Kentsel Dönüşüm Yasası soru işaretleriyle dolu, yönetmelikle tamamlanmalı!
Kentsel Dönüşüm Yasası'nı desteklediğini ancak bazı eksiklerin giderilmesi gerektiğini vurgulayan Artyol Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Türkkan, “Örneğin, riskli binanın tanımı daha açık yapılmalı" dedi
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, bu hafta meclisten geçerek yasalaştı. Milyonlarca vatandaşı ilgilendiren Kentsel Dönüşüm Yasası’nın kabul edilmesinin ardından nasıl uygulanacağı konuşulmaya başlanırken, bazı soru işaretleri de gündeme gelmeye başladı.
Kentsel Dönüşüm Yasası ile ile ilgili daha önce birçok kez açıklamalarda bulunarak yasayı desteklediğini, ancak bazı eksiklerin giderilmesi gerektiğini vurgulayan Artyol Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Türkkan, “Yasaya ülkemizin ciddi manada ihtiyacı vardı. Ancak yasayı incelediğimizde, daha önce gündeme getirdiğimiz sorulara yanıt alamadığımızı görüyoruz. Örneğin, riskli binanın tanımı daha açık yapılmalı. Mutlaka aksaklıklar olacaktır. Bunlar da yönetmeliklerle çözülebilecek diye ümit ediyorum” dedi.
Sinan Türkkan’ın açıklaması şöyle:
“Bu yasayı desteklediğimi, daha önce sık sık ifade ettim. Ancak çıkan yasada daha önce de belirttiğimiz hususlarla ilgili bir madde göremedim.
Örneğin yasada, riskli bina tanımı yapılmış. Ancak riskli binadan kastedilen Deprem Yönetmeliği’ne uymayan bina mı, yoksa çökme riski taşıyan bina mı? Buna açıklık getirilmelidir. Çökme riski taşıyan binaların malzeme (demir-beton) dayanıklılıklarının çok düşük olması nedeniyle, zamanında mühendislik hizmeti almayan binalar anlamak gerekir. Muhtemelen bu sınıfa giren binaların güçlendirme maliyetlerinin, yıkılıp yapma maliyetlerine yakın çıkması nedeniyle yıkıp yapmak daha doğru yol olacaktır.
Güçlendirme yapmak isteyen ne yapacak?
Kanunda güçlendirmeden bahsedilmemiş, insanlar mevcut binasına güçlendirme yaparak sağlam hale getirmek isterse nasıl bir yol izleyeceği belirtilmemiş. Ayrıca binaya rapor almak için nasıl bir yol izleyeceğini ve şu anda kullandığı binasının ne durumda olduğunu bilmeyip merak da etmeyen ciddi bir kesim var. Bu kesim nasıl organize edilip inceletmeye mecbur hale getirilecek?
Binasına riskli raporu verilen vatandaşa 60 gün süre verileceği belirtilmiş. Vatandaş bu süre içerisinde evini boşaltacak ve yıktıracak. Bu süre içinde binasına güçlendirme projesi hazırlayıp güçlendirme çalışmasına başlarsa ne olacak? Bunun sonunda bina riskli bina sınıfından çıkmış olacak, yıkım kararı ne olacak?
Hacizli dairelerin durumu ne olacak?
Bankalardan kredi kullanmış dairelerin yıkım prosedürü nasıl olacak? Hacizli veya icralık daireler ne olacak? Bu konular yeterince açık değil.
Tarihi eser niteliği taşıyan binalarda yıkım kararı nasıl verilecek?
Normal şartlarda tarihi eser niteliğindeki bir yapıyla ilgili kararın Anıtlar Kurulu’ndan onaylanması 1-2 yıl sürmektedir.
Kanundan anlaşıldığı üzere, vatandaş öncelikle sahip olduğu binanın depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmeli. Üniversite onaylı bir rapor almalı ve bu rapor neticesine göre durumunu belirlemelidir.
İmar artışı verilen bölgeler şanslı
Kentsel Dönüşüm Alanı’nda kalan ve imar artışı verilen yerlerde durum daha kolay. Bu bölgeler yeni imar alanları yaratılarak insanların kat karşılığı daha modern ve sağlam binalara kavuşması sağlanacaktır.
Sorunun daha çok yapılaşmasını önce tamamlanmış bölgelerde yaşanacağı açıktır. Bu bölgelerde binalar 40-50 yıllık. Üstelik hareket alanları çok sınırlı, parseller çok küçük ve verasetler nedeniyle bir daire çok ortaklı. Kanun bu binalarda aslında bir şans, bu sayede yenilenme imkânı sağlanmış olacak.
Bu durumda müteahhidin kat karşılığı girmediği bölgelerde oturan insanların da yıkıp yapma imkânları yoksa bu durumda çözüm ne olacak? Güçlendirme bir alternatif olabilir… Veya kredi imkânları yaratılarak insanlara düşük faizli krediler sağlanabilir.
Kaçak yapılarda ne yapılacak?
Tabii kaçak yapılar var, bu yapılar 5-6 katlı, her türlü belediye hizmetini alan binalar. Bunların bir kısmı toprak tapulu, bir kısmı noter senedi ile satılmış. Burada işler her yönüyle zorlaşıyor. İstanbul’da bu durumda olan ve 30-40 dairenin bulunduğu binalar var. Devlet bu tip yapılarda ne yapacak?
Tekrar belirtmek istiyorum, Türkiye’nin böyle bir yasaya acilen ihtiyacı vardı. Bu sorun ile her depremden sonra karşılaşıp sonra unutuyorduk. Şimdi bu sorunları çözme zamanı. Mutlaka aksaklıklar olacaktır. Bunlar da yönetmeliklerle çözülebilecek diye ümit ediyorum.”
Artyol Mühendislik
1987 yılında Türkkan Mühendislik Hizmetleri adı altında statik betonarme projeler yaparak başlayan çalışma hayatı, 1992 yılında ART-YOL Mühendislik Mimarlık İnşaat Taahhüt Ltd.Şti. kurulması ile devam etti. 1994 yılında Kartal Maltepe’de 11 katlı dört blokta güçlendirme çalışmasına İTÜ danışmanlığında yaparak başladı. Daha sonra pek çok yanan veya hasar gören binada güçlendirme çalışmaları yapan firma, özellikle 1999 Körfez depremi, Afyon Samandağ depremi, Bingöl depremi Simav ve Van-Erciş depremlerinde ciddi güçlendirme projesi ve uygulamaları gerçekleştirdi.
Çalışmalarında İTÜ Deprem Laboratuarları ile işbirliği içinde pek çok deney ve tez çalışmalarının içinde yer alan firma, karbon fiber uygulamasını da ülkemizde ilk uygulayan firmalardan biridir. Uzun yıllardır İTÜ ile birlikte çalışmalarını yürüten Artyol Mühendislik, güçlendirme konusunda dünyada uygulanan en son teknoloji ve yapı kimyasallarını yakından takip edip vatandaşımızın hizmetine sunmaktadır.
Yılda ortalama 80 bina onaran Artyol Mühendislik’in bugüne kadar onardığı 1000’in üzerinde bina bulunuyor.
Tarihi bina güçlendirme konusunda da ciddi tecrübesi olan firma Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii gibi önemli yapıların güçlendirmesinde yer aldı.
Artyol Mühendislik ve çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için www.artyol.com adresini ziyaret edebilirsiniz.