20 / 11 / 2024

İstanbul'a 2 lojistik üs talep ediliyor!

İstanbul'a 2 lojistik üs talep ediliyor!

Uluslararası Nakliyeciler  Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, Türkiye 'de lojistik üs  bulunmadığını belirterek, İstanbul 'da, Anadolu ve Avrupa Yakası olmak üzere 2  lojistik üs önerisinde bulundu




              Özmen, yaptığı açıklamada, 47 bin araçla taşıma yapan, 450
 bin kişiye istihdam yaratan, 5 milyar dolarlık yatırımı olan, 5,5-6 milyar dolar
 dış ticaret girdisi sağlayan uluslararası karayolu taşımacılığı sektörünün en
 büyük sorununun yük taşıdıkları ülkelerdeki bürokratik engeller ve kısıtlar
 olduğunu söyledi.

                Toplam 52 ülkeye direkt taşıma yaptıklarını ve bu ülkelerin
 problemleriyle birebir karşı karşıya kaldıklarını anlatan Özmen, 'Türkiye 'nin ve
 dünyanın da en büyük sorunu ticaretin önündeki engellerdir. Bu engeller kotalar
 ve mal sevkıyatları, araçların, şoför ve işadamının rahat dolaşamaması,
 engellenmesidir. Vizeler, geçiş belgeleri, kotalar, Türkiye 'nin ihracat ve
 ithalat taşımalarının önündeki en büyük engeldir. Bizim söylediğimiz sınırsız
 taşıma, sınırsız ticaret ve ticaretin önündeki tüm sınırların kalkarak özgürce iş
 yapabilmektir' dedi.

                Özmen, nakliyecilerin ne kadar engel çıkarsa çıksın mutlaka kendilerine
 yeni çıkış yolları bulduklarını ve belgenin zorladığı yerde arabayla gidip ya
 trene veya Ro-Ro 'ya binip başka bir ülkeden çıkarak gidecekleri yere
 vardıklarını, ancak bunun maliyeti ve zamanı etkilediğini söyledi.

                Türkiye 'nin dış ticaretinin 2023 'de 1,2 trilyon dolar olarak
 öngörüldüğünü, Türkiye 'deki lojistik ve nakliye sektörünün de bundan gerekli payı
 alacağını dile getiren Özmen, sektörün en az yüzde 30 büyümesinin öngörüldüğünü,
 bunun da yeni istihdam kapıları açacağını, ancak eğitimli insan ihtiyacının
 ortaya çıkacağını kaydetti.

                Özmen, Türkiye 'deki ihracat taşımalarının değer olarak yüzde 52 'sini
 karayoluyla taşıdıklarını ve bunun parasal karşılığının yaklaşık 5,5-6 milyar
 dolar olduğunu, üçüncü ülkelere de transit taşıma yaptıklarını söyledi.

                'DEVLET EşžİT REKABET şžARTLARI OLUşžTURSUN'

                Devletin uluslararası karayolu taşımacılarına hiçbir teşvik ve katkı
 vermediğini, sektörün kendi öz sermayesi ve kendi olanaklarıyla büyüdüğünü ifade
 eden Özmen, şunları kaydetti:
                '2023 hedefi için de yine öyle olacak. Türkiye 'deki ithalat ve ihracat
 taşımalarının tamamını kendi araçlarımızla ve kendi sermayemizle yapmak
 hedefimiz. Bugün Avrupa 'da ve Ortadoğu 'daki gelinen noktaya baktığımızda,
 Türkiye 'nin gelişen pazarlarından pay almak için komşu ülkelerde inanılmaz bir
 saldırı ve yüklerimize karşı pay kapma yarışı var. Onlarla bizim eşit şartta
 rekabet yapılabilecek şartları devletin oluşturması lazım. şžu anda bizim
 şartlarımız rakiplerimize göre çok avantajlı durumda değil. Onların yaşamadıkları
 birçok sıkıntıyı biz yaşıyoruz. Bizim isteğimiz rakiplerimizle eşit şartların
 oluşturulmasıdır.'

                HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER

                Özmen, Hükümetten beklentilerini de şöyle sıraladı:
                'İhracat malı taşıyan araçlarımıza verilen ÖTV 'siz ve KDV 'siz mazot
 teşvikimiz var. ÖTV 'siz ve KDV 'siz mazotlar kapıda satılıyor ve araç başı 550
 litre ile sınırlı. İçerde yaptığımız taşımalarda yani yurtdışından malı
 getiriyoruz ülkeye sokuyoruz, ülkenin bir uzak noktasına kadar gidecek mazotun
 tamamını ÖTV ve KDV 'siz alamıyoruz. Nakliyenin tamamını bitirmediğiniz zaman bile
 biz bu istisnadan yararlanamıyoruz. Birinci önceliğimiz bu istisnadan
 yararlanabiliyor olmak. Deniz taşımacılığı tamamen yararlanıyor. Bu haksız
 rekabet için önemli bir girdi.

                Yılda yaklaşık 1.000 avro Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ödüyoruz. Oysa
 bir sanayici makinesini ithal ederken bir kere vergisini veriyor ve makinesini
 çalıştığı sürece başka bir vergi ödemiyor. Bizim üretim aracımız arabamız. İthal
 ederken ÖTV ve KDV 'sini ödüyoruz. Ondan sonra da her yıl vergi ödüyoruz. Biz bu
 vergiden istisna tutulmak istiyoruz.

                Diğer bir talebimiz vadelerin sınırlandırılması. İthalat ve ihracatçılar
 bizim taşımadan doğan alacaklarımızın vadelerini 2, 3, 4 ay gibi uzun bir
 periyoda yayıyorlar. Oysa biz bunun 1 ay 45 gün ile sınırlandırılmasını
 istiyoruz. Biz bir finansman şirketi değiliz. Tüm harcamaları peşin yapıyoruz.
 Maliye Bakanlığı bir yasa ile karayolu taşımasında fatura kesiminde bir aylık
 ödeme süresi getirebilir.'

                'TÜRKİYE 'DE LOJİSTİK ÜS YOK'

                Ruhi Engin Özmen, Avrupa 'da üretim merkezlerinin yanında lojistik üsler
 bulunmasına karşın Türkiye 'de lojistik üs bulunmadığını ve  Ankara  'da
 meslektaşları tarafından oluşturulan 500 dönümlük bir lojistik merkez bulunduğunu
 belirtti.

                Oysa İstanbul 'un lojistik konusunda Türkiye 'nin en gelişmiş merkezi
 olmasına karşın nakliyecilerin kendi imkanlarıyla oluşturdukları depolar,
 antrepolar ve TIR parklarında bu hizmetin verildiğini ifade eden Engin Özmen,
 bunun hem zaman, hem ekonomik olarak verimliliği kısıtladığını söyledi.

                UND Başkanı Özmen, şu öneride bulundu:
                'şžehir içinde mal sevkıyatı olmaz. Önerimiz İstanbul 'da 2 lojistik üs
 oluşmasıdır. Bunların biri Asya, biri Avrupa yakasında. Eğer yerel yönetimler,
 hükümet bu konuda tam destek verir, yerleri ayarlar, imar planlarına işlenirse,
 bizler de yatırımlarımızı oraya yaparak lojistik üslerin avantajlarını hem
 sektöre, hem ülkeye yaşatırız. Talebimiz bakanlık düzeyinde var. TOBB 'da ve
 TİM 'de sektörün sahibi olarak bunu dillendiriyoruz. Belediye ile lojistik üs
 alanlarının açılması konusunu görüşüyoruz. Ama hala sonuç alma noktasında
 değiliz. Mersin 'de lojistik üs düşünülüyor. Sektörün gelişmesine yönelik bu
 isteklerimiz çok afaki değil. Sektörün gelişmesini isterken ülkenin gelişmesiyle
 ilgili paralel şeyler istiyoruz. Devletin biraz daha fazla bize ilgi göstermesini
 istiyoruz.'

                İPEK YOLU

                Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin
 Özmen, bugün ticaretin doğuya kaydığını ve İpek Yolu 'nun önemli bir güzergah
 olduğunu belirterek, şunları söyledi:
                'Ancak Türkiye İpekyolu 'nda bypass oldu. şžu anda iki ana güzergah var.
 çin 'den gelen ve Türk Cumhuriyetlerinden Hazar 'a ve Karadeniz üzerinde Avrupa 'ya
 giden yol ile yine çin ve Sibirya üzerinden Rusya 'dan ve Kuzey Avrupa 'ya giden
 bir yol var. Doğuda çin en büyük üretim merkezi. Burada üretilen malları Akdeniz
 üzerinden Avrupa 'ya gitmesi için Pakistan İran ve Türkiye üzerinden gitmesi bizim
 hedefimiz ve isteğimiz. Bunun için çalışmalar yapıyoruz. Afganlı ve İranlı
 dostlarımızla biraraya gelerek bu güzergahın biran önce hayata geçmesini
 sağlamaya çalışıyoruz. Bu Türk nakliyesine yeni pazarlar ve yeni iş imkanları
 açmak ve doğunun zenginliklerini batıya ulaştırmak için en kısa yol olması adına
 çok önemli. Eğer biz bunu başarabilirsek, Türkiye 'deki Akdeniz 'de bulunan
 limanlar transit aktarma limanı olacak ve buraya gelen malların konteynerlerin
 emtiaların tamamı gemiler aracılığıyla ya Amerika 'ya veya da karayoluyla
 Avrupa 'ya gidecek. Bu ülkemiz için büyük bir girdi.'

                Özmen, Türkmenistan 'da Pakistanlı meslektaşları ve Ulaştırma Bakanlığı
 yetkilileriyle görüştüklerini, önümüzdeki süreçte hem Pakistan 'da hem de
 İstanbul 'da biraraya gelerek bu güzergahın açılması noktasında neler
 yapabileceklerini konuşacaklarını, ayrıca sivil toplum örgütleri, BM ve ilgili
 ülkelerdeki devlet erkanı ve Türk hükümetini de bu işin içine katarak bu
 güzergahın gündemde kalmasını ve bir an önce de açılmasını sağlayacaklarını
 kaydetti.
AA


Geri Dön