İzmir'de kentsel dönüşüm süreci nasıl işliyor?
Gözlem Gazetesi'nin yazarlarından A. Muzaffer Tunçağ bugünkü yazısında İzmir'de kentsel dönüşüm sürecinin nasıl işlediğinden bahsetti. İşte Muzaffer Tunçağ'ın o yazısı...
Kentsel dönüşüm konusu gündemi meşgul eden sorunların başında geliyor. Kentsel dönüşüm uygulamalarında iki yol var: 5393 sayılı Belediyeler Kanunu'nun 73. Maddesi'ne göre. kentsel dönüşüm uygulanırken, yerel yönetimlerin vatandaşlar ile "anlaşma esastır." İzmir'de Büyükşehir Belediyesi, sorunu yerinde çözen projelerinde vatandaşa değer veren bu yaklaşımı uyguluyor. Karabağlar, Uzundere, Ege Mahallesi, Bayraklı. Örnekköy projeleri bu yaklaşımla yürütülüyor. Vatandaşlar tek tek ikna edilmeye çalışılıyor. İlerlemesi güç oluyor ama adil. Doğabilecek rant orada yaşayanlara kalıyor. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi'nin varlığı, dönüşüme katılan mülk sahipleri için bir güvence oluşturuyor. Elbette her şey düzgün gitmiyor. Herşeyden önce iki yasanın birleştirilip adil ama hızlı işleyen bir içeriğe kavuşturulması yararlı olacak.
Arsa pazarlığı
Merkezi yönetim ise. TOKİ ile birlikte yürüttüğü uygulamalarda, 6306 sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" hükümlerine göre hareket ediyor. Bu da haksız elde edilmiş rantlara, mağduriyetlere yol açıyor. 3 Nisan 2016 tarihli Sözcü Gazetesi'nde, kentsel dönüşüm ile ilgili dikkat çekici bir haber var. "Vatandaştan Habersiz Arsa Pazarlığı Yapılıyor" başlıklı habere göre. İstanbul'da, "kentsel dönüşümün yılan hikayesine döndüğü Fikirtepe'de müteahhitlerin belirlediği bazı isimler, vatandaşın arsalarına el koyup, satışa çıkartıyor." İzmir'in kentsel dönüşümde geri kaldığı algısı yaratmaya çalışan AKP yöneticilerinin en çok örnek gösterdikleri yer idi Fikirtepe. Daha önce. "FiYapı" şirketinin iflas erteleme kararı alması ile, Fikirtepe'de 280 kadar konut sahibi tapularını kaptırmış. mağdur duruma düşmüştü. Şimdi iktidar bir adım daha ileri gidip, kentsel dönüşümde afet riskini hareket noktası alan düzenlemeyi, nisan ayı başında bir torba yasanın içine monte ederek değiştirdi. İstanbul'daki çevre düşmanı kanal için hazırlanan torba yasanın görüşüldüğü Komisyona son dakikada oldu bitti ile kentsel dönüşüm esaslarını değiştiren maddeler de kondu.
Torbaya sokulan rant
Yeni değişikliğe göre, kentsel dönüşüm için artık binaların ya da yerleşim bölgesinin "riskli" olup olmaması önemli değil. Bir bölgedeki konutların yüzde 65"inin imar yasasına aykırı olması ya da yapı ve iskan ruhsatının sonradan alınması gerekçe gösterilip, bölge kentsel dönüşüm alanı ilan edilebilecek. Bu tür bölgelerde konutu veya işyeri olan vatandaşlar, oturdukları binanın yıkılıp yıkılmayacağına üçte iki çoğunluğun oyuyla karar verecek. Hak sahiplerinden üçte biri yıkıma itiraz ederse, çoğunluğu oluşturan daire sahipleri, azınlıkta kalanların haklarını rayiç bedel üzerinden satın alabilecek. Daire sahiplerinin parası yetmezse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konutları kamulaştırıp uygun gördüğünü TOKİ'ye devredecek. Böylece TOKİ, milyonlarca apartmana 'arsa ortağı' olarak girecek. Rezalet diz boyu...
Adil çözüm
İzmir'de ise Büyükşehir Belediyesi, nisan ayında, Uzundere bölgesinde 280 konut ile 30 kadar işyerini kapsayan bir dönüşüm projesini ihale edecek. Yapılacak binaların tasarımı daha önce tamamlanmıştı. Umarız İzmirli yükleniciler sağlam bir birliktelik oluşturup bu ihaleyi kazanır. Ortaya, Uzundere"nin merkezinde, ana yola yakın, yeşil alanlar, eğitim merkezi gibi sosyal donatıları içeren, tipik bir mahalle yaşamını sergileyen, örnek bir proje çıkacak.
Gözlem/ A. Muzaffer Tunçağ