Kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme arasındaki fark nedir?
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma) Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu, Bursa'nın kuruluşundan bugüne mimari yapısı ve gelişimi çerçevesinde "Kentsel Yenileme ve Kentsel Dönüşüm" kavramlarını masaya yatırdı. İşte o haber...
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma) Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu, Bursa'nın kuruluşundan bugüne mimari yapısı ve gelişimi çerçevesinde "Kentsel Yenileme ve Kentsel Dönüşüm" kavramlarını masaya yatırdı.
Kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme arasındaki fark nedir?
Müthiş bir kavram karmaşası var. Kentsel dönüşüm; tarihi kent ya da esas kent dokusunun dışındaki kaçak yapılaşma veya çöküntü bölgelerindeki dönüşümü ifade eder. Kentsel yenilemede ise tarihi kent merkezinin modern yaşama uygun hale getirilmesi, toplumun kültürel kimliğinin, toplumun hafızasının yaşadığı mekanlarda topluma yeni bu değer katma anlamında kullanılır. Bu alanlar bir rant alanı olarak değil kentin eksiklerini tamamlayan donatı alanları olarak değerlendirildi.
Bursa geleceğe nasıl taşınıyor? Yapılan kentsel yenileme midir, kentsel dönüşüm mü?
Avrupa kentlerinin kendine özgü bir kentsel dönüşüm hikayesi vardır. Dolayısıyla kentsel dönüşüm bü reçete değildi. Bursa'da ne yapıldığını ise genellikle iş bittikten sonra görüyor, kentsel dönüşümün sonuçların da başımıza geldikten sonra düşünmeye başlıyoruz. Birdenbire Doğanbey Mahallesi çıktı mesela? Neden çıktı bu demeye kimin hakkı var şimdi? Göz göre göre oldu işte, bundan sonra da olacak. Bu tehlikelerin hepsini görebiliyoruz.
HER MAHALLESİNİN ALTINDA BİR KAHRAMAN YATAR
Kitaplara konu olan, tarihi Bursa'nın dokusu nasıldı peki?
Edebiyatta Bursa en güzel gezidir. Bursa'yı anlatırken ilk sozü hepTanpınar'a veririm, diyor ki: "Şimdiye kadar gördüğüm şehirler içinde Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başkasını hatırlamıyorum. Uğradığı değişiklikler ve felaketler ve ihmaller, kaydettiği ileri ve mesut merhaleler ne olursa olsun o hep ilk kuruluş çağının havasını saklar, onun arasından bizimle konuşul onun şiir ün teneffüs eder."
Mimari anlamda önemi nedir?
Mimari anlamda Bursa'ya karakter veren iki dönem vardır; biri Osmanlı'dır. Bursa'nın bütün mahalleleri Bursa'nın kuruluş döneminin öyküsüdür, destanıdır. Her mahallenin altında bir kahraman yatar. Yeni kurulan uygarlığın bütün bu manifestosu mimariye de yansıyor. Osmanlılar ev yapmayı, mahalle yapmayı, kent yapmayı, çarşı yapmayı Bursa'da öğreniyor.
BURSA GİTMİŞ NEYİ KORUYORSUN?
Tarihi Kentler Birliği ile birlikte Bursa'da tarihi ve doğal çevre korunmasına yönelik çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında Türkiye'de belediye başkan larının korumaya yönelik bir merakı özellikle tarihi kentlerde uyandı, bu bir uyanıştır. Bursa'da da bu mücadele Ekrem Barışık ile başladı, sonra her başkan üzerine bir şeyler koymaya, devam ettirmeye çalıştı. Ama Bursa gitmiş, koruduğun şey ne olabilir? Ya da çarşıyı, mahalleleri, eserleri koruyor da sorııa tutuyoı Bursa'nın eski dort mahallesini yıkarak bir Doganbey Mahallesi gibi bir ucubeyi Bursa'nın kalbine inşa edebiliyorlar. İkisi bir arada nasıl oluyor hayret verici!
Herkesin hayranlığını ifade ettiği bu kentte büyüdük ama bu şehiı yok artık! Bu şehir gitti. Yani 150 binden 2 milyon 150 bine çıktı 50 sene içinde. Bu sıcağa kar dayanmadı. Ben de 1951 yılında Altıparmakta meşhur Yağcı Cemal Koş ku'nde doğdum. Bursa'nın en muhteşem 4 katlı ahşap konaklarmdan birisiydi. O yıkıldı yerine SSK binaları yapıldı, o da yıkıldı BTSO yapıldı. Yani yıkmalara doyamıyoruz. Elimizden hiçbir şey kurtulmuyor.
Bir anımı anlatmak isterim: Mak sem'den aşağı doğru Anıtlar Kurulu üyeleriyle iniyoruz kalabalık, çocuklardan binsi ÇEKÜL Başkanı Metin Sözen hocanın yakasına yapıştı, ne oldu amca cenazemi var dedi. Anca böyle kalabalık heyet cenazelerde yürür ya. "Evet yavrum" dedi Metin Sözen de "Bursa olmuş onun cenazesini kaldırmaya geldik." Ama bugün daha kötü durumdayız. O günleri arıyoruz...
Bursa'yı kim öldürdü sizin deyiminizle?
Aslında herkes bir şeyler yapmak istiyor. Fakat asıl mesele şu; Biz gerçekten dünyanın en güzel şehrini kendi ellerimizle kendimiz yıktık, yerine de çok kötü şeyler yaptık. Suçlu bir kuşağız. Kent suçları diye bir sey var, 3. nesil insan hakları, ben de dahilim! Yıktığımız daha çoktur yaptığımızdan. Koskoca bir Osmanlı başkentini yerle bir ettik, yerine apartmanlar yaptık, yapsat düzeniyle. O ahşap evlerimizin yüzüne bakmadık.
Hürriyet Bursa