İzmir Balçova'da imar itirazı!
İzmir Balçova Arsa Mağdurları Derneği tarafından imar isyanları sürüyor. Balçova Arsa Mağdurları Derneği adına konuşan Mustafa Kemal Turan, önemli açıklamalarda bulundu.
Balçova Arsa Mağdurları Derneği adına konuşan Mustafa Kemal Turan, "İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesi 1975 yılından beri var olan parselasyon planı için "böyle bir plan yok "diyerek yaklaşık 5000 aileyi artı Türk Yargısını ve daha vahimi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini yanıltmıştır. Bu Türk imar hukukunun ve belki de dünya imar hukukunun en vahim suçudur. Uzun süren araştırmalarımız neticesi bu parselasyon planının resmi tasdikli örneğini devletin diğer kurulularından elde etmiş bulunmaktayız. Var olan bir parselasyon planını yargıdan ve vatandaştan gizlemek ve hatta belki de ortadan kaldırmak tam anlamıyla bir suçtur. Yaklaşık 5000 ailenin 14 senedir haklarına engel olan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesi hakkında 3000 kişi olarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk" dedi.
Turan, "Bu başvuru belki de bir dünya rekoru olacaktır. Var olduğu halde hak sahiplerinden ve yargıdan gizlenen parselasyon planın imar hukuku bakımından anlamı şudur: Mülk sahibinin inşaat ruhsatı alabilmesi için yani arsasında inşaat yapabilmek için planlama prosedüründe yapılması gereken son işlemdir. Yani parselasyon planı var ise mülk sahibi inşaat projesini belediyeye sunarak inşaatına başlayabilme imkanına sahip demektir. Yapacağımız basın toplantısında Türk imar hukukunda (belki de dünya imar hukukunda) bugüne kadar görülmemiş haksızlığını ispatlayan parselasyon planı basın mensuplarının bilgisine sunulacaktır. Bu parselasyon planının bulunmasından sonra artık Balçova Arsa Mağdurlarının haklarını tam anlamıyla alabilmesi için önlerinde hiçbir engel kalmamıştır. Nitekim bu belgeyle birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurup konu hakkında son karar istenebilecek duruma gelinmiş olacaktır. Bunun yanı sıra kendilerine bu haksızlığı ve hukuksuzluğu yapan
Büyükşehir Belediyesine ve Balçova Belediyesine hesap sorma aşamasına gelmiş bulunmaktadırlar. Var olan parselasyon planına yok diyen ve üstelikte bunu 14 senedir vatandaşın verdiği binlerce dilekçeye artı mahkeme müzekkerelerine resmi cevap olarak veren Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesi bunu nasıl yapmış olabilir diye sorgulamak gerekirse akla iki ihtimal gelmektedir:
a)Birinci ihtimal var olan parselasyon planını kendi arşivlerinden yok etmek şeklidir ki buna gerçekten ihtimal vermek bile istemiyoruz.
b) İkinci ihtimal ise belediyelerin kendi arşivlerindeki bu planı görmemeleridir ki bu en hafif deyimle çok ağır ihmaldir ve kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır" diye belirtti.
Savcılığa başvuru
Turan, "Bu durumun açıklığa kavuşması için yaklaşık 3000 kişi olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yapılmıştır. Sayın Savcılık nezdinde incelenmesini talep ettiğimiz şikâyetimizde ayrıca başka bir konuda da konunun soruşturulması talep edilmiştir. Şöyle ki; İzmir ilinde ve özellikle İzmir'in en güzide yerlerinde, kamu gücünü elinde bulunduran kişiler ve özel sektör şirketlerinin
birlikte bir kazanım çarkı oluşturarak kendilerine, hukuka ve hakkaniyete tümüyle aykırı bir kazanç zinciri oluşturmalarına yönelik şüphelerin mahkeme kararı + bilirkişi raporu + resmi belgeler ışığında soruşturulması talep edilmiştir. Bundan daha vahimi ise bu manada haksız rant sağlanan mutlu bir azınlık (özel olarak seçilmiş birkaç kişi ve birkaç holding) oluşturulurken tam tersi uygulama ile uzun yıllara şamil imar hakları verilmeyen ve hatta bu manada kasti tutum sergilenen bizim gibi bir çok malik bulunmaktadır. Aynı Anayasa, aynı İmar Kanunu (ve sair mevzuat) yürürlükte olmasına rağmen bu manada ikircikli uygulamanın karşılaştırılmasının yapılarak eşitlik ve adalete aykırı işlem yapılmasının da soruşturulması istenmiştir Bu manada bir başvuru Türk imar hukukunda (belki de dünya imar hukukunda da) bir ilk olmaktadır. Maalesef durum bu kadar vahimdir" diye belirtti.
Yenigün