İşte 1+1 dairelerin tercih edilme sebebi!
Türkiye’de 1+1 ev patlaması yaşanıyor. Peki ama neden? Özel hayatın mahrumiyeti korunsun ancak olayın sosyal ve güvenlik boyutu alarm veriyor. Nereden çıktı bu evler? Dünyadaki uygulamaları nasıl, uzmanlarına sorduk.
Google ya da her hangi bir arama motoruna girip “1+1 günlük kiralık” yazdığınızda, karşınıza ne çıkıyor biliyor musunuz? Tam 106 bin sonuç! İstanbul’da gül resmi üzerine “Günlük-gecelik kiralık” yazan mı dersiniz yoksa kandil ve şarap kadehi fotoğrafı eşliğinde Akdeniz evleri mi? Türkiye’nin dört bir yanındaki 1+1 evler, yani bir yatak odası bir oturma odasından oluşan konutlar revaçta. Büyük şehirlerde yeni yapılan toplu konutlarda 1+1 evlere ağırlık verilirken, eski 3+1 evlerde yeniden dizayn edilerek 1+1’e dönüştürülüyor. Peki ama neden? Resmi kayıtlara göre 25 bini aşan 1+1 evleri kim, neden tercih ediyor? İşin özel hayat kısmı bir tarafa ama kayıt dışı ekonomi ve güvenlik, sosyal yapı sorunları da dikkat çekiyor.
FLAT AND SHARE AKIMININ YANSIMASI
Aslında her şey de olduğu gibi Batı’da başlayan bir akımın Türkiye’ye yansımasıydı olay. Stüdyo ya da Flat and Share veya Loft kavramı, New York, Londra, Paris, Amsterdam gibi şehirlerde son 15 yılda hızla yaygınlaşan bir ev ve yaşam sitili. Ekonomik nedenler ya da günün moda akımlarıyla bazen şehir merkezindeki bir alışveriş merkezinin çatı kadında, bazen bir dubleks evin tavan arasında bazen de eski bir sanayi bölgesindeki yapıların revize edilmiş halinde yaşamaya başladı insanlar. Çoğu zaman 50-60 metrekare ve mutfaksız küçük evler revaçta çünkü günümüz ofis çalışanları genellikle aile kurmaktan uzak yaşadıkları için mutfağa ihtiyaç duymayan bireyler. Bu yapılar, ev bakım ve temizliğinden üşenen insanlar içinde biçilmiş kaftan.
BİZ DE EV DEĞİL OTEL
Son yıllarda başta İstanbul olmak üzere, İzmir, Muğla, Antalya, Ankara ve Mersin gibi büyükşehirlerdeki konut projelerinde de 1+1 evlere ağırlık verilmeye başlandı. Ama bizdeki bu konutların kullanıcıları, 750 bin lirayı aşan fiyatlarına bakıldığında da görüldüğü üzere daha çok öğrenci veya ofis çalışanları değil iyi kazanan kariyerli meslek gruplarının tercih ettiği evler olarak dikkat çekti. Bunda, sessiz, gözden uzak, güvenli, spor veya yeşil alanlı mekan arayışları da etkili oldu.
Ama dünyadaki akımın dışında, son zamanlarda Türkiye’de 1+1 evler ev olarak değil, otel olarak kullanılmaya da başladı. Uzmanlarına göre kimi zaman Anadolu’dan ticari görüşmeler için İstanbul ve büyükşehirlere gelen işadamları veya kalabalık aileleri bulunan Arap turistlerin otele göre daha az masraflı bulmasından dolayı, kimi zaman yurt bulamayan üniversite öğrencileri bu 1+1 evleri tercih etmeye başladı. Ya da bekarlar, eşini aldatan çiftler de öyle.
1+1’in tercih nedeni kayıt dışılığı
Sorunun ekonomik ve güvenlik boyutuna dikkat çeken TUROB Başkanı Timur Bayındır, otellerde kimlik bilgisi vermek istemeyen veya daha az para ödemek isteyen kişilerin 1+1 evleri tercih ettiğini söylüyor: “Ben bir otel açmak için belediyeden önce ruhsat almam sonra itfaiyeden emniyet raporu almalıyım. En az 6-7 kez gelirler ve dünyanın masrafını yaparsınız. Aynı şeyi su ve elektrikte yaşarsınız. Personel maliyeti ve verginiz vardır. Ayrıca oteldeki kimlik bilgileri emniyet sistemine girdiğinden, her gece 01 gibi polis aranan veya şüpheli bulunan kişiler için gelir. Ama sayıları 25 bini aşan ve günlük hatta saatlik kiralanan 1+1’lerde ne standartlara uyuluyor ne de kayıt tutuluyor. Anarşist gruplarda, aklınıza ne gelirse bu evleri kullanabilir. Çözüm, bu evlerin saatlik veya günlük kullanıma izin vermeyen bir kanun çıkarılmasında.
Prof. Dr. Mustafa Acar
Sosyal yapı çözülür
TÜBA Bilimler Akademisi ve Aksaray Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, 1+1 evlerin, Türkiye’de sosyal ve kültürel değişimin bir aynası olduğu görüşünde. Prof. Acar, önlem alınmazsa Türk aile sisteminin 1+1 evler nedeniyle risk altına gireceğini, hatta yakın gelecekte aile yapısının çözüleceğini düşünüyor: “Biz geleneksel olarak anne, baba, çocuklar ve büyükanneyle iki üç kuşağın bir arada yaşadığı bir aile yapısına sahiptik. Modernleşme ve büyükşehirlerdeki nüfus artışıyla, bazen de medya ve televizyon dünyasındaki Batılı küçük aile yapılarının özendirilmesiyle geleneksel Türk aile yapısının bozulduğunu görüyoruz. Artık büyükanne ve büyükbaba, hatta anne ve baba artık olursa bayramlarda ziyaret ediliyor. Evlerdeki çocuk sayısı azalırken, tek başına yaşayan insan sayısı artıyor. Bu büyük bir sosyal tehlike. Bir taraftan 1+1 evlerle, her aile bütçesine uygun evler üretiliyor gibi görünüyor ama kültürel etkileşim ortadan kalkıyor. 1+1 evleri, öğrenci nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde anlarım ama her yerde yaygınlaşması teyakkuza geçilmesini gerektiren bir gelişmedir. Bu, önlem alınmazsa sosyal yapımızdaki çözülme anlamına gelir. Bu iş polisiye tedbirlerle de olmaz. Toplumsal huzurumuzun kaçmaması için anahtar kelime, ilkokuldan başlanarak değerler eğitimi verilmesi.
Bu evleri kiraya veren de işlenen suçtan sorumlu
Gazetelerdeki üçüncü sayfa haberleri, 1+1 evlerde her geçen gün artan güvenlik sorununun da göstergesi gibi. Öldürülen ABD’li Sarai Sierra 1+1 mekanlardan birinde kayıt dışı konakladığı için, ciddi bir ekip oluşturulmasına rağmen polis izini bulmakta zorlanmıştı. Geçtiğimiz günlerde 17 yaşındaki R.Y, Esenyurt’ta günlük kiralanan 1+1 evde, iki arkadaşıyla birlikte bonzai kullanırken öldü. Beşiktaş’taki bir rezidansı günlük kiralayarak uyuşturucu kullanan K.A’da bu şekilde hayatını kaybetti. Günlük 50 lira ile 5 bin lira arasında değişen paralarla bu evleri kiraya veren ev sahipleri ise ölüme sebebiyet vermek, fuhuşa ve uyuşturucuya teşvik ve aracılıktan yargılanıyor.
Tek kişilik hane yüzde + 300 geniş aile sayısı yüzde - 161
Evlerde yıllara göre azalan oda sayısı, Türkiye’de değişen aile yapısının da aynası gibi. Yaşam biçimlerini hızla değiştiren metropollerde evlenmeden ailelerinden ayrılmayan çocuk profillerini tarihe gömüyor. Yeni sitelerde, geleneksel 2-3 kuşaklı Türk ailelerine yönelik 3+1 ya da 4+1 evler yerine 1+1, hatta 1+0 evler ağırlıkta. Çoğunlukla üniversiteye giden gençler okul bitse ve işe başlasalar da ailelerinden uzakta yalnız yaşamaya devam ediyor. Ve artık 18-20 yaşında değil 30’undan sonra evleniyor. Evlendikten sonra ya hiç çocuk yapmıyor ya da bir taneyle yetiniyor. Dolayısıyla mobilya alımından, ısınma masraflarına kadar her açıdan daha az maliyetli bu evleri tercih ediyorlar.
Aile Bakanlığı’nın her beş yılda bir yenilediği ve en son 2011 yılında yaptığı araştırmaya göre, ülke genelinde hanelerin yüzde 9’unda bir kişi, 22’sinde iki kişi, 21’inde üç kişi, yüzde 25’inde dört kişi yaşamaktaydı. Yüzde 51’i, üç ve daha az kişiden oluştuğu görülmekteydi. Bakanlık verilerine göre Türkiye’de son 45 yılda çekirdek aile sayısında yüzde 15, dağılmış aile oranında yüzde 53 artış var. Geniş aile ise yüzde 161 azalmış. Son 45 yılda tek kişilik hanelerin oranı üç kat artmış ve bunun üçte ikisini kadınlar oluşturuyor. Bunda nüfus yaşlanması ve genç iş gücünün göç etmesi de etkili.
1068-2011 yılları arasındaki istatistikleri inceleyerek Türkiye’deki aile yapısındaki değişimleri inceleyen Prof. Dr. İsmet Koç ise 90’lar sonrasında tek kişilik aile ve tek ebeveyni aile yapılarındaki yaygınlaşmaya dikkat çekiyor: “Son 45-50 yılda gözlenen bu değişim dikkate alındığında Türkiye’de gelecekte geniş aile yapılarındaki çözülmenin devam edeceği görülmekte. Mevcut eğilimden çıkarsanabilecek bir başka öngörü de boşanma hızlarının artmasına koşut,çekirdek aile yapılarını bir kısmının özellikle tek kişilik ve tek ebeyevnli dağılmış aile yapılarına dönüşmesidir. Aile yapılarındaki değişimin altında yatan faktörler ve yaratacağı olası sonuçlar izlenmeli ve değerlendirmeli.”
StarPazar