Kentsel dönüşüm deprem riskini azalttı!
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki, ''Kentsel dönüşüm, deprem riskini azaltmada etkili olacak yaklaşımlardan birisi" dedi.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki, "Kentsel dönüşüm kapsamında oldukça fazla bina yıkıldı ve yenilendi. Bu çalışma özellikle İstanbul'da yapıldı. Bu kapsamda birçok okul binası yıkıldı ve yeniden yapıldı. Kentsel dönüşüm, deprem riskini azaltmada etkili olacak yaklaşımlardan birisi" dedi.
Yapı stoğunun önemli bir bölümünün, farklı sebeplerle deprem etkilerine karşı yeterli dayanıma sahip olmadığına işaret eden İlki, "Son yıllarda yapılanların bir düzey daha iyi olduğunu söylemek mümkün. Özellikle 1999 depreminden sonra ortaya çıkan bilinçlenme ve depreme dayanıklı yapı talebi, mevcut yapıların kalitesini ciddi derecede artırdı." diye konuştu.
Türkiye'de en yaygın yapı sisteminin betonarme olduğunu aktaran İlki, "Bunun temel bileşeni beton ve betonarme çeliği. Dolayısıyla bu iki malzemenin temininde gerekli testler yapılmalı. Hem betonun hem donatı çeliğinin inşaatta kullanılmadan önce mekanik özellikleri mutlaka deneylerle tespit edilmeli." ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşümle yıkılan yapılardan bahseden İlki, "Kentsel dönüşüm kapsamında oldukça fazla bina yıkıldı ve yenilendi. Çalışma özellikle İstanbul'da yapıldı. Bu kapsamda birçok okul binası yıkıldı ve yeniden yapıldı. Kentsel dönüşüm çalışması, deprem riskini azaltmada etkili olacak yaklaşımlardan birisi." ifadelerini kullandı.
- "İnşaat mühendisi diploması yeterli değil"
Deprem riski olan bölgelerin, bilinen fay hatlarının yakınlarında olan bölgeler olduğunu ifade eden İlki, "Bunların en başında Kuzey Anadolu fay hattı, Doğu Anadolu fay hattı ve civarındaki alanlar olduğunu söyleyebiliriz. Ege Bölgesi'nin de önemli bölümü yine fayların bulunduğu alanlarda. Bütün bu bölgeler deprem riski haritalarında belirlenmiş durumda." dedi.
Türkiye'de inşaat sektöründe çalışan kişilere de değinen İlki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Maalesef ülkemizde inşaat mühendisliği diploması alan herkes, o 4 yıl sonunda proje yapmaya ve bina yapmaya yetkili durumda. Müteahhitlere zaten girmiyorum. Herhangi bir yatırımcı, inşaat yatırımcılığına soyunabilir. Ama en azından teknik elemanların yeterliliğinin belli kriterler doğrultusunda değerlendirilmesi ve o kriterlerin yerine getirilmesi durumunda yetkilenmesi yerinde olur. Çünkü Türkiye'de bütün üniversitelerdeki inşaat mühendisleri bölümünde aynı nitelikle eğitim yapıldığını söylemek mümkün değil. Bunu keşke söyleyebilsek. Ama bu mümkün değil. En azından belli ve özellikli projelerde yetki sahibi olabilmek için bu tür projelerin altına imza koyabilmek için dört yıllık mezuniyet diplomasının ötesinde, belli kriterlerin sağlanmış olmasını beklemek yerinde olacaktır."