İstanbul'un atardamarı olarak Divanyolu gösteriliyor!
Erdal Şafak, Sabah Gazetesi'ndeki bugünkü köşesinde "Kubbede baki kalan" başlıklı yazıyı kaleme aldı. İstanbul kim bilir kaç basileus, kaiser, ogustus, imparator, padişah, sadrazam, veziri azam, cumhurreisi, cumhurbaşkanı, başvekil...
İstanbul kim bilir kaç basileus, kaiser, ogustus, imparator, padişah, sadrazam, veziri azam, cumhurreisi, cumhurbaşkanı, başvekil, başbakan, şehremini, belediye reisi, belediye başkanı gördü...
Kaçının eserleri bugün bile duruyor
Kaçı bu "Yedi Tepeli Şehir"de, bu "Yeni Roma" da kalıcı izler bıraktı
Düşünün; bugün bile İstanbul'un atardamarı olarak Divanyolu gösteriliyor. İmparator I. Konstantin'in 330 yılında yaptırdığı, Osmanlı'nın protokol yolu olarak kullandığı cadde.
Bugün bile İmparator II. Justinyen'in 532-537 yılları arasında yaptırdığı Ayasofya'yı seyrediyoruz hayranlıkla.
Ve Fatih Sultan Mehmet'in 1462- 1468 yılları arasında Mimar Sinaüddin Yusuf Bin Abdullah'a inşa ettirdiği, Fatih Camii ve külliyesini.
Ve Mimar Sinan'ın 1551-1558 yılları arasında inşa ettiği "Muhteşem Sultan Kanuni Süleyman"ın adını taşıyan Süleymaniye Camii'ni.
Ve Padişah I. Ahmet'in 1609-1616 yılları arasında Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırdığı Sultan Ahmet Camii'ni.
Ve 1597'de Sultan III. Murat'ın eşi Safiye Sultan'ın temelini attırdığı, 1663'te Padişah IV. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan'ın tamamlattığı Yeni Cami'yi.
Roma İmparatoru Valens'in 4'üncü yüzyılın sonunda yaptırdığı Bozdoğan Kemeri bugün hâlâ ayakta. (Not: Uzunluğu 930 metre kadardı. Günümüze 881 metrelik bölümü kaldı.)
I. Konstantin'in armağanı olan Sultan Ahmet Meydanı bugün bile mega kentin en büyük alanı.
Ve Dolmabahçe Sarayı ve Yıldız Sarayı... Ve Eminönü Köprüsü... Ve Galata Köprüsü...
Sonra ne ekledik onlara Cumhuriyet döneminde
Boğaziçi Köprüsü, tamam. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, tamam...
Başka Rahmetli Adnan Menderes 1957'de Vatan ve Millet caddelerini inşaatın başında durarak, sürekli denetleyerek açtırdığında, muhalefet kıyameti koparmıştı; "Buraya uçak mı indirteceksiniz" diye... Bugün bile İstanbul'un iki toplardamarı onlar.
Yine Menderes buldozer gibi geçip Barbaros Bulvarı'nı açtırdığında, "İstanbul'a hançer sapladı" denilmişti... Bugün İstanbul'un kalbi o güzergâhta atıyor.
Yine Menderes, Edirne Asfaltı'nı yaptırdığında (Günümüzdeki E-5) neler denilmişti neler...
Başka, başka
Rahmetli Turgut Özal, TEM otoyolu projesi için az mı eleştiri göğüslemişti...
Başka, başka...
Gördüklerimiz, gezdiklerimiz, geçtiklerimiz bu kadar...
İşte Başbakan Erdoğan, "Muhteşem projesi" ile şair Nedim'in bir kasidesinde "Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır" dediği "Bi-misl'ü beha" İstanbul'u coğrafi, mimari, şehircilik, ekonomik açılardan bambaşka boyutlara taşıyor. Helal olsun.
İçinden iki deniz geçen, bir ada ve iki yarımadadan oluşan İstanbul'u bir an önce görmek ve yaşamak için hep birlikte gün sayalım.
Sabah/Erdal ŞAFAK