08 / 11 / 2024

Kağıthane'de günde 70 daire yıkılıp yeniden yapılıyor!

Kağıthane'de günde 70 daire yıkılıp yeniden yapılıyor!

Andy-Ar’ın anketinde ‘en başarılı’ seçilen başkanlar, sırlarını anlatmaya devam ediyor. Bugünkü konuğum da Kâğıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç. Halka yakınlıkta İstanbul şampiyonu olan Kılıç, kendisini bu sonuca götüren yöntemleri bakın nasıl anlattı..




Andy-Ar’ın Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nın İstanbul ayağında Avrupa ve Asya yakasının en başarılı belediye başkanları belirlendi. İlçelerde yapılan araştırmada vatandaşa ‘Hizmet memnuniyeti’, ‘Halka yakınlık’ ve ‘Tanınırlık’ olmak üzere 3 kategoride sorular yöneltildi.


Kâğıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç. Halka yakınlıkta İstanbul şampiyonu olan Kılıç, kendisini bu sonuca götüren yöntemleri bakın nasıl anlattı...


- Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nda tüm kategorilerde üst sıralardasınız. Özellikle de halka yakınlıkta. Peki bunu nasıl sağladınız? Sırrınız nedir?


2004’te göreve başladım. Gelirken yaptığımız araştırmalarda problemlerin başını halkla yönetim arasındaki kopukluk çekiyordu. Biz de daha gelmeden hemen seçim çalışmalarında bunu gidereceğimizi konuştuk. Daha önceki anlayışlarda yöneticiler gelen vatandaşları kameralarla takip ederdi, görüşüp görüşmemek adına. Biz bunu tersine çevirdik. “Makam odama kamera koyacağım, vatandaş beni görecek ve kimseye bir şey sormadan yanıma gelecek” dedim. Bunu seçim zamanı konuşurken çalışma arkadaşlarımızdan bazıları “Bunu yapmayalım başkanım” dedi. Fakat göreve gelir gelmez hemen 2 tane kamera koydum; bir tanesi hemen odamın görüntüsünü kapı girişine aktarıyor, bir tanesiyle de internetten tüm dünya takip edebiliyor. Vatandaşa dedim ki: “Beni ekranda gördüğünüz zaman kimseye bir şey sormadan yanıma gelin.” Böylece vatandaşla yönetici arasındaki duvarı engellemek istedim. Çok yüksek bir tempom var. Gece 01.00’de buradan ayrılıyorum. Ertesi gün geldiğimde kapıdaki görevli iyi niyetle, gelen vatandaşa kendince diyor ki: “Başkan dün çok geç gitti, yorgundur, şimdi hemen sabah sabah vatandaşı almayayım, başkan yorulmasın.”


- Yani iyi niyetli de olsa bir duvar oluşuyor böylece...


Evet, bu şekilde iyi niyetli bir duvar oluyor. İşte o duvarı kaldırmak için de her gün sabah saat 08.00’de istisnasız vatandaşlarla burada görüşüyorum. Gelip buraya oturuyorlar ve tek tek görüşüyoruz. Küçük büyük herkes geliyor buraya, derdini anlatıyor. Kapıyı kaldırdım çalışma arkadaşlarımıza mesaj olsun diye. Bu makamlar bize halkın kendilerine hizmet etmek için vermiş oldukları bir emanet. Bu oda, araba, burada kullanmış olduğumuz her şey vatandaşın. Görev süremiz bu odanın içine girip dolaşıp çıkana kadar.


- Sizin cep telefonu numuranızın Kâğıthane sakinlerinde olduğunu biliyorum mesela...


Cep telefonuma kendim bakıyorum. 24 saat açık. Vatandaşa “Bizi arayın” diyoruz, bu bir yakınlık oluşturuyor. Vatandaş bizi kendine yakın görmese aramaz. “Belediye başkanını rahatız etmeyeyim” der, çekinir ama arıyor ve bu bizi memnun ediyor. Çok büyük bir otokontrol mekanizması oluşturduk. 2 bin 280 cadde ve sokağımız var; 432 bin kişi yaşıyor. Hareketle birlikte 500 bin insanın yaşadığı bir ilçedeyiz. Nerede herhangi bir problem olsa bizim çalışanlarımız açısından ya da bizimle iş yapan diğer kurumlar açısından, müthiş bir otokontrol mekanizması. Vatandaş hemen arayabiliyor. “Sorunu ben Kâğıthane’deki en üst makama ulaştırıyorum” diyor. Bu çalışma arkadaşlarımızı derleyip toparlıyor, bizimle iş yapan diğer insanlar da daha derli toplu bir hale geliyor. Vatandaşı biz kendi oluşturduğumuz bazı sivil kurumlarla da destekliyoruz. Vatandaşın tüm katmanlarını, gruplarını, düşüncelerini öğrenmek istiyoruz.


"SÖZ KESMEYE BİLE GİDİYORUM"


“Çocuklar çizgi film izlerken bile katılıyorum. Önemli olan iyi örnek olmak. Hastalıkta, sağlıkta, nikâhta halkın yanındayım. Söz kesmeye bile gidiyorum."


"İŞİN SIRRI AİLE SICAKLIĞI VEREBİLMEK"


“STK’lar ile istişare toplantıları yapıyoruz, aynı şekilde muhtarlarımızla toplanıyoruz. Kâğıthane’deki tüm siyasi partilerin ilçe başkan yardımcıları ve yönetimleriyle konuşuyoruz her yıl. Buradaki sanatçılarla, gazeteci, radyocularla, geçmişten bugüne kadar meclis üyeliği yapmış olanlarla konuşuyoruz. Her yıl tüm mahallelerimizdeki esnafı tek tek ziyaret ediyoruz. Her mahallede akşam saatlerinde halk meclisi yapıyoruz ve tüm mahalleli katılıyor. Kadınlar meclisi içinde ‘kadın kent gönüllüsü toplantısı’ yapıyoruz. Her yıl 2 kez halk meclisi yapıyoruz. Komşularımızın tamamının güzel günlerde de zor günlerde de yanında oluyoruz. Bunun topluma çok büyük bir enerji verdiğini görüyoruz. Biz nüfus müdürlüklerimize bir form veriyoruz. Belediyenin ziyaretini kabul edenleri kadınlar meclisimiz ziyaret ediyor. Doğumundan ölümüne kadar insanların hep yanındayız. Kâğıthane’nin içinde oturduğumuz için tam anlamıyla 500 bin kişilik bir aile olarak görüyoruz. Aile sıcaklığı içinde çarşıda pazarda, spor alanlarında, miniklerimizin, sağlık camiasında, eğitim camiasında çalışanlarımızın yanındayız, engellilerin yanındayız.”


"ÇOCUKLARIN, GENÇLERİN ADINA BİZ DÜŞÜNMEYELİM"


“Çocukların, gençlerin adına biz düşünmeyelim. Bu gençler ne düşünüyor? 


Eğitim, sanat camiası ne düşünüyor, engelliler ne düşünüyor? Onların düşüncelerini alalım diye kent konseyimiz var. Bunun içinde engelliler meclisi, gençlik meclisi, çocuklar meclisi, kadınlar meclisi, hayvanseverler meclisi, çevremize sahip çıkan çok değerli komşularımız var. Bunlarla da tüm grupların düşüncelerini alıyoruz. Mesela Sosyal İşler Müdürlüğü’ne ihtiyaç sahibi çocuklara bot, mont, kıyafet veriyoruz. Bir de çocuklara, kızlara bebek, erkeklere araba veriyoruz. Bazen gidiyorum; çocuklar ellerinde çanta. ‘Güle güle giyinin çocuklar, ne aldınız?’ diyorum. Kızlar ‘Bebek aldık’ diyor, erkekler ‘Araba aldık’ diyor. Kimse ‘Gömlek aldım, mont, bot aldım’ demiyor. Demek ki çocuğun dünyası daha farklı. Bizim çocuğun dünyasını, gencin dünyasını bilmemiz lazım.”



"KÂĞITHANELİ MUTLU, BURAYI TERK EDEN DE GERİ DÖNÜYOR"


- “Halka ulaşmadan, yakınlık kurmadan başarı olmaz” diyorsunuz...


Mesela bizim 55 bin ilkokul, ortaokul öğrencimiz var. 10 bin lise öğrencimiz var. Her yıl tüm öğrencilerimize ulaşıyoruz. Çevre eğitimi çalışmalarımız var bu sene de yine. Biz de mutlaka gidip çocuklara dokunuyoruz. Bir belediye başkanı bir gencin elini sıkıp gözlerine bakarak güzel gelecek dilediği zaman, o çocuk kendini değerli hissediyor. Geleceğe motive oluyor. Bizim vizyonumuz, zamanı hizmete dönüştüren belediyedir. O yüzden çok yoğun program oluşturuyoruz. Halka dokunuşlarda da sloganımız: “Kâğıthane’de mutluyum.” Bir şehirde yaşayan insanın aradığı her şeyi burada bulmasını arzu ediyoruz ve bugün spor açık ve kapalı alanları, havuzlar, sosyal alanlar, kültürel alanlar, sanat merkezleri, sağlık, eğitim alanları, şehirde yaşayan insanların ne ihtiyacı varsa burada bulabilecekleri bir ilçeyiz. Çevre çalışmaları ve pozitif enerjiyle de insanlara sorduğunuz zaman “Kâğıthane’de mutluyum” diyorlar. Bizim için önemli olan bu. Dışarıdan bazen bu anlaşılmıyor, burada mutlu olan insanlara bakınca “Neden?” diyorlar. “Burası bir deniz kenarı değil, başka bir şey değil, nasıl bir cazibesi var?” diye. Bu cazibe, Anadolu’dan gelen insanların oluşturduğu bir ilçe içinde yaşayan insanların sıcaklıklarından geliyor.



- Kâğıthane’nin farklılaşan bir yüzü var. Biraz evvel dediniz, Anadolu’dan gelmiş belli bir nüfus var ama şimdi yeni projelerle İstanbul’un merkezi kesimlerinden buraya yerleşmeye başlayanlar da var...



Doğru bir tespit. Biz 1960’ta geldik. Zaman içinde, bizim de çevremizden çok arkadaşımız, ekonomik ve sosyal durum değiştikçe Kâğıthane’yi terk etti. Şimdi tam tersi bir durum oldu. Şimdi, terk edenler geri dönüyor. Biz şunu kendimize ilke edinmiştik, biz de burada yetişmiş ama şimdi başka yerde oturabiliriz. Ancak kendi kendimize bunun kolaycılık olacağını düşündük. “Fert fert buradan dışarıya çıkmak yerine Kâğıthane’yi herkese cazip bir merkez haline getirmeliyiz” demiştik, şimdi bunu yakaladık. Çok mutluyuz.


TARİHİ TREN HATTI YENİDEN CANLANACAK


- Tarihi tren projeniz olduğunu biliyorum. Haliç-Karadeniz Sahra Hattı’nın yeniden canlandırılması... Ne aşamada? Ne zaman hayata geçecek?


Kâğıthane’yi turizme açacak, İstanbul’un turizmine katkıda bulunacak bir proje. 2004’te göreve gelir gelmez başladığım bir çalışma ve sağ olsun Kadir Başkan o gün bugün takip ediyor ve sahiplendi. Projesi tamamlandı, inşallah bu yıl içinde üç aşamalı çalışmayla yapım ihalesi olacak. Önümüzdeki yıllarda tarihi demiryolu açılacak. Tarihi kaynaklara göre, Haliç-Karadeniz Sahra Hattı, İstanbul’da faaliyet gösteren Silahtarağa Elektrik Santralı’na şehrin kuzeyindeki linyit ocaklarından kömür taşımak amacıyla 1915’te yapılan bir demiryolu hattıydı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında kömür temininde sıkıntı yaşamaya başlandığında ise hattın ikinci ayağı hizmete girdi. Hatta bulunan 4 ana istasyondan şehre en yakın olanı Kâğıthane istasyonuydu. Hat, “Kağıthane Demiryolu” olarak da biliniyordu. Savaş sonrasında kömür teminindeki sıkıntı ortadan kalkınca 1952’de atıl hale geldi. Zamanla kullanıma kapatılan hattın rayları toprağa gömüldü. Toprak altında kalmayan bölümleri söküldü. Şimdi bu hattı yeniden devreye almak istiyoruz.


"GÜNDE 70 DAİRE YIKILIP YAPILIYOR"


“2004’te 180 bin bağımsız birim vardı. 92 bin 900’ünü yeniledik. Yarıyı geçtik yani. Ortalama 270 bin insanın yaşadığı alan, güvenli alan haline geldi. 2015’te 25 bin bağımsız bölüm ruhsatı verdik. Günde 70 dairelik bina yıkılıp yapılıyor.”


"ÇOK YAKINDA CENDERE’YE GİRİLEBİLECEK"


Başkan Fazlı Kılıç’la en önem verdiği projelerden biri olan Cendere Vadisi’ni gezdik. Eskiden sanayi merkezi olan ancak şimdi eğitim, bilişim ve teknoloji merkezine dönüştürülmesi planlanan Cendere için hazırlanan sürpriz projeden de küçük tüyolar verdi Başkan Kılıç: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, dere bandı için bir proje geliştirdi. Şu anda deniz suyu akan dereye iniş için de basamaklar yapılacak. Böylece yaz aylarında çocuklar, gençler dereye girebilecek. Burası Avrupa yakasının en önemli mesire yerlerinden biri haline gelecek.”


"DENİZ SUYU GETİRDİK"


“Kâğıthane’ye, Cendere’ye deniz suyu getirdik. Tüm tarihi yapıları restore ettik. Sübyan Mektebi, Sabit Mektebi, Sadabat Camii, köprüler, çeşmeler... Çok önemli ve vasıflı eserler çıkardık ortaya. Osmanlı’da Kâğıthane Belgeleri kitabımız var. Türkiye’de ilk Kâğıthane Sözlü Tarih kitabı çalışması yaptık. Hazırladığımız eserler ve yaptığımız restorasyon çalışmalarıyla bölgenin tarihi yönünü de öne çıkardık. Çok önemliydi bu bizim için. Dolmabahçe-Kâğıthane tüneli Kâğıthane’nin ufkunun açılması açısından önemli. Tünel açılınca şehir merkezi algısı oluştu. Şimdi ulaşım aksları açısından tekrar güçleniyoruz. 3’üncü köprünün il çıkışına ilk çıkışı Hasdal’dan olacak. Bu önem sebebiyle Hasdal-Ümraniye arasında 3’üncü tüp geçiş çalışmasının proje ihalesi yapıldı. Gayrettepe’ye 3’üncü havaalanına raylı sistem yapılıyor. Bunun bir istasyonu Kâğıthane merkezinde olacak. Metro çalışmamız devam ediyor. 2017’de bitecek. Metroya bindiğinizde 5 dakikada Mecidiyeköy’de olacaksınız. 29 dakika’da Üsküdar olunacak. Kâğıthane merkezden ya da farklı mahallelerden metroya bindiğimizde İstanbul’un her yerine gideceğiz. İlçemize desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanı’mıza, Başbakan’ımıza ve büyükşehir belediye başkanımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.’”


"İSTANBUL'UN HAVASI EN TEMİZ İLÇESİYİZ"


“İstanbul’un havası en temiz ilçesiyiz. Kentsel dönüşüm çalışmaları, sanayinin kaldırılması, park alanları ki 270 tane park alanı yapıp on binlerce ağaç diktik. Tüm bunlarla birlikte geldiğimiz noktada geçmişte havası en kirli ilçelerinden biriyken şimdi en temiz ilçesi ve AB standartlarından daha iyi bir havaya sahibiz. 2015’te İstanbul’da en lüks otomobil Kâğıthane’de satılmış. Konutlarda sürekli prim yapıyoruz. Geçtiğimiz yıla göre suç oranları Kâğıthane’de yüzde 30 azaldı. Bu, modern şehirleşmenin bir getirisi. Park, bahçe, aydınlatma önemli. Parkların hepsinde ücretsiz internet erişimi var. 24 saat güvenlik kayıtlı kameralar var. Sanayi alanlarının bulunduğu bölgeyi biz eğitim ve teknoloji merkezi olarak planladık. Üniversiteler geldi, kolejler geldi. Yapılacak olanlar var. Çok büyük prestij kazandık ve algıyı değiştirmek gerekiyordu. Gelir gelmez algı değişimi çalışması yaptık.”




Esra BOĞAZLIYAN/Habertürk


Geri Dön