Kentsel dönüşüm rantsal bölüşüme dönüştü
Roman mahallesi Sulukule'de uygulanan kentsel dönüşüm projesinin `rantsal bölüşüm'e dönüştüğü ortaya çıktı.
"Belediye `Ya evleri bize verin, ya da kendiniz satın' demişti. `Size TOKİ'den ev vereceğiz' dediler. Belediye kamulaştırırsa evimizin metrekaresine 500 lira veriyordu. Bu da yaklaşık 50 bin lira ediyordu. Oysa TOKİ'nin yapıp satacağı evleri 175 bin liraydı, alamazdık. Biz de belediyeye vermek yerine biraz daha fazlasına başkalarına sattık."
Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük'ün kısaca bu cümlelerle özetlediği satışın, ünlü Sulukule'yi `AKP kule' haline getirdiği ortaya çıktı. Kentsel dönüşüm çerçevesinde kamulaştırma ve yıkım kararı uygulanan Neslişah ve Hatice Sultan Mahallelerinde konutların yarısı el değiştirirken, bu evleri değerinin çok altında satın alanlar arasında AKP'yle ilişkili çok sayıda isim çıktı. Hürriyet gazetesinin dünkü haberine göre yeni Sulukule sakinleri arasında `Deniz Feneri noteri' İsmet Büyükkılıç, bir AKP milletvekilinin oğlu ve tarikat lideri Mahmut Hoca da vardı. CHP Fatih Belediye Başkan adayı Can Özyedierler ile milletvekilleri Çetin Soysal ve Mehmet Sevigen dün, bu bölgeden ev alan diğer AKP'lileri de açıkladı.
Proje gündeme geldiği ilk günden itibaren büyük tartışma yaratmıştı. Konuyu Meclis gündemine taşıyanların başında yer alan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın itirazı şöyleydi: "Kentlerin fiziksel çevre kalitesini yükseltmeyi amaçlayan kentsel dönüşüm projesi Sulukule'de yanlış uygulanmaktadır. Kentsel dönüşüm değil, sanki kentsel bölüşüm, rantsal dönüşüm var. Bu projeler orada yaşayan Romanları asimile etme projesidir."
AKP'li üye `Şaibeli' demişti
Projeye Fatih Belediyesi'nde CHP'lilerin yanı sıra AKP'li Meclis üyeleri Sibel Musaoğlu, Cemal Merdan ve Kadir Özdemir de ret oyu vermişti. Musaoğlu, şaibelerden rahatsızdı: "Şaibeleri engelleyelim, sonra geçsin anlamında ret dedik." (Radikal)
`Siz alamazsınız bize satın...'
Sulukule'de kentsel dönüşüm çalışmaları, 2005 yılında başladı. Hatice ve Neslişah Sultan Mahalleleri 2006'da Bakanlar Kurulu kararlarıyla `Yenileme Alanı' ilan edildi. Daha sonra yaşananları Sulukulelilerin karşı Sulukule Platformu'ndan Hacer Foggo anlattı:
"TOKİ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi protokol imzaladı ama mahallelinin projeden haberi bile yoktu. 13 Aralık 2006'da Bakanlar Kurulu Kararıyla `Acele Kamulaştırma Kararı' çıktı. 2 Kasım 2007'de de hazırlanan proje kabul edildi. Bölgeye 45 dükkân ve 665 konut inşa edilecekti. Kamulaştırma kararı evlerin satılması için tehdit gibi kullanıldı. Fatih Belediyesi mevcut evlerin metrekaresine 500 lira bedel biçti. Bir ev ortalama 50 bin lira ediyordu. Pek çok kişi Sulukuleli ev sahiplerine `Belediyeden 50 bin lira vermişler, ben sana 70 vereyim' teklifinde bulundu. Tüm bu satışlar böyle oldu.
2007'den itibaren Sulukule'deki evler yıkılmaya başlandı. Pek çok aile ortada kaldı, özellikle kiracılar. 346 kiracı beş -altı ay önce Taşoluk'a gitti ama orada şu an sadece 30 aile kaldı. Diğerleri, borçlanıp aldıkları evlerin taksitlerini ödeyemedikleri için devrettiler. Kalanlara da borçlarından ötürü icra geldi. Şu an mahallelerin yüzde 80'i yıkıldı. Yıkıntıların arasında hâlâ 60- 70 kiracı var."
`Belediyeden kimse bu olayın içinde değil'
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, başkan yardımcısının Erhan Oflaz, listede ismi geçen kişinin adının ise Ayşe Nursel Oflazer olduğunu belirterek, dolayısıyla başkan yardımcısıyla ilgili herhangi bir suçlamanın söz konusu olamayacağını kaydetti. Başkan yardımcısı İzzettin Öztosun'un akrabası olduğu belirtilen Perihan Öztosun adında Türkiye'de bir tapu kaydının olmadığını ifade eden Demir, akrabaları adına tapu kaydı bulunduğu iddia edilen Abdülhamit Şeker'in de Belediye Meclis Üyesi olmadığını aktardı. Demir, listede bulunan Diyaettin Acar'ın Belediye Meclis Üyesi olduğunu, ancak olayla ilgisini şu anda bilemediğini ifade etti. Demir, "Ne ben, ne de benim yakın çalışma arkadaşlarım böyle bir şeyin içinde olduk. Başkan yardımcılarımla ve danışmanlarımla bu işin içerisinde olmamaları gerektiğini, bunun etik olmadığını başlarken konuştuk. Buradan kendi mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu proje o kadar speküle edildi ki buna rağmen benim arkadaşlarım son derece temiz ve düzgün durdular" dedi.
Radikal