İstanbul'un en pahalı semti: Bebek
İstanbul'un en lüks ve pahalı olan semtinde sizde yaşamak istermisiniz? İşte Bebek hakkında bilmeniz gereken bütün bigileri sizin için derledik.
Bebek İstanbul'un Beşiktaş ilçesine bağlı, Boğaziçi'nin Avrupa yakasında bulunan görkemli bir semttir. İstanbul' un Avrupa yakasının en müstesna semtlerini saymaya kalksak, aklımıza ilk gelen semtlerden biri olurdu kuşkusuz. Elitizmin, oturmuş bir Batılı yaşam tarzının, lüksün ve sükûnetin belirgin olarak hissedildiği bir semt. Genelde İstanbul'un yüksek gelirlilerin oturduğu semt aynı adı taşıyan bir deniz koyuna da sahiptir. Burada yerli ve yabancı yat ve motorlar demir atmaktadırlar. Semt Rumeli Hisarı ile diğer meşhur semt Arnavutköy arasında kalır.
Bebek'in özelliği, İstanbul'un en lüks ve pahalı semtlerinden biri olmasıdır. Bu nedenle emlak fiyatları aşırı derecede yüksektir. Dolayısıyla yüksek gelir gruplarının, yabancı misyonlarda ve şirketlerde çalışan üst düzey elemanların tercih ettikleri bir semt haline gelmiştir. Nüfus olarak eskiden olduğu gibi yine yabancıların önemli bir yeri vardır.
Bebek'in en önemli özelliklerinden biri de korularıdır, yani İstanbul'da eskiden çok fazla olan ama gün geçtikçe azalan yeşil dokunun önemli bir kısmını barındırır. Çünkü İstanbul'da ayrıcalıklı bir hayat yaşamanın en önemli ölçülerinden biri, yeşil bir doku içinde olmaktır yani doğa, birçok büyük kentte olduğu gibi burada da bir ayrıcalıktır.
Bebek'e içerden bakarsak sakin bir hayatla karşılaşırız tabii ana cadde üzerinde bulunan ve genç nüfusa yönelik yeme içme ve eğlence sektörünü bir kenara bırakırsak. Sahilden geçen bir ana cadde, cadde üzerindeki küçük ama şık dükkânlar, Bebek çarşısı diyebileceğimiz manav, market, kitapçı gibi yerler... Bunlardan en bilineni ünlü Bebek Badem Ezmecisi'dir. Semtin farkı burada bile hissettirir kendini. Badem ezmesi; yapımı, tadı, malzemesi gibi nedenlerle çok özel sırları olmayan lezzetli bir tatlıdır. Ve Bebek Badem Ezmecisi'nin uzun yıllara dayanan bir geçmişi vardır. Ancak bu tatlıyı ondan çok daha eski ve köklü olan bir başka isimden neredeyse yarı fiyatına satın alabilirsiniz ve aslında ikisi de badem ezmesidir.
Bir zamanlar, kötü havalarda teknelerin sığınmaya çalıştıkları ve bir dönem kalafat yeri olarak kullanılmış Bebek Koyu bugün yatların, yelkenlilerin ve sürat motorlarının demirledikleri bir koy görünümündedir. Bebek Vapur İskelesi'nin ve Bebek Camii'nin yanında, Mısır Konsolosluğu'na doğru park olarak uzanan bölgede 1908'de Bebek Gazinosu diye bilinen bu gazino yapılmış, ancak 1980'li yıllarda yıkılmıştır.
Güney'deki Küçükbebek kesimi kuzeydeki Büyükbebek kesimine oranla daha yoğun bir yerleşmedir. Akıntıburnu'ndan Aşiyan'a kadar olan sahil şeridinde pek az yalı kalmıştır, gene burada yoğun trafikli sahil yolu geçmektedir.
Tarihçesi
Küçük bir balıkçı köyü olarak, tarihinin Hıristiyanlık öncesi döneme kadar gittiği sanılan semtin bilinen en eski adının, çeşitli kaynaklarda çeşitli şekillerde yazılan (Challae, Chilai, Khile) Skallai (iskeleler) sözcüğünün bozulmuş bir biçimi olan Hallai olduğu ileri sürülmektedir.
Osmanlı döneminde Bebek'e ve Bebek adının kökenine ait ilk bilgiler İstanbul'un fethi'nin hemen öncesine gider. İstanbul'un kuşatılması sırasında ve Rumeli Hisarı yapılırken bu yörede Bizans egemenliğinin zayıfladığı, hatta buradaki balıkçı köylerinin Galata'ya bağlı oldukları sanılmaktadır. Başta Evliya Çelebi olmak üzere, bazı kaynaklar, II. Mehmed'in Rumeli Hisarı'nın yapımı ve kuşatma sırasında asayişi sağlamak üzere buraya Bebek Çelebi adlı veya lakaplı bir bölükbaşı tayin ettiğini; Bebek Çelebi'nin semtte bir köşk ve bir bahçe kurduğunu, ölümünden sonra semtin onun adıyla anıldığını yazmaktadır.
Bebek'in rağbet gören bir semt halne gelmesi III. Ahmed (hd. 1703-1730) ve sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa zamanına rastlar. Bu dönemde Bebek Bahçesi'nde Hümayunabad Kasrı, Bebek Camii, mektep, çeşme, hamam, değirmen ve dükkânlar inşa edilmiş, semt kalabalıklaşmaya başlamıştır; Türkler, Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler semtte köşkler konaklar, yalılar yaptırmışlardır.
Bebek (Jan Matejko, 1872)Semtin yazlık olmaktan çıkıp sürekli yaşanan bir semt haline gelmesinde 19. yy ortalarından itibaren vapur seferlerinin başlamasının, daha sonra da tramvayın gelmesinin payı vardır. 19. yy'ın sonlarından itibaren sahilde ve sırtlara doğru yalılar ve köşkler çoğalmıştır. 1914'te Şirket-i Hayriye'nin yayımladığı Boğaziçi adlı kitapta, Bebek'te çoğunluğun Müslüman olduğu, ancak İngiliz, Fransız ve Amerikalıların da bulunduğu kaydedilmektedir. Amerikalıların varlığı 1863'te Bebek sırtlarında kurulan Robert Kolej ve Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde ders veren öğretmenlere bağlanabilir.
1965-1970 sonrasındaki Boğaz tepelerini ve korularını tahrip eden hızlı yapılaşma sırasında Bebek sırtlarının yeşili bütünüyle ortadan kalkmış; ahşap ve eski kagir evler yıkılarak yerlerine apartmanlar dikilmiş, Bebek yokuş ama çok işlek bir yolla Etiler'e bağlanmıştır.
Sabah Emlak
Bebek'in özelliği, İstanbul'un en lüks ve pahalı semtlerinden biri olmasıdır. Bu nedenle emlak fiyatları aşırı derecede yüksektir. Dolayısıyla yüksek gelir gruplarının, yabancı misyonlarda ve şirketlerde çalışan üst düzey elemanların tercih ettikleri bir semt haline gelmiştir. Nüfus olarak eskiden olduğu gibi yine yabancıların önemli bir yeri vardır.
Bebek'in en önemli özelliklerinden biri de korularıdır, yani İstanbul'da eskiden çok fazla olan ama gün geçtikçe azalan yeşil dokunun önemli bir kısmını barındırır. Çünkü İstanbul'da ayrıcalıklı bir hayat yaşamanın en önemli ölçülerinden biri, yeşil bir doku içinde olmaktır yani doğa, birçok büyük kentte olduğu gibi burada da bir ayrıcalıktır.
Bebek'e içerden bakarsak sakin bir hayatla karşılaşırız tabii ana cadde üzerinde bulunan ve genç nüfusa yönelik yeme içme ve eğlence sektörünü bir kenara bırakırsak. Sahilden geçen bir ana cadde, cadde üzerindeki küçük ama şık dükkânlar, Bebek çarşısı diyebileceğimiz manav, market, kitapçı gibi yerler... Bunlardan en bilineni ünlü Bebek Badem Ezmecisi'dir. Semtin farkı burada bile hissettirir kendini. Badem ezmesi; yapımı, tadı, malzemesi gibi nedenlerle çok özel sırları olmayan lezzetli bir tatlıdır. Ve Bebek Badem Ezmecisi'nin uzun yıllara dayanan bir geçmişi vardır. Ancak bu tatlıyı ondan çok daha eski ve köklü olan bir başka isimden neredeyse yarı fiyatına satın alabilirsiniz ve aslında ikisi de badem ezmesidir.
Bir zamanlar, kötü havalarda teknelerin sığınmaya çalıştıkları ve bir dönem kalafat yeri olarak kullanılmış Bebek Koyu bugün yatların, yelkenlilerin ve sürat motorlarının demirledikleri bir koy görünümündedir. Bebek Vapur İskelesi'nin ve Bebek Camii'nin yanında, Mısır Konsolosluğu'na doğru park olarak uzanan bölgede 1908'de Bebek Gazinosu diye bilinen bu gazino yapılmış, ancak 1980'li yıllarda yıkılmıştır.
Güney'deki Küçükbebek kesimi kuzeydeki Büyükbebek kesimine oranla daha yoğun bir yerleşmedir. Akıntıburnu'ndan Aşiyan'a kadar olan sahil şeridinde pek az yalı kalmıştır, gene burada yoğun trafikli sahil yolu geçmektedir.
Tarihçesi
Küçük bir balıkçı köyü olarak, tarihinin Hıristiyanlık öncesi döneme kadar gittiği sanılan semtin bilinen en eski adının, çeşitli kaynaklarda çeşitli şekillerde yazılan (Challae, Chilai, Khile) Skallai (iskeleler) sözcüğünün bozulmuş bir biçimi olan Hallai olduğu ileri sürülmektedir.
Osmanlı döneminde Bebek'e ve Bebek adının kökenine ait ilk bilgiler İstanbul'un fethi'nin hemen öncesine gider. İstanbul'un kuşatılması sırasında ve Rumeli Hisarı yapılırken bu yörede Bizans egemenliğinin zayıfladığı, hatta buradaki balıkçı köylerinin Galata'ya bağlı oldukları sanılmaktadır. Başta Evliya Çelebi olmak üzere, bazı kaynaklar, II. Mehmed'in Rumeli Hisarı'nın yapımı ve kuşatma sırasında asayişi sağlamak üzere buraya Bebek Çelebi adlı veya lakaplı bir bölükbaşı tayin ettiğini; Bebek Çelebi'nin semtte bir köşk ve bir bahçe kurduğunu, ölümünden sonra semtin onun adıyla anıldığını yazmaktadır.
Bebek'in rağbet gören bir semt halne gelmesi III. Ahmed (hd. 1703-1730) ve sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa zamanına rastlar. Bu dönemde Bebek Bahçesi'nde Hümayunabad Kasrı, Bebek Camii, mektep, çeşme, hamam, değirmen ve dükkânlar inşa edilmiş, semt kalabalıklaşmaya başlamıştır; Türkler, Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler semtte köşkler konaklar, yalılar yaptırmışlardır.
Bebek (Jan Matejko, 1872)Semtin yazlık olmaktan çıkıp sürekli yaşanan bir semt haline gelmesinde 19. yy ortalarından itibaren vapur seferlerinin başlamasının, daha sonra da tramvayın gelmesinin payı vardır. 19. yy'ın sonlarından itibaren sahilde ve sırtlara doğru yalılar ve köşkler çoğalmıştır. 1914'te Şirket-i Hayriye'nin yayımladığı Boğaziçi adlı kitapta, Bebek'te çoğunluğun Müslüman olduğu, ancak İngiliz, Fransız ve Amerikalıların da bulunduğu kaydedilmektedir. Amerikalıların varlığı 1863'te Bebek sırtlarında kurulan Robert Kolej ve Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde ders veren öğretmenlere bağlanabilir.
1965-1970 sonrasındaki Boğaz tepelerini ve korularını tahrip eden hızlı yapılaşma sırasında Bebek sırtlarının yeşili bütünüyle ortadan kalkmış; ahşap ve eski kagir evler yıkılarak yerlerine apartmanlar dikilmiş, Bebek yokuş ama çok işlek bir yolla Etiler'e bağlanmıştır.
Sabah Emlak