Sektörel

Kayıt dışılık sistemin en önemli sorunu

CEREAN Yıllık Konferansında konuşan Sabri Ateş, gayrimenkulün, ekonominin lokomotifi olduğunu ifade etti.

İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Sabri Ateş, kurumların yetki yetersizliği nedeniyle emlak işi yapan işletmelerin sadece çok küçük bir bölümünün kayıtlı ekonomi kapsamında
bulunduğunu, kayıt dışılığın sistemin en önemli sorunu olarak göründüğünü belirtti.

Ateş, siyasi ve ekonomik istikrar paralelinde yaşanan iyileşmeler sonucu
Türkiye'de geçen yıl Tutsat (mortgage) Kanununun yürürlüğe girdiğini
hatırlatarak, kanun paralelinde gayrimenkul, emlak ile finans sektöründe önemli gelişmeler olduğunu ve daha büyük gelişmelerin de beklendiğini anlattı.

Türkiye bütçesinde önemli yere sahip bir paranın el değiştirdiği ve
ekonomiye tekrar kazandırıldığı, ülke genelinde yaklaşık 400 bin işletme ve
yaklaşık 600 bin civarında çalışanı ile 3 milyon kişilik bir aile topluluğunun
geçimini sağladığı bu mesleğin, tamamen teamül ve uygulamalara terk edildiğini savunan Ateş, şunları kaydetti:
"Hali hazırdaki kanunlar gereği mesleki örgütlenmesini, esnaf ve sanatkar
odaları ile ticaret odaları bünyesinde gerçekleştirmek zorundadır. Ancak bu
kurumların yetki yetersizlikleri nedeniyle işletmelerin sadece çok küçük bir
bölümü kayıtlı ekonomi kapsamındadır. Kayıt dışılık, sistemin en önemli sorunu olarak görünmektedir. Bu durum, devlet hazinesinin vergi kaybına, yerel yönetimlerin, meslek odaları ile SSK ve Bağ-Kur gibi sosyal güvenlik
kuruluşlarının ise gelir kaybına ve ekonomik yönden zarar görmelerine neden olmaktadır."

"GAYRİMENKUL PİYASASI MADDİ VE MANEVİ KAYBA UĞRAMAKTADIR"
Sabri Ateş, hali hazırda kanunların oda ve birlik yetkileri açısından
yetersiz olması ve denetim mekanizmalarındaki uygulama boşluklarından ötürü sektör üzerinde yeterli kontrol sağlanamadığını, bu nedenle de müşteri ve dolayısıyla tüm gayrimenkul piyasasının maddi ve manevi kayba uğradığını savundu.

Kayıt dışılığı önlemek için tüm hukuki ve mali önlemlerin en kısa zamanda
ve kararlılıkla alınması gerektiğinin altını çizen Ateş, sektörün "acilen" Emlak
Komisyonculuğu ve Müşavirliği Yasasının çıkartılmasına ihtiyaç duyulduğunu
söyledi.

Ateş, küresel finansal krize değinirken, Türkiye'nin 2001'den önce
yaşadığı ekonomik krizler nedeniyle aldığı dersler sonucu kamu maliyesi ve
özellikle finans kesiminde uyguladığı disiplini, bu konuda tavizsiz yaklaşımı ve şu anda kullandırdığı fonların cüzi tutarlarda oluşunun, Türkiye'nin şansı olarak ön plana çıktığını vurguladı.

Türkiye'nin, krizden en az etkilenecek ülkeler arasında ön sıralarda
gösterildiğini belirten Ateş, şöyle devam etti:
"Ülkemizin, yerli ve yabancı yatırımcılar için en cazip pazar konumuna
geldiği görülmektedir. Ülkemizdeki yatırım imkanlarının cazibesinin devamlılığını sürdürmek için kamu ve özel sektör olarak piyasamızdaki tüm aktörlere önemli görevler düşmektedir. Bu çerçevede, altyapılarımızı eksiksiz tamamlamak zorundayız. Emlakçılık sistemimizi rehabilite etmeliyiz ve gelişmiş ülkeler standartlarına ulaştırmalıyız. Tutsat Yasasında belirtilen tüm unsurlarımızı, dünyada kabul gören standartlara getirmek mecburiyetindeyiz."

"BİRLİK VE BERABERLİK..."
CEREAN Başkanı Dan Negulescu da, kriz döneminde birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarını dile getirerek, "Ancak birlikte hareket edersek krizden çıkarız. Birlikte hareket etmezsek daha çok para kazanmamız mümkün değil" şeklinde konuştu.

Negulescu, Türkiye'nin, tüm yatırımcılara birçok fırsat sunduğunu
belirterek, bu konferans sırasında yeni ortaklıklar edinmeleri ve yeni
işbirlikleri yapmaları gerektiğini söyledi.

"Emlak Yatırımında Küreselleşme & Türkiye'deki Yeni Fırsatlar" konulu
konferans, yarın sona erecek.