Dış Piyasalar

Japonya deprem ve tsunamisinin üzerinden bir yıl geçti!

Bundan tam bir sene evvel deprem ve tsunaminin vurduğu Japonya, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük felaketi yaşadı

 

Japon halkı, aradan geçen bir senenin ardından çifte felaketin yol açtığı travmayı hâlâ atlatamadı. 11 Mart 2011 günü Japonya açıklarında meydana gelen 9,0 büyüklüğündeki deprem, her ne kadar şimdiye kadar kaydedilmiş en büyük beş depremden biri olsa da, depreme hazırlıklı olan Japonları fazla kaygılandırmadı. Ancak okyanusta gerçekleşen depremin tetiklediği ve yüksekliği 40 metreyi geçen dev tsunami dalgaları, Japonya kıyılarını vurduğunda, bu ileri teknoloji ülkesinin halkı, insanın doğal afetler karşısındaki çaresizliğini bir kez daha tecrübe etti. Felaketin en korkutucu sonuçlarından birisi ise sular altında kalan ve soğutma sistemi iflas eden Fukushima Daiichi Nükleer Santrali'nde yaşanan patlamalar ve nükleer sızıntı oldu. Yıkılan yollar, zarar gören evler bir sene içerisinde yeniden inşa edilirken Japonlar, tsunaminin psikolojik etkilerine karşı çok daha büyük bir mücadele vermek zorunda kaldı.   Tsunami felaketinde, cesetlerine ulaşılamayan 3 binden fazla kayıpla beraber 19 bin Japon hayatını kaybederken, evlerini terk eden yüz binlerce kişi geri dönmedi, yeniden inşa edilen şehirler adeta sessizliğe terk edildi. Yerle bir olan şehirlerin yanı sıra onlarca fabrikanın sular altında kaldığı, insanların yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldığı, nükleer santrallerin enerji temin edemez hale geldiği için felaketin ekonomik faturası da yüksek oldu. Hükümet, yaraların sarılması için 235 milyar dolarlık fon ayırdı. Fakat uzun vadeli ekonomik zararların bu miktarı da aşacağı belirtiliyor.   Çok daha yüksek şiddette depremlere dayanabilecek şekilde inşa edilen nükleer santralin tsunami karşısında savunmasız kalması, enerji ihtiyacının üçte birini nükleer santrallerden elde eden ülkede nükleer enerjiyi tartışmaya açtı. 1986'daki Çernobil faciasından sonraki en büyük nükleer felaketin ciddiyetini dünyadan saklamakla ve felakete cevap vermekte zafiyet göstermekle suçlanan hükümet, bir sene içerisinde ülkedeki 54 nükleer reaktörün 2 tanesi hariç hepsinin faaliyetini durdurdu. Son iki reaktörün de kapatılmasıyla ülke, elektrik enerjisi tüketiminin tavan yaptığı yaz aylarına nükleer enerjiden yoksun girecek. Reaktörlerin yeniden faaliyete geçebilmeleri için yeni getirilen standartlara göre yapılan testleri geçerek, santrallerin kurulu olduğu bölgede yerel halkın onayını almaları gerekiyor. Petrol ve doğalgaz açısından fakir olan Japonya'nın kısa vadede nükleer enerjiyi terk etmesi beklenmezken, baş göstermesi muhtemel enerji sıkıntısı için yaz aylarında halktan ciddi fedakârlık bekleniyor.   Tsunami felaketinin ekonomik etkileri kadar psikolojik etkilerinin de büyük olduğu ifade ediliyor. Japon hükümetinin açıkladığı rakamlar, geçen yıl intihar edenlerin 30 bin olan sayısının bir önceki yıla göre yüzde 20 artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Japon toplumunun deprem sonrasında güven kaybı ve güvenlik kaygısı içerisinde olduğu ve bunun da intiharları tetiklediği belirtiliyor. Zaman