Kentsel Dönüşüm

Kentsel dönüşüm ‘yık-yap’ anlayışı ile yapılmamalı!

İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak; kentsel dönüşüm çalışmalarını değerlendirirken, önemli bir konuya işaret ederek kentsel dönüşüm çalışmalarının ‘yık-yap’ anlayışından kurtarılması gerektiğini söyledi.

İMO Bursa Şube Başkanı Albayrak, kentsel dönüşümde önemli bir konuyu gündeme getirerek, “Kentsel dönüşüm ‘yık-yap’ anlayışı ile ele alınarak ve rantı yüksek yerlerde yapılıyor” dedi.


Mehmet Albayrak; ülke topraklarının yüzde 66’sının 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer aldığını hatırlattığı basın açıklamasında, bu çerçevede ülke nüfusunun yüzde 70, büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’inin deprem tehlikesi altında olduğunu kaydetti. Türkiye’nin çok sık deprem yaşayan, bu depremlerde can ve mal kayıpları olan deprem ülkesi olduğuna vurgu yapan Albayrak, bu nedenle; mevcut yapı stokunun büyük bir kısmının deprem güvenliğinin bulunmadığını söyledi. Albayrak, “Depreme karşı güvenliği olmayan bu yapıların güçlendirilerek depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekir. Onarım ve güçlendirme çalışmaları ekonomik olarak rasyonel değilse yıkılıp yeniden yapılmaları gerekir. Yeni yapılan yapıların yeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi gerekir. Mal sahibi adına kendisini denetleyecek olan yapı denetim kuruluşunu müteahhitler belirlememelidir. Yapı denetim ücreti son derece yetersiz. Denetim sürecinde bulunan meslek insanlarının mesleki yeterlilikleri, meslek odası tarafından belgelenmeli. Meslek odaları yapı üretim sürecinin dışına itilmemeli. 1938 yılında çıkarılan, sadece diploma almaya bağlı olarak hizmet üretilmesini sağlayan  “Mühendislik Mimarlık Hakkında Yasa” değiştirilmeli. Kentleşme sürecinde, sağlıklı bir planlama ve buna bağlı olarak depreme dayanıklı yapılar üretilmelidir” dedi.


BÜYÜK KAYIPLAR BEKLENİYOR

Mühendislik hizmeti almamış, kaçak ve çarpık yapılaşmaların deprem karşısında ülkenin en önemli sorunu olduğunu dile getiren İMO Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Albayrak, olası bir Marmara Depremi’nde bölgede ciddi can ve mal kayıpları yaşanmasının beklendiğini belirtti. Albayrak, “Bütün bu bilgilerin ışığında Kentsel Dönüşüm kavramına bir göz atacak olursak; sosyal boyutu, kentsel boyutu, finansal boyutu, yasal boyutu, yıkım ve geri dönüşüm boyutu ile son derece önemli konuları içeren “dönüşüm” kavramı iyi irdelenmeli ve iyi uygulanmalıdır. Bu nedenle kent yaşamına sadece mekânsal ölçekte bakmamak gerekir.


Planlı bir kentsel dönüşümün çözüm, altyapı-yol- yeşil alan- sosyal donatı alanı, eğitim ve dini alanların bütünsel planlaması ile sağlanabilir. Oysa bugün kentsel dönüşüm YIK-YAP anlayışı ile ele alınmakta ve rantı yüksek olan yerlerde yapılmaktadır. Kentsel dönüşüm parsel bazında bir planlamanın sonucu olarak değil, kent planlamasının kendisi olarak ele alınmalıdır. 2012 yılında çıkartılan “6306 sayılı Afet Riski Altında Bulunan Alanların Dönüştürülmesi Yasası” ile şehir planlamasında önemli bir adım oldu. Fakat dönüşümün bütüncül olarak ele alınmaması, sosyo- ekonomik boyutun doğru hesaplanmaması gibi nedenlerle konut sahipleri tarafından beklenen ilgiyi görmedi. 17 Ağustos 1999 yılında var olan mühendislik hizmeti almamış yapılar bugün de varlıklarını sürdürüyorlar. İşte bu yapıların belirli kriterler baz alınarak hızlı bir şekilde ön incelemeye tabi tutulması, envanterinin çıkartılması; güçlendirilmesi gerekenlerin güçlendirilmesi, güçlendirilmesi uygun olmayanların ise yenilenmesi gerekmektedir. Bunun için kaybedecek vaktimiz yok” görüşlerine yer verdi.


Albayrak, İMO Bursa Şubesi’nin, yapı üretim süreci tüm eksiklerinden arındırılıncaya, yapı stoku iyileştirilinceye, güvenli ve sağlıklı yapı üretilinceye ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayıncaya kadar çalışmalarını sürdüreceğini anlatarak, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da Bakanlık ve Belediyelerle işbirliğine açık bir şekilde hareket edeceklerini sözlerine ekledi.

 


Yeni Marmara Gazetesi