İzmir’de 130 kilometre raylı sistem var!
Milliyet Ege Gazetesi köşe yazarlarından Mustafa Yılmaz bugün köşesinde "İzmir'e hücum bedeli" başlıklı yazısına yer verdi. İşte o yazı...
Çok değil; daha 3-5 yıl önceye kadar; “İzmir, üstü başı kir, pas içinde, sümüklü bir çocuk gibi” diyenler vardı.
“İzmir Köykent” diyerek aşağılamaya çalışanlar da oldu.
Ama gerçekler bunu söyleyenleri her zaman ki gibi yine mahcup etti. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre geçen yıl 16 bin 129 kişi İstanbul’dan İzmir’e taşındı.
Huggent Genel Müdürü Özlem Veryeri Taşkaya, 40 yaş üstü profesyonel yöneticilerin İzmir’de yoğun şekilde iş aradığını açıkladı.
***
Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Karacan, Türkiye’nin tüm kentlerini inceleyen 708 sayfalık bir araştırma yaptı. Türkiye’nin yaşam kalitesi en yüksek ili İzmir çıktı.
Tüm rakamlar İzmir’in Türkiye’nin yaşam standartları en yüksek kenti olduğunu kanıtlıyor.
TÜİK verilerine göre İzmir, Avrupa Birliği standartlarında arıtma sayısı, kişi başına düşen atık su arıtma miktarı ve AB standartlarında arıtım oranı ile Türkiye’de ilk sırada.
Türkiye’deki 604 atık su arıtma tesisinin 54’ü İzmir’de. İzmir’i, 41 arıtmayla İstanbul izliyor. Ankara’daki arıtma sayısı sadece 19.
İzmir’de kişi başına yılda 6.1 metreküp atık su AB standartlarında arıtılırken, bu rakam, İstanbul’da 34.1, Ankara’da 6.4 metreküp.
AB standartlarında atık su arıtıma oranında da İzmir lider. İzmir’deki atık suların yüzde 95.3’ü Avrupa Birliği standartlarında arıtılıyor. Bu oran İstanbul’da yüzde 34.1 Ankara’da ise yüzde 10.3.
15 milyonluk İstanbul’da 145, 5.5 milyonluk Ankara’da 57 kilometre raylı sistem var.
4 milyonluk İzmir’de ise 130 kilometre. Kişi başına düşen raylı sistem miktarından İzmir açık ara önde.
Kişi başına düşen gelir Türkiye genelinde 9 bin 300 dolarken, bu rakam İzmir’de 17 bin dolara ulaşıyor. İzmir, her yıl Türkiye’nin toplam vergisinin yüzde 10’unu karşılıyor. Türkiye’de en yüksek vergi tahsilatı oranı da yine İzmir’de.
***
İzmir’in bu cazibesi, otoyol projeleriyle elbette daha da arttı.
Ama İzmir’in kent değerleri anlamında büyük bir erozyona uğrayacağı yönünde kaygılar da var.
Endişelenenler hiç haksız değil. Son yıllarda İzmir’in geleceği ile ilgili verilen kararlara bakınca ne yazık ki bu açıkça anlaşılıyor.
***
İzmir’de bu anlamda önemli gelişmeler oldu.
Çevre ve Şehircillik Bakanlığı İzmir ve Manisa’da ne belediyeler ne de ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüşünü almadan 1/100 binlik imar planlarını yaptı.
Söz konusu planlarda, İzmir’de 1400 hektar alanın imara açıldğı ortaya çıktı.
Çeşme ve Alaçatı’nın da aralarında bulunduğu pek çok ilçede Birinci Derece Sit, yeşil alan, ağaçlandırılacak alan ya da tarım alanları imara açıldı.
Bu alanların çok büyük bölümünde sanayi ve konut yapımına olanak sağlandı.
İmara açılan alanların büyüklüğü 28 adet fuar alanını aşıyor.
Üstelik bu alanların tamamı ya Sit, ya yeşil ya da ağaçlandırılacak alan kapsamında olan yerler.
Geçen yıl bu konuyla ilgili önemli bir gelişme daha yaşandı. İzmir 1 ve 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulları İzmir genelinde pek çok değişik yerde sit derecelerini değiştirdi.
Böylece imara açılan 1400 hektar alanın içindeki sit alanlarında inşaat yapılmasının önünde engel kalmadı.
***
İzmir keşke “köykent” kalabilse.
Ama galiba bunun için artık çok geç.
Milliet Ege