Yeni kentsel dönüşüm süreci nasıl ilerleyecek? 1,5 milyon TL’lik destek yeterli mi?

Yeni kentsel dönüşüm yasasının Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, dönüşümün nasıl yapılacağı sık sık merak konusu olmaya başladı. 

Dünya Gazetesi köşe yazarı Prof. Dr. Ali Hepşen, bugünkü köşesinde kentsel dönüşüm sürecini ve beklentileri kaleme aldı. 

Söz konusu yazısına "Birkaç ay sonra yerel seçim süreci tamamlanmış olacak. Bugün konuştuğumuz gibi, o günlerde de deprem riski nedeniyle bağımsız bölümlerin dönüşümünü konuşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullanarak başlayan Hepşen, 6306 sayılı kentsel dönüşüm yasasının işlerlik kazandığı 2012'den bugüne, afet riski altında ya da bozulmaya ve çökmeye yüz tutan kentsel alanın, ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesine ilişkin strateji ve eylem planlarını hayata geçirilmeye çalışıldığının altını çizdi.

Prof. Dr. Ali Hepşen, bu kapsamda, sürdürülebilir kentsel dönüşüm modeli benimseneceği, kentsel dönüşüm uygulamalarında yerinde dönüşüm esas alınacağı, tarihi ve kültürel değerlerin korunmasına önem verileceği, yatay mimari esas alınacağı, kentsel dönüşüm ile kentin sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılanacağına dikkat çekildiğini söyledi. 

Kentlerde var olan afet risklerini bertaraf etmek için senede 300 bin olacak şekilde 20 yılda 6 milyon yapının dönüşümünün yapılacağı ve bu yapıların senede 25-30 bin adetinin de  Bakanlıkça dönüştürüleceği belirtiliyor. 

GEÇ KALINAN HER GÜN FATURA DAHA DA AĞIRLAŞIYOR 

Prof. Dr. Ali Hepşen, kentsel dönüşüme ilişkin yasanın ihtiyaçlara bağlı şekilde birçok değişiklik sonrasında Kasım'daki yeni düzenlemeleri ile karşımıza çıktığını dile getirdi ve "Süreçleri takip edenler çok iyi bilir; özellikle son düzenlemeler ile beraber, dönüşümü hızlandırmak anlamında özellikle, 2/3 çoğunluğa istinaden yüzde 50 artı 1’lik bir çoğunluğa geçiş yapılması oldukça önemli" ifadelerini kullandı. 

Toplam 6 milyon yapını elden geçirilmesinin gerektiğine dikkat çeken Ali Hepşen, bu durumun da ciddi bir finansman yükü getirdiğini, yükselen yapım maliyetlerinin ise gün geçtikçe bu süreci zora soktuğunu, diğer yandan da riskli yapıların mümkün olan en hızlı şekilde dönüştürülmesinin gerektiğini belirtti.

"Yeni düzenleme ile ilgililere ulaşmayan tebligatlar, riskli yapı tespitine engel olunması, sağlanamayan 3'te 2 çoğunluk problemlerinin aşılacağını da düşünüyorum. Özellikle başta İstanbul olacak şekilde dönüşüme mutlak ihtiyacı olan kentler özelinde süreçlerin daha da hızlanacağını düşünüyorum. Hızlanmalı da" açıklamasında bulunan Hepşen, konut üretim maliyeti ile dolar kuru arasında 0,99 gibi çok yüksek bir korelasyonun olduğunun, orta vadeli programda da belirtildiği gibi artan kur ortamında süreçte geç kalınan her günün maddi faturasının da yüksek olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. 

Hepşen, kentsel dönüşüm projelerinin kentsel dönüşüm strateji belgesi ile uyumlu şekilde sürdürülmeye devam edilmesinin gerektiğine dikkat çekti. 

KENTSEL DÖNÜŞÜME MADDİ DESTEK

Ali Hepşen, ülke milli gelirinin yaklaşık üçte birlik kısmının İstanbul özelinde yaratıldığını aktardı ve "Problemli konut stokunun en yüksek oranda olduğu kentin de İstanbul olduğu söylenebilir. Geçen haftalarda İstanbul özelinde Bakanlıkça bir destek paketi de yayınlandı" dedi ve hibe, tahliye ve kredi destekleri kapsamında toplamda 1,5 milyon liralık bir katkının söz konusu olduğunu söyledi. 

Konutu yenilemek isteyenler için bunun önemli olduğunu ama artan konut üretim maliyeti ve enflasyon ortamında bu rakamlarında yetersiz kalabileceğini de işaret eden Hepşen, "Diğer yandan, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası “kentsel dönüşüm kredisi ve bu kapsamdaki faiz desteğinden” bahsediyor ama banka tarafına yöneldiğimizde aslında bu uygulamanın tipik bir konut kredisi kullandırımı olarak karşımıza çıktığı söylenebilir" şeklinde konuştu. 

Hepşen, konuya ilişkin açıklamasını "Yıllık yüzde 40’ların üzerine çıkan kredi faiz oranı ortamında Bakanlık faiz desteği de anlamsız kalıyor. Buradaki destek kurgusunun yeniden planlanması gerekiyor. Sonuç olarak, kamunun özellikle rezerv yapı alanlarını doğru çalıştırması ve riskli bina-maddi yetersizlik eşleşmesinin doğru kurgulanarak gerçekçi bir önceliklendirme çalışmasının yapılması gerektiğini söylemeliyiz" diyerek tamamladı. 

Mevduat faizleri düşmeye başladı! Bankalar faizleri neden düşürüyor?

AVM metrekare verimlilik endeksinde yüzde 92,1'lik artış!

1 milyon 250 bin TL'ye satılan daire gündem oldu! Evin girişine bakın!