İstanbul’un yapı stoğu envanteri çıkartılmalı!
Özel konutların depreme dayanıklılığının tespit edilmediğini vurgulayan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, ‘2002’deki planlar hayata geçseydi İstanbul deprem güvenlikli bir kent olacaktı’ diye konuştu.
17Ağustos 1999 depreminden sonra en çok kullanılan cümlelerden biri “Deprem öldürmez, bina öldürür” oldu. Bütün depremlere baktığımızda bu sözün gerçekliği daha da netleşti. İstanbul gibi yüksek deprem riski olan bir kentte yapılması gerekenlerin listesi bir hayli fazla. Peki İstanbul’da binalarımız depreme ne kadar dayanıklı?
Aydınlık Gazetesi'nden Hülya Çatıkkaya'nın haberine göre; denetimin önemini anlatan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna kentsel dönüşümle ilgili de önemli uyarılarda bulunuyor.
1-Deprem İstanbul’u nasıl etkiler?
Kocaelidepremi sanayinin yoğun olduğu bir bölgede olmuştu ve etki alanı oldukça büyüktü. Marmara bölgesinin büyük bir bölümünü etkilemişti. Bugün beklenen deprem İstanbul merkezli... Deprem çok büyük bir alanı etkileyecek. Hazırlıksız yakalanacak olursak bağımsızlığımızı dahi tehlikeye sokabilecek derecede büyük kayıplara yol açacak. İstanbul ve Marmara bölgesi Türkiye’nin kalbidir. Burası durduğu anda tüm Türkiye durur bağımsızlığımız tehlikeye girer. Onun için alınacak önlemler, yapılacak masraflar büyütülmemeli.
DEPREMİN HASARI 40 MİLYAR DOLARI BULABİLİR
1999 depremi petrol rafinerileri ve tesislerinin hasar almasıyla birlikte 20 milyar dolarlık bir zaiyata yol açtı. Beklenen İstanbul depremi de minimum bunun iki misli olacak. Bugüne kadar yapılanlara baktığımızda bir arpa boyu kadar yol aldığımızı görüyoruz. Köprü ve viyadüklerin büyük bir bölümünün elden geçtiğini görüyoruz. Deprem güvenlikli hale getirildi. Okullar hastaneler bazı kamu binaları da güçlendirildi. Bazıları yıkılıp yeniden yapıldı. Ama rakamlar o kadar iç açıcı değil.İstanbul’da üç bin küsür özel okul, üç bin küsür de devlet okulu var. Bunun beş yüze yakını güçlendirilmiş veya yıkılıp yeniden yapılmış. İstanbul’un yapı stoğunun büyük bir bölümü özel konutlardan oluşuyor. İki milyona yakın yapı stoğumuz var. 1999’dan bu yana özel konutlarla ilgili hiç bir şey yapılmadı. 2018’de Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki “Kentimizdeki kamu binalarının tümünün deprem güvenlikli hale gelmesi için 2023 senesine kadar ihtiyaç var” demişti. Ama 2023’e zor yetişecek. Bunun yanında “İstanbul’daki özel konutların deprem güvenlikli hale getirilmesi için 20 yıla ihtiyacımız var” dendi. 1999 depreminden sonra bunları biz de söylemiştik. Böyle bir süreçte biz 20 yılı demek ki boşa geçirmiş oluyoruz.
‘İSTANBUL’UN YAPI STOĞU ENVANTERİ ÇIKARTILMADI’
2-Kentsel dönüşüm çalışmalarında deprem tehlikesi göz önüne alınıyor mu?
2011 senesinde kentsel dönüşüm yasası çıktı. Kentsel dönüşüm çok doğru bir şeydir. Ama böyle değil. Şimdi yapılanlar bireysel dönüşümler. Rantı fazla olan yerlerdeki binanın yıkılıp tekrardan yeniden yapılması. O binalar gerçekten öncelikle yapılması gereken binalar mıydı? Hayır değil. En büyük hata; İstanbul’un yapı stoğu, yapı envanteri çıkarılmış değil.Bu yapı envanteri çıktığı zaman öncelikli yıkılması gereken binalar tespit edilecek yıkılıp deprem güvenlikli hale getirilecek. Ne kadar erken yol alırsak o kadar kenti deprem güvenlikli hale getiririz. Binaların hepsini yıkıp yapacağız demek de bir hayal ürünüdür. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yoktur. Dünyanın hiç bir ekonomisinin bu binaların hepsinin yıkılıp yeniden yapılmasına gücü yetmez.
Olası bir deprem anında yıkılacak, can güvenliği olmayan binalar tespit edilip yıkılır, tekrar yapılır. Diğer binalar güçlendirilerek deprem güvenlikli hale getirilir. Kentsel dönüşümdeki hedef insana odaklı projeler üretebilmektir. Burada, insana, çevreye saygılı, çocuk bahçeleri, parkları, dini yapıları olan alanları yaratarak yapılan işlerdir. Şu anda kenti daha da yaşanmaz hale getiriyorlar. Yapılan binalar deprem güvenlikli midir? Öyle umuyoruz. Yeni yönetmeliklere yeni teknolojiye göre yapıldığı için yeni yapılanlar deprem güvenliklidir. Vatandaşlarımız kendi paralarıyla yaptırmak istiyorlarsa bunu yaptırabilirler. Ama riskli olan öncelikli olan binaları tespit etme görevi yöneticilerindir.
3-Bina yapımında denetim süreci nasıl olmalıdır?
İstanbul’da öncelikle yapı envanterinin, yapı stoğunun sayısı ve niteliğinin belirlenmesi sonra bir stratejik plan dahilinde bu işlerin yürütülmesi gerekiyor. Kentimizin deprem güvenlikli kent haline getirilmesi gerekiyor. 1999’dan bu yana 20 yıl geçti. 1999 depreminden 2002’ye kadar İstanbul Valiliği’nin koordinatörlüğünde üniversiteler ve meslek odaları birlikte İstanbul Deprem Master Planı hazırladı.
Bu çok önemli bir plandı. Ama şimdi tozlu raflarda bekliyor. Hayata geçirilseydi İstanbul 15 ile 20 yıl arasında deprem güvenlikli bir kent haline gelebilirdi. Yöneticilerimiz o günkü planı çıkartsınlar, bugüne göre revize etsinler, uygulamaya başlasınlar. Türkiye’deki en büyük sıkıntı işlemeyen nokta denetimdir. 2001 senesinde 595 sayılı kanun KHK’yla yapı denetimi hayata geçirildi. O günkü yapı denetim ülkemiz için mükemmel ve çok doğru birşeydi. Ama bir takım dış baskılara dayanılamayarak 595 sayılı KHK ile yapı denetim yasası kararı iptal edildi. Çünkü orada bir sigorta ayağı vardı. Sigortasız denetim bir işe yaramaz. Şu an yürürlükteki yasa 4708 sayılı yapı denetim yasası. 19 tane pilot il seçildi ama maalesef bu 10 sene sürdü. Pilot il uygulaması 10 sene sürmez. Van depreminden sonra 81 ile yayıldı. Yapı denetim yasasındaki en büyük sıkıntı, kamu binalarının denetim dışı bırakılması. Niye diye sorulduğunda “bizim denetim mekanizmalarımız var biz içeriden denetlettiriyoruz onun için yapı denetim yasasına koymadık” diyorlar.
TOPLANMA ALANLARI ÇOĞALTILMALI
4-Vatandaşları depreme karşı bilinçlendirme nasıl olmalı?
Los Angeles San Andreas fay hattı, Kuzey Anadolu fay hattıyla aynı özellikleri taşır. Japonyadeprem ülkesidir. Buralarda çocuklara anaokulundan itibaren deprem olgusu öğretilir. Depreme karşı üç aşama vardır: Deprem öncesi hazırlıklar, deprem anında ne yapacağız, deprem sonrasında ne yapacağız. Okul öncesi ve okul eğitimlerinde çocuklarımıza depreme karşı o bilinci vermeli, hazırlamalıyız. Aile içinde çalışmalar yapmalıyız. Büyük bir afetten sonra en büyük ihtiyacımız olan deprem toplanma alanlarının acilen çoğaltılıp yerlerinin belirlenip altyapılarının hazırlanması gerekir.