Sektörel

Karadeniz sahilindeki binalar 3 kat daha dayanıklı yapılmalı!

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, "Uluslararası deprem tehlikesi haritalarına göre sahil yapılarının bugünkünden 2 ile 3 kat daha depreme dayanıklı yapılması gerekiyor" dedi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, "Uluslararası deprem tehlikesi haritalarına göre sahil yapılarının bugünkünden 2 ile 3 kat daha depreme dayanıklı yapılması gerekiyor" dedi. Bektaş, yaptığı açıklamada Türkiye'nin sosyoekonomik gelişiminin deprem riskini de o ölçüde artırdığını söyledi. Türkiye'de deprem tehlikesini oluşturan aktif fayların yıllardır aynı kaldığını dile getiren Bektaş, "Buna karşın depremdeki can ve mal kaybını ifade eden deprem riski sürekli olarak artmaktadır. Bıı bağlamda Kuzey Anadolu Fayı'nın deprem riski sosyoekonomik yönden çok daha fazla gelişmiş olan Batı Anadolu'da daha fazla iken. Doğu Anadolu'da bu fayın deprem riski göreceli olarak daha azdır" diye konuştu. Bektaş, Türkiye'de deprem bilinci oluşturulmasında 17 Ağustos 1999 Kocaeli depreminin bir kırılma noktası olduğunu vurgulayarak, "Kuzey Anadolu Fayı, Türkiye'nin en büyük 7,9 yıkıcı depremini 1939 yılında Türkiye'nin doğusunda, Erzincan'da üretmesine karşın, maalesef Türkiye'de deprem bilinci o tarihlerde oluşturulamamıştır. Kuzey Anadolu Fayı'nın 60 yıl içinde batıya doğru göç eden yıkıcı depremlerini üretmesinden sonra, 17 Ağustos 1999 Kocaeli depremiyle Türkiye'nin en büyük ili olan İstanbul'u tehdit etmiş, Türkiye'de çok daha etkin bir deprem bilinci oluşmaya başlamıştır" değerlendirmesinde bulundu. Karadeniz'in sahil kesimlerindeki deprem riskine işaret eden Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karadeniz sahiline 10 kilometre kadar açıktan paralel uzanan Karadeniz Fayı, 1968 yılında 6,6 büyüklüğünde Bartın depremini üretmiştir. Uluslararası bilimsel kaynaklarda tanımlanan Karadeniz Fayı ve onun deprem potansiyeli resmi kaynaklarda yok sayılır. Uluslararası deprem tehlikesi haritalarında bu fay mevcut olup, Karadeniz sahil kesiminin deprem tehlikesi bugünkü resmi haritadan 2 ile 3 kat daha fazladır. Karadeniz sahilindeki nükleer tesis, havaalanı, stat, otoyolları ve deniz dolgu alanları, tüneller, barajlar deprem tehlikesine açıktır." Uluslararası deprem tehlikesi haritalarına göre sahil yapılarının bugünkünden 2 ile 3 kat daha depreme dayanıklı yapılması gerektiğini anlatan Bektaş, şunları kaydetti: "Karadeniz Fayının olası deprem potansiyeli, yenilenecek olan Deprem Tehlikesi Haritasına yansıtılmalı, daha önce Karadeniz sahilinde yapılmış olan tüm yapıların deprem güvencesi yeniden gözden geçirilmelidir. 17 Ağustos 1999 Kocaeli depreminden sonra Marmara bölgesinde deprem jeolojisine dönük bilimsel çalışmalar hız kazanmış, bir takım yasa ve yönetmelikler yürürlüğe girmiştir. Ancak aradan geçen 16 yıl içerisinde deprem zararlarının azaltılmasının sadece bilimsel çalışmalarla ve oluşturulan yasalarla gerçekleştirilemeyeceğini r gördük. Yasaların uygulamaya dönük yaptırım gücü olmadıkça, yeterli finans kaynağı yaratılmadıkça deprem zararlarının etkin bir şekilde azaltamayacağımızı anladık." 


Karadeniz'den günebakış