Güvenlik Enstitüsü Baş Danışmanı Jukka Takala da Türkiye'ye her gelişinde bu alanda yeni gelişmeleri gördüğünü, bunun çok sevindirici olduğunu söyledi.


Singapur'da iş yerlerindeki sakatlanma oranları ile iş sağlığı ve güvenliğine yönelik hükümet politikaları hakkında bilgi veren Takala, ülkelerde görülen iş kazaları ve mesleğe bağlı kronik hastalıklara ilişkin karşılaştırma yaptı.


Takala, kazalara ilişkin kayıtçılığın çok önemli olduğunu belirterek, kayıtların düzenli tutulmasıyla yaptırımların söz konusu olabilmesi için gerekli istatistik verilerin ortaya konabildiğini bildirdi. Takala, "iş kazalarının en az olduğu ülkelerde kayıtçılığın da en üst seviyede olduğuna" dikkati çekti.


AA