Genel

Karayipli offshore finans merkezlerine gelen yatırımlar azaldı!

Geçtiğimiz yıllarda Karayipli offshore finans merkezlerine gelen yatırımlar azalmış olsa da bugünlerde tekrar artmaya başlamış durumda

Geçtiğimiz yıllarda Karayipli offshore finans merkezlerine gelen yatırımlar azalmış olsa da bugünlerde tekrar artmaya başlamış durumda. Ancak her ne kadar bu merkezlerden çoğu bunu haksız bir eleştiri olarak görse de onlar uyguladıkları vergi re şeffaflık düzenlemeleri yüzünden uluslararası planda baskı altında tutuluyorlar

İLK İZLENİM YANILTICI OLABİLİR. Baha malar'ın eski püskü havalimanı Nassau'da uçaktan inerken karşılaşılan manzara, hiç de övle oturmuş, şatafatlı ve büyümeye odaklanarak çok daha fazla sayıda yabancı yatırımcı çekmeye çalışan bir finans merkezine adım attığınız etkisini bırakmaz. Ancak hem bu havalimanı hem de bu ülkenin finans merkezi için yapı ¬lan ama uluslararası ilgiden nasibini almamış genişleme planları pupa yelken yoluna devam ediyor.

Ağırlıklı olarak turizme ve doğrudan yabancı yatırımlar (FDI) sektörüne bağımlı Bahamalar ile Karayipler'in geri kalan bölgesinin ekonomileri, global ekonomik erime döneminde ağır bir darbe yemişlerdi. Financial Times grup tarafından sunulan bir veri hizmeti olan FDI Intelligence'a göre, her ne kadar 2008 yılında Karayipler'in turizm ve otelcilik sektörüne yapılan yabancı yatırımlarda 13 yeni proje ile yüzde 333'lük bir artış kaydedilmiş olsa da, 2009'da yüzde 23'lük bir azalış görülmüş, ve 2010 yılında da gerçekleşen toplam yeni projelerin bir önceki yıl ile aynı veya daha düşük seviyede olması bekleniyor. Turizm projesi başına yaratılan ortalama 546 yeni iş imka ¬nı göz önüne alındığında, 36 milyon nüfusu olan bir bölge için bunlar bir hayli zayıf istatistikler.

Bu bölgede 2008'de 67 olarak gerçekleşen toplam FDI projesi sayısı da 2009'da 57'ye düşmüş durumda.

Oysa Karayip ülkeleri sadece büyüleyici plajları ve lüks resortlarıyla meşhur değiller. Bu ülkelerden pek çoğunun ev sahipliği yaptığı offshore (sahillerdeki) finans merkezleri de yatırımları çekmeye devam ediyor.

Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) geçenlerde açıkladığı portföy yatırımları verilerine bakıldığında öyle görünüyor ki Karayipli offshore merkezlerin şansı bir hayli açılmış.

Bu IMF verileri, doğrudan yabancı yatırımları, rezerv varlıklar, ve finansal türevler dışındaki sınırötesi menkul kıymetlere yapılan portföy yatırımlarına (hisse senetleri ile uzun- ve kısa-vadeli borçlanma senetlerine) tekabül ediyorlar. Bu gibi göstergelere göre en üst sıradaki iki bölge olan hem Cayman Adaları hem de Bermuda, 2008 ile 2009 arasında, sırasıvla vüzde 17 ve yüzde 21 civarında bÜ»vüverek kendi merkezlerinde en büyÜ»k portföy yatırımlarını gördüler. Caymanlar, açık ara fark ile en büyük merkez olarak, 1.493 milyar Dolarlık portföy yatırımı çekerken, Bermuda ise cezbettiği 356 milyar dolar ile onun bir hayli ardından ardından ikinci sırada geliyordu.

Bu bölgelerde ayrıca güçlü uzmanlık alanları da gelişmiş durumda. The Banker'in finans merkezleri üzerine yaptığı özel bir araştırmaya göre, bu bölgedeki kollektif yatırım planlarının sayısı ve IMF'nin portföy yatırımları ile ilgili veriler dikkate alındığında, yatırım alanında başı Cayman Adaları çekiyor. Ayrıca bankacılık ve finansal piyasalar tablolarında da liderliği elinde tutuyor. Ancak sigorta alanına gelindiğinde ise Bermu-da'nm eline kimse su dökemiyor

DAHA ÜMİT VERİCİ BİR RESİM
Karayipli finans sektörüne akanl FDI'ye bir bakış da bu ülkeler hakkında çok daha ümit verici bir resim veriyor. Yabancı yatırım akışı turizn sektöründe daha erken azalmaya başlayarak 2008'de proje sayısı yüzdel 25 düşmüş.

Ancak ertesi yıl işler düzelmeye başlamış, ve 2009 yılında finans sektördeki yatırım projeleri topları da yedi proje ile yüzdel6.7 oranında artmış ki Karayipli ekonomilerin ölçeği göz önüne alındığında bu gave iri bir rakam. Beklendiği üzere, bu yatırımların büyük bir çoğunluğu 2009'da üç proje ile Cayman Adaları'na gitmiş, ancak ikisi Jamaika'ya giderken biri Bermuda'ya biri de Haiti'ye akmış. Caymanlar ayrıca, hedge fonlar ve hedge fonların fonları için idari hizmetler sunan New York merkezli bir tedarikçi olan HedgeServe aracılığıyla bu yıl, finansal hizmetler alanında ekstra yatırımları da cezbetmişler.
Bu yıl içinde Turks ve Caicos Adaları'nda bir şube açan Scotiabank, bu bölgenin en büyük finansal hizmetler yatırımcısı olma unvanını korumuş.

Karayipli finans merkezleri, portföy yatırımları ile FDI'nin yanısıra uluslararası gözlemcilerin ve politikayapıcılarm da, halen şeffaf olmayan bankacılık sistemleri dedikleri şey yüzünden, dikkatini çekmeyi başarmış. Karayipli bu merkezler tarafından imzalanan ve Ekonomik Kalkınma ve işbirliği Örgütü'nün (OECD) işbirlikçi bir finansal bölge olarak kabul edilme zorunluluğundan biri olan vergi bilgilerinin takası anlaşmalarının (TIEAlar) sayısının artmasına rağmen bu finansal merkezlere duyulan negatif algılama halen sürüyor.

Örneğin Bahamalar bugüne kadar 22 TIEA anlaşması imzalamış (Japonya ile yapılacak bir sözleşme daha yolda), ve OECD'nin bu yılın başlarında minimum TIEA sayısını 12'e vükseltmesiyle işbirliğine yanaşmavan bölgeler sıralamasından çıkartılmıştı. Bahamalar bugün 250 lisanslı banka ile tröst şirketine ev sahipliği yapıyor. Eleştiriler, sermaye akışı yaşayan Latin Amerikalı ülkeler ile daha fazla sayıda anlaşma yapılması gerektiğini söylüyorlar. şžu anda Bahamalar'ın Latina Amerika'da sadece Meksika ve Arjantin ile arasında TIEAlar var. Bahamalar'ın ABD, Almanya, ve ingiltere'nin yanısıra aralarında Grönland, Faroe Adaları, ve Monako'nun da olduğu ülkelerler de yaptığı anlaşmalar mevcut.

HAKSIZ BASKILAR

ABD'deki Delaware, Nevada, ve Wyoming gibi avantajlı vergi rejimlerine sahip onshore (karadaki) bölgelere uygulanan farklı muameleyi gören offshore (sahillerdeki) merkezler, G20 ülkeleri tarafından kendilerine uygulanan şiddeti artan baskıları kelimenin tek anlamıyla insafsızlık olarak algılıyorlar.

Üstüne üstlük yeni uluslararası düzenleme bu bölgelerin aleyhine bir rol de oynayabilir. Geçenlerde kabul edilen ABD Yabancı Hesaplar Vergi Uyumu Yasası, yabancı ülkelerde finansal hesabı olan ABD'li yatırımcılar için vergi bilgilerinin takasını gerektirirken, yine geçenlerde Avrupa Parlamentosu tarafından yasalaştırılan Avrupa Alternatif Yatırımlar Fon Yönetimi Genelgesi ile Avrupalı yatırımcıların vergi bilgilerinin takası uygulamaları temelinde uygun görülmeyen bölgelere yatırım yapmalarını yasaklayacak. Bu yasa Avrupalı düzenleyicilerin tek tek onaylayacağı bir geçiş döneminden sonra uygulanmaya başlanılacak. şžu anda Londra ve AB'de yönetilen pek çok fonun dayanak noktaları aslında bu genelgenin zorunluluklarını yerine getirmeyen avantajlı vergi uygulamalarının olduğu Cayman Adaları ve diğer offshore merkezler.

Karayipli merkezler, dış tehditlerin dışında, bu merkezlerin büyümelerine sekte vurabilecek şekilde, kendi aralarındaki güçlü bÜ®r işbirliği ve içsel rekabet eksikliği gibi kendilerinden kaynaklanan meydan okumalarla yüzleşiyorlar. Karayip ülkeleri halen uzman finans merkezleri olarak liderliklerini sürdürüyorlar, ancak eğer gelecekte de bu konumlarını devam ettirmek istiyorlarsa bir an önce mevcut finansal ve düzenleyici iklime ayak uydurmaları şart. Eğer kendi ekonomileri ve finans merkezleri hakkındaki önyar-gılar kırılacaksa bunu ancak kendi büyüme planlarını uluslararası yatırımcılara net bir şekilde anlatarak başarabilirler.
Ekonomist