Genel

İstanbul'da 98den önce yapılan binaların yüzde 52si riskli!

Olası bir depremde İstanbulu bekleyen büyük tehlikenin boyutlarını gözler önüne seren Kadir Topbaş, Ağırlıklı sıkıntıyı göreceğimiz, depremde yüzde 52 etkilenmeyi gösterecek yapılar, 1998 öncesi yapılardır dedi

Vandaki 7.2lik sarsıntı nedeniyle bir kez daha deprem gerçeğiyle yüzleşen Türkiye, yapı stoğunu nasıl güçlendireceğini tartışırken, beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaştan çarpıcı açıklamalar geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin1999 Marmara Depreminden sonra üniversitelere çok sayıda zemin ve bina etüt çalışması yaptırdığını söyleyen Topbaş, 1998den önce yapılan binaların güvensizliğine dikkat çekti. Topbaş, Ağırlıklı büyük sıkıntıyı göreceğimiz, olası bir depremde yüzde 52 etkilenmeyi gösterecek yapılar, 1998 öncesi yapılardır. Galata, Pera bölgesindeki 100 yıllık yapılardaki etkilenme oranı ise yüzde 2.5 gibidir. Görüntü böyle dedi.

Vatandaşın katkısını sağlamak gerekiyor

İstanbulda deprem riskini herkesin kabullendiğini belirten Topbaş, Bunun için somut adımlar bekleniyor ve sorunu çözmek adına birçok yöntem var. Göreve geldiğimizden beri kentsel dönüşüm yapalım dedik. Şehirde çöküntü alanları var ve yapım esnasında mühendislik hizmeti almamış, tekniğine uygun yapılmayan riskli alan dediğimiz alanlar var. Dönüşüm yapılması gereken başka alanlar var. Deprem özelinde bakınca, İstanbulluların bu konuya katkı verebilmesini sağlamak gerekiyor. Bazı büyük inşaat firmaları evini ver, karşılığında ev al diyorlar. Onun olabilirliği şöyle; şehir merkezinde, bloklar şeklinde evler apartmanlar şeklinde kendi aralarında ev sahipleri ile oluşturabilirler. Biz mahallelerin birçok adasına birden girmek istiyoruz diye konuştu.

Galata ve Pera bölgesi ayakta kalacak ama...

1998 öncesinde yapılan binalara dikkat çeken Topbaş şöyle devam etti: 1999 depreminden önce hep bu konuyu dile getirmiştim. 1998 öncesi yapılar başlı başına bir sorun. Bakın, öyle kaçak yapı vardır ki depreme güçlüdür. Adam evini sağlam yapmıştır. Bir de ruhsatlıdır ama denetim olmamıştır, mühendislik hizmetini doğru almamıştır o da iskanlı olmasına rağmen risk taşıyabilir. Özellikle konuştuğumuz riskli alanlar ve riskli yapılar. Bir şeyi biraz daha net söylemek lazım; 1999dan sonra İstanbula yapılan binalar daha dikkatli yapılardır. Mühendislik hizmeti alanlar, daha doğrudur. 2. derece deprem kuşağında değerlendirildiği için statikleri iki kat arttırılarak alınmıştır. Bizim daha çok 1998 öncesini konuşmamız gerekiyor. Ağırlıklı büyük sıkıntıyı göreceğimiz, olası bir depremde yüzde 52 etkilenmeyi gösterecek yapılar 1998 öncesi yapılardır. 100 yıllık yapılar Galata, Pera bölgesindeki yapılardaki etkilenme oranı ise yüzde 2.5 gibidir. Baktığınız zaman olay böyle görünüyor.

Zaman aleyhimize işliyor yasal düzenleme gerekli

Deprem önlemleri konusunda geçen her günün aleyhlerinde işlediğini belirten Topbaş, İstanbulda 1 milyon 600 bin yapı stoku var. Türkiyenin 5/1 nüfusundan ve ekonomik başkentinden bahsediyoruz. Herhangi bir alandan bahsetmiyoruz. Bunların belirlenmesi de dönüşüm için ciddi bir zaman ve önemli bir kaynak olduğunu gösteriyor. İnşaat sektöründeki teknolojik gelişmeler ve inşaat sektöründeki firmalar çok güçlüler ve hızlı imalat yapabiliyorlar. Burada sadece binanın yapım süreci değil, bir miktar imar artışı gelince alt yapının yeterli olmayacağı ve ilaveler yapılacağı düşünülmeli. Bu da kentsel dönüşüm için bir zaman artışı demek. Üç beş yılla sınırlamak istemiyorum ama topyekûn bir çalışma olursa İstanbul bir şantiyeye döner. Kesinlikle siyaset yapmaksızın bu işe destek verilirse bu işi çözeriz. Bu olumsuz sonuç hepimizi etkileyeceğine göre en kısa sürede bu işi tamamlamak gerekir. Güçlendirme denilince bu bir mühendislik işi. Seçimlerden önce bir söylemim vardı. İmara aykırılık nedeniyle ruhsatı olmayan ama yaşanılan birimler var. Ruhsatlı başlanılan ama ruhsatlı bitmeyen ya da her şeyi kaçak olanlar var. Bunlara bir düzenleme getirmek gerekir. Yasal düzenlemeler ile geçici haklar ile düzenleme getirilebilir diye konuştu.

5-6 milyar dolara felaketi önleriz

Kentsel dönüşüm yaparken imar artışının da verilmesiyle ilgili de değerlendirmede bulunan Topbaş, Bir kısmında yer yer imar artışları vererek bu fırsatı vermeye çalışıyoruz. Vatandaşın burada kendi yaşam alanları, mahalle, yapı adası ve siteler şeklinde mahalle toplantıları yaparak, muhtarlardan bunu isteyerek, bölgeler bölgeler diye ilgili taleplerin ilçe belediyesi ile bize aktırırlarsa, biz buralara hemen girebiliriz. Özellikle ilçe belediyeleri ve yerel yönetimler ile bazı kuruluşlar bu dönüşüme ciddi destek veriyor. Kooperatif siteleri özellikle kendince kurumsal özelliği olan, bir yönetimi olan, birlikte yıllarca yaşayan insanlar bu kararları daha çabuk alabilirler. Bir yenileme dönüşüm kararını alınca kendi ilçe belediyelerini bunu aktararak, bize de bunu aktarmış olurlar. Biz burada imkan dahilinde, belli ölçekte, olabilecek seviyede gerekirse imar artışı da sağlayarak yenilenmesini sağlayabiliriz. Kooperatif yapılarında tereddütlerimiz var. O yapıların yapılış sürecindeki dikkatsizlik ve kontrolsüzlükleri biliyoruz. Senaryolarda olası bir depremde 100 milyar dolarlık kayıplardan söz ediyorlardı. Şimdi 5-6 milyar dolar gibi birimini şimdi harcarsanız, bu felaketin önüne geçmiş olursunuz öngörüsü vardı. Bizim depremle ilgili hazırlıklarımız var. Zemini biliyoruz. Önümüzü görebiliyoruz. Şu anda vatandaşın bize destek olması ve biz varıp deyip bize gelmeleri gerekiyor dedi.

Kamu sağlam sorun evlerde

Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığına deprem önlemleri konusunda destek verileceğini ve bunun uzun vadeli krediye gidebileceğinden bahsedildiğini hatırlatan Topbaş, Her yönü ile yönetim bir fırsat koyuyor. Burada bu ihtimallerden birini tercih etmek yaşayan insanlara düşüyor. Yönetim olarak şunu istemiyoruz. İnsanlar kendilerine verilebilecek olandan daha fazla kat, daha fazla daire alma arayışına girmemeli. Bu tip talepler olmamalı. Eğer maksat oradaki yaşam alanının riskinden kurtulmak ise... En kolay yolu, doğru adımlar atmaktır. Ama orada daha fazla maddi talepler artış gösterirse, bu konu sürüncemeye girer. 1996da kurulan deprem müdürlüğü ile birlikte genişleterek, İstanbulun 12 jeolojik etüt haritaları ve özellikle tusunami haritalarını yaptık. Zemini gayet iyi biliyoruz. Kamu binaları büyük ölçekte düzenlendi bir sorun yok. Sadece vatandaşın yaşadığı alanlar da sıkıntı var. Bunlarla ilgili somut adımların atılması isteniyor. Doğru olan afet öncesi yapılacak olan çalışmalar ve alınacak tedbirlerdir. Afet sonrası için araç, ekipman çalışmamız oldukça iyi. 160 bin çadırlık, 9 milyon metrekarelik alanı kapsayan, 250 alanda çadır kent alanları belirlenmiştir. Takriben 670 bin insanın bu çadırlarda barınması sağlanacaktır. Kamu binaları, statları ve kapalı spor alanlarını da kattığımızda İstanbulda 1 milyon 50 bin kişiyi barındıracak kapasite var.

Erdinç Akkoyunlu/Star