Kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan sorunlar!
Dünya Gazetesi köşe yazarı Tevfik Güngör bugün ki köşe yazısında 'Kentsel Dönüşüm' başlığını ele alıyor. İşte Tevfik Güngör'ün yazısı;
1960 yılında nüfusumuz 27 milyondu. Nüfusun yüzde 67’si kırsal kesimde yaşıyordu. Nüfusun yüzde 32’sinin yaşadığı kentlerin nüfusu ise 9 milyon dolayındaydı.
Şimdilerde Türkiye’nin nüfusu 77 milyon. Nüfusun yüzde 77’si kentlerde, yüzde 23’ü kırsal kesimde yaşıyor. Kentlerin nüfusu 60 milyonu aştı.
Kentlerin nüfusu 9 milyondan 60 milyona yükselirken, kentlerde yaşamaya başlayanlar başlarını sokacak bina yapma yarışına girdi.
Gecekondular, kanunlara aykırı olduğu için kaçak diye adlandırılan yapılarla kentlerde çarpık bir yapılaşma ortaya çıktı.
Bu yapıların bir bölümü deprem bölgelerinde çürük yapılar. Büyük bir kısmı ise kanunlara aykırı yapılaşma sonucu şehirlerin yaşam bütünlüğünü bozan yapılar.
Van depreminden sonra yürürlüğe giren (Kentsel Dönüşüm Kanunu) eski, ekonomik ömrünü tamamlamış, depremlerde hasar görmüş evlerin yıkılarak yeniden inşa edilmesine imkan veriyor.
Riskli alanlar dışındaki kentsel dönüşüm ise konut sahiplerinin isteği ile gerçekleştiriliyor.
Kentsel dönüşüm için kentlerdeki, (1) yerinde dönüşüm alanları ile (2) afete maruz alanlar için projeler hazırlanıyor.
Toplu kentsel dönüşüm projelerinde sorun, dönüşüme giren konutlarda eskiden yaşayanların, dönüşümden sonra nerede yaşayacakları noktasında düğümleniyor.
Bu sorunun hem ekonomik, hem sosyal yönü var. Ekonomik yönü, eski konut alanlarında önemli büyüklükte imar rantlarının ortaya çıkmasıdır. Sosyal yönü ise dönüşüm alanlarında yaşayanların, yaşam alanlarını terk etme zorunda kalmalarıdır.
Sorunun temelinde, dönüşüm bölgelerinde yaşayanların, dönüşüm ile inşa edilen yeni konutlarda yaşama şansına sahip olamamaları var.
Olması gereken, dönüşüm sonu, o bölgede yaşayanların tekrar o bölgede yaşamlarını sürmesidir. Ama bu çok kere mümkün olamıyor.
Diğer bir önemli sorun, her kentteki dönüşüm alanlarında birbirine benzer çok katlı binaların inşa edilmesi ile kentlerin karakterinin yok olmasıdır.. Her kent birbirine benzer hale geliyor.
Dünya-Tevfik Güngör